|
|||||||||||||||||||||
|
Güzel bir Beijing gününden merhaba sevgili dinleyiciler. Bugün Çin'e bakışını bizimle paylaşacak konuğum, Sayın Aykut Tavsel.
Aykut Bey programımıza hoş geldiniz.
CRI- Aykut Bey sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım ne dersiniz? Kimdir Aykut Tavsel?
Aykut Tavsel- Mersi. Kimdir Aykut Tavsel? Almanya'da doğan bir Türk. Ondan Türkçem pek iyi değildir ama. Almanya'yı eğitim gördükten sonra ve ilk adımları iş, çalışarak geçirdikten sonra, terk ettim. Dünyayı geze, geze Çin'de takıldım.
CRI- Peki, ne kadar süredir Çin'desiniz? Çin'e asıl geliş nedeniniz neydi?
A.T.- İlk sefer 2001'de geldim. Bakmaya geldim. Gezmeye, dolaşmaya. Kore'de çalışıyordum. İşim bitmişti. Ondan sonra bir hafta Beijing'e gelmiştim. Kore'den daha çok beğendim. Ondan sonra iş aradım. Sizin gibi radyoda çalıştım. Ondan sonra eşimle tanıştım.
CRI- Nasıl tanıştınız eşinizle? Nerede tanıştınız?
A.T.- Burada, çok yakında. Bir arkadaş, işi bitmişti, Çin'i terk edecekti, yemeğe davet etti. O'nun iş arkadaşlarının, bir de bizden bir kaç arkadaş, orada eşimle tanıştım.
CRI- Evlilik töreniniz nerede gerçekleşti?
A.T.- İstanbul'da.
CRI- Eşiniz Türkiye'de ondan sonra yaşadı mı?
A.T.- Sars zamanı hamileydi ilk çocuğumuza. Son Türk Hava Yolları uçağıyla çıktık Beijing'den. Ondan sonra sekiz ay Türkiye'de kaldık.
CRI- Peki nedir Türkiye'deki gözlemleri eşiniz? Türkiye'yi ne kadar tanıyor?
A.T.- Çok seviyor. Yemeğini, havasını, milletler daha kibar birbirine bakıyor. Yani, çok memnun kaldı Türkiye'den. Çok sevdi. Her yıl gidiyoruz.
CRI- Çinli eşinize, sizin akrabalarınızın bakışı nasıl? Hangi dille anlaşıyorlar? Eşiniz Türkçe konuşuyor mu?
A.T.- Türkçe. Türkçe konuşuyor. O ilk sekiz ayda Türkçeyi öğrendi. Daha sonra ikinci çocuk doğarken, o da İzmir'de doğdu. Beş- altı ay kalmıştık. Annem de sürekli geliyor buraya, Türkçe konuşuyor. Baya güzel Türkçe konuşuyor.
CRI- İki kültürün aile olmanız açısından ortak yönleri ya da faklılıkları nelerdir? Sizce Çinlilerin aileye bakışı nedir?
A.T.- Birazcık zor benim için cevaplamak. Kendi ailesi, Kanada'da. Onun ailesiyle beraber görüşmüyoruz. Çok, çok seyrek. Geliyorlar ama, tek, tek geliyorlar. Annesi ya da babası ya da ablası geliyor. Ama, böyle toplam nasıl davranıyorlar, nasıl eğleniyorlar, ne yemekler yiyorlar, bilmiyorum.
CRI- Kaç çocuğunuz var? İki ayrı ülkeden evliliklerin zorluklarının başında, iki çocuğunda eğitimi, çift kültürün çocuklara öğretilmesi ve iki dilin de çocuklara tam anlamıyla öğretimi var. Siz hangi yolları seçtiniz çocuklara bu iki kültürü öğretmek için?
A.T.- Biz üç kültür öğretiyoruz. Benim, en iyi dilim Almanca. Orada doğdum, büyüdüm, eğitim gördüm. Ben, çocuklarımla Almanca konuşuyorum. Eşim, Çince konuşuyor. Annem, Türkçe konuşuyor buradayken.
CRI- Bir Türk olarak, Çin'e bakışınızı da merak ediyorum Aykut Bey. Gözlemleriniz çerçevesinde, genel olarak Çin'de yaşamı nasıl anlatırsınız?
A.T.- Yorucu bazen. Eğlenceli çoğu zamanlar. Çok anlamadığımız şeyler var. Ya da biz düşünüyoruz, onlar bizi anlamıyor. Millet dışarıda, dans ediyorlar. Yazın hayatı dışarıda geçiriyorlar. Aynı Türkiye gibi, sokaklarda, kahvelerde, sahilde, parklarda, çay bahçelerinde. Böyle bir şey burada da var. Yalnız, daha uzun yaşayınca, o zaman problemler çıkıyor.
CRI- En büyük problem dil mi? Çince konuşuyor musunuz?
A.T.- Yeterli olacak kadar konuşuyorum. Benim derdimi anlatıyorum. Ama onların, derdini anlamıyorum.
CRI- Beijing dışında hangi kentleri gördünüz?Kıyaslayabilir misiniz Beijing'le?
A.T.- Sahnghai, Ningbo, küçük bir yer diyorlar ama, beş milyon kişi yaşıyor orada, Shanghai'ın güneyinde. Hong Kong tabii. Dalian, diye bir yer var. Çok güzel bir yer. Urumçi,orasını en çok sevdim. Bazı yerler daha var ama, aklıma gelmiyor. Yunnan'a daha gidemedim maalesef. Orayı gezmek istiyorum.
CRI- Çin yemeklerini de konuşmadan bitirmeyelim sohbetimizi. Ne düşünüyorsunuz Çin yemekleri hakkında?
A.T.- Beğeniyorum ama, siz her gün Çin restoranına gider misiniz? Tabii güzel yemekleri var. Ama, her şey bir sosun içinde yüzüyor, onu pek sevmiyorum. Ama, alıştık, yiyoruz.
Peki Aykut Bey, zamanınızı bizimle paylaştığınız ve yanıtlarınız için, çok teşekkür ediyorum.
Bugün, içimizdeki çocuk için, dertlerimizden uzaklaşıp, güneşin ve renklerin tadını çıkarmaya, her şeyden önemlisi, yine yeniden yaşama dört elle sarılmaya ne dersiniz?
Bir düşünün ama düşünürken anı da kaçırmamaya gayret edin lütfen. Unutmayın, kaçan anlar geri gelmeyecek kadar çabuk geçecek.
Neşeniz ve enerjiniz bol olsun.
Esen kalın.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |