"Spor yapmayan kadınlar demode olur"... Bu söz, çağdaş kentli kadınların son günlerde diline dolanan bir slogan... Günümüz kadını, eskiden kendisi için yasak olan veya uygun görülmeyen bazı sporları zevkle ve büyük hevesle yapıyor.
Birçok insanın gözünde boks erkek sporudur. Ancak günümüzde, bu "vahşi sporu" seven birçok kadın da var. Aile ve çalışma hayatının insanlar üzerinde büyük baskı yarattığı çağımızda boks, içimizde biriken sıkıntıları dışarı atmak için birebirdir. Boks, insanların bir şeylere vurma ihtiyacını tatmin eder. Elbette bu içgüdü, yalnızca erkeklere has değil!
Golfle ilgilenen birçok insan hâlâ şu görüşü savunuyor: Kadınlar doğuştan, erkeklere ait bu spordan zevk almaz; bu sporla uğraşmaktan hoşlanmaz. Ancak, gözardı edilmemesi gereken bir gerçek de şu: Günümüzde golf oynayanların yüzde 25'i kadın ve kadınların bu spora harcadığı para giderek artıyor.
Ata binmek, kadınların içindeki soylu tavrı ortaya çıkarır. Kendinizi dört nala koşan bir atın üstünde hayal edin... O anda sanki dünyanın hakimi sizsinizdir... Bir de tabii ata binmek deyince aklımıza, savaş yıllarında geçen romantik aşk hikayeleri gelir.
Ancak atlara karşı özel bir sevgi besliyorsak, atla bir bütün haline gelebilir ve bu sporda başarılı olabiliriz. Uzun zaman ata binenlerin, beli ve kasları esnekleşir. Bunun yanı sıra ata binerken vücudumuzdaki dört nokta, yani başımız, boynumuz, belkemiğimiz ve topuğumuzun bir çizgi üzerinde olması gerekir. Ancak, normal günlerde sürekli bu posizyonda durmamız pek mümkün değil. Uzun zaman ata binenlerin kalçaları da yukarı doğru kalkık olur. Bu da çağdaş güzellik kıstaslarına son derece uygundur...
Yorumunuzu Gönderin
