|
|||||||||||||||||||||
|
nasıl olduysa birden adımı unuttum
adını unuttuğum o sıcak şehirde
yıldız alacası yüzen bir zakkum
yanımda o hayal kız ikide birde
yolumu gözlerine bakıp bulduğum
sahi ben ne hırçın bir çocuktum
ele avuca sığmaz aklı fikri şiirde
mısra mısra başımı belaya soktum
İzmir cezaevi dokuzyüz kırk bir'de
kaşla göz arası liseden kovuldum
inanmakta geç sevmekte çabuktum
bazen yaşadıklarım aklıma gelir de
kaç kere umutsuzluğun yolunu tuttum
istenmeyen adam hemen her devirde
hemen her devirde ateşten bir buluttum
binlerce umuttan belki bir umuttum
Attila İlhan"
Canım Kızım,
Acının sevinçleri bastırdığı günlerden merhaba,
Birçok insan, birçok aile için geçen Pazartesi günü, yani 12 Mayıs günü öğle saatlerinde çok şey değişti. Her zamanki gibi başladığı sanılan yeni bir hafta birden canları, umutları alıp gitti. Geride yaralılar, gözü yaşlılar, daha kötüsü enkaz altında yaşama sarılmak isteyenler bıraktı.
Arkadaşlarla güneşili bir Beijing öğle sonrasında kahve içiyorduk, beynimin uğuldamasini tansiyona bağlamıştımki, arka arkaya çalan telefonlar Beijing'de ciddi bir sarsıntı olduğunu ve özellikle yüksek binalarda bulunanların korku içinde sokaklara döküldüğünü bildiriyordu. Aynı panik durumu Shanghai'da da yaşanmış, ülkenin en yüksek binasoı Jinmao Kulesi dahil çok sayıda gökdelen boşaltılmıştı.
Ama asıl felaket haberi Sichuan eyaletinden geldi Merkez üssü eyaletin Wanchuan ilçesi olan Richter ölçeğiyle 7.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği haberi kısa sürede tüm dünyada duyuldu.
Bu rakam daha sonra 7.9 olarak değiştirildi. Çin, bu boyutta bir depremi en son 1976 yılında yaşadı. Tangshan depreminde 242 bin kişi hayatını kaybetmişti.
Son depremde de kayıp sayısı her geçen dakika artıyor. Yetkililer ölü sayısının 50 bini geçmesinden endişe ettiklerini belirtti.
Yaraların sarılması uzun sure alacak ama, en azından toplumda bir anda oluşan dayanışma duygusunun küçük de olsa bir teselli olacağını düşünüyorum.
Sana yardım konusunda Türkiye ile ilgili bir haber aktarmak istiyorum:
"Türk Kızılayı, Çin'in Sichuan eyaletinde meydana gelen 7.8 şiddetindeki depremin ardından, Çin'e, 2 kişiden oluşan öncü afet müdahale ve lojistik ekibi gönderdi.
Türk Kızılayı Genel Müdürlüğünün yazılı açıklamasında, ilk etapta 500 bin ABD Doları bütçe ile bölgeye ulaşan ekibin yapacağı çalışmalar ve Çin Kızılhaçı'nın bildireceği ihtiyaçlar doğrultusunda geniş bir lojistik ekibin kurulması ve bütçenin artırılmasının gündeme geleceği belirtildi.
Çin'de meydana gelen deprem haberinin alınmasının ardından harekete geçen Türk Kızılayının, Çin Kızılhaçı ile iletişime geçerek yardım teklifinde bulunduğu ifade edilen açıklamada, Endonezya'nın Açe bölgesinde görev yapmakta olan Türk Kızılayı ekibinden afet müdahale ve lojistik uzmanı 2 kişinin öncü ekip olarak Çin'e kaydırıldığı bildirildi.
Açıklamada, ''Türk Kızılayı, Çin Kızılhaçından belirli bir bölgenin tüm ihtiyaçlarının karşılanması kaydıyla Türk ekibine verilmesini isteyecek. Türk Kızılayı insani yardım planını, Türkiye'den Çin'e insani yardım malzemesi nakletmek yerine deprem bölgesinde kurulacak olan lojistik merkez vasıtasıyla Çin'in diğer bölgelerinden temin edilen yardım malzemelerinin afet bölgesine ulaştırılması esası üzerine kurdu'' bilgisine yer verildi.
Açıklamada ayrıca, Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliğinin diplomatik destek verdiği insani yardım operasyonuna maddi katkıda bulunmak isteyen vatandaşların tüm bankalardaki 2868 numaralı Kızılay yardım hesaplarını kullanabilecekleri ve tüm GSM operatörlerinden 2868 SMS hattına da Çin yazarak bağışta bulunabilecekleri belirtildi"
Haftaya devam etmek üzere seni özlem ve sevgiyle kucaklıyorum.
Öptüm
Baban Cemil Kaptan
16 Mayıs 2008
"Özeleştiri
gül derlemeyi bilmezdi bizim çocukluğumuz
türkülerde dinlediği kadarıyla tanıdı pembeyi
adam gibi sevmeyi
sevdiği için ölmeyi duyduysa
bir kaç masaldan
hepsi o...
bastığımız kaldırım taşı
dipsiz bir karanlıktı
slogan gibi çıkardı postallarımızın gıcırtısı
sevdalanmak ayıptı
vakit yoktu anasını satayım
öyle bellemiştik
yüreğimizden inanmasakta
bütün kızlar bizim bacımızdı
hesap soracak vurguncudan
tefeciden
intikam alacaktık işbirlikçiden
kim ne derse desin değişecekti bu düzen
bu uğurda girmediysen kavgaya
adam sayılmazdın
ne mahallende ne okulda
aç kalmak en kalitesizini içmek cigaranın
racondandı
arta kalan yaşamın
burjuva özentisi
yumruklaşmış ellerimizde
tırnaklarımız avcumuzu parçalarken
'güneşi zap edeceğiz,
güneşin zaptı yakın' derken,
kollarımız ne kadar gergin
yüreğimiz ne kadar büyüktü
sonra biz büyüdük
büyüdükçe yüreğimizi küçülttük
'yaşamın farkına varın'dediler
bizim yerimize düşüneneler
öyle uygun gördüler
acemi olduğumuzdan
bu kirli dünyada
kimimiz yitip gittik
çarpık sevdalarda
para kazanmanın erdeminden söz eder olduk
kaybettiğimize inandığımız günleri yakalamak için olsa gerek
emekle terleyeceğini düşlediğimiz ellerimize
tutuşturulan
yeşil yada kırmızı kağıtlarla yetindik
ve anladık ki sevgilim
biz birbirimizi hiç sevmemişiz
ortasını çoktan geçtik şimdi ömrün
bir parça şiir bir parça türkü
nasırlaşmış yüreklerimizi açabilecekmi
belki yanlıştı
belki göremiyoduk olmazı
ama doğru olan bir şey vardı
sonuna kadar insandı yüreğimiz
zulme direnecek kadar delikanlı
bastığımız yeri titretecek kadar kararlı
ve kendimiz dışında herkese insaflı
hangimiz özlemiyoz şimdi o yoksul kaldırımları
olmadı
olmadı biliyorum da
bu intikam bizi çoktan aşmadı mı
işte yeniden başladık
üstelik savaştıklarımızı tanıdık
şimdi ayrı gibi dursakta
ayrı ayrı yollarda
biliyorum dostlar
gönlümüz hala aynı kulvarda
Tayfun Talipoğlu"
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |