Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Zülfikar Kılıç röportajı 2. Bölüm

(GMT+08:00) 2008-02-21 09:18:11 cri

Sevgili dinleyiciler, Beijing Ticaret Baş Müşaviri Zülfikar Kılıç'la sohbetimize, devam ediyoruz.

CRI- İki ülke arasındaki ticaret hacminin geliştirilmesi için, bugüne kadar yapılan çalışmalar ve ileriye dönük planları kısaca anlatabilir misiniz?

Z.K.- Özellikle Beijing'e geldikten sonra, ikili ticari ilişkilerde korunma önlemi diyebileceğimiz, belki çok teknik bir terim ama, Türkiye'nin, Çin'e karşı uyguladığı bazı önemler vardı. Bu, ikili ticari ilişkilerin önünde bir engel teşkil ediyordu.

CRI- Bu önlemleri biraz açabilir miyiz?

Z.K.- Bu önlemleri şu şekilde açabiliriz. Özellikle tekstil ürünlerinde ve diğer ürünlerde, elektronik olabilir, cam olabilir, makine olabilir bunlarda anti damping vergi uygulamaları vardı. Özellikle Çin'in çok hassas olduğu, DTO kuralları çerçevesinde bir uygulamamız vardı. Biz, ortak bir yol bulabilmek için öncelikle, burada girişimlerde bulunduk. Çin tarafından olumlu, gerekli tepkiyi ve mesajı aldıktan sonra, dış ticaretten sorumlu bakanımızın buraya yaptığı iki ziyaret ve onun arkasından Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanı'nın yaptığı ziyaret sonrasında, belirli bir noktada buluştuk. İkili ticari ilişkileri, son bir, bir buçuk sene içerisinde oldukça geliştirdik. İkili ticari ilişkileri geliştirdik derken, burada şunu vurgulamak lazım. Bizim, ülke olarak çok büyük bir ticaret dengesizliğimiz var Çin'e karşı. Neredeyse toplam açığımızın yüzde on beşine yakını, Çin'den kaynaklanıyor. Biz bunu çok kısa sürede giderebileceğimizi zaten ummuyoruz. Ama, en azından kabul edilebilir bir seviyeye çekebilmek için ve Türkiye'den de, Türkiye'nin ihracatını arttırabilmek için, beraberce önlemler almayı önerdik. Çin tarafı da buna olumlu yaklaştı. Son bir, bir buçuk senedir bu ülkeye yönelik ihracatımız, yüzde ellinin üzerinde artış kaydetti.

CRI- Türk markaları, dünya pazarında kendilerini başarıyla tanıtıyorlar. Peki Türk markaları, Çin'de de yeterince tanınıyor mu? Daha fazla tanınması için ne tür çalışmalar yapılıyor?

Z.K.- Hem tanınıyor diyebiliriz, hem tanınmıyor diyebiliriz. Böyle bir çelişki mevcut. Bu şundan dolayı, özellikle 2007 yılı içerisinde bize, marka taklitleriyle ilgili çok şikayetler geldi. Bir çok Türk firmasının markasının, taklit edildiğini gördük burada. Bu demektir ki, Türk firmalarının markaları, belirli ölçüde biliniyor. Özellikle bu markalar da, bizim yakından bildiğimiz, tanıdığımız, Türkiye'de isim yapmış markalar. Bununla ilgili olarak önlemler alınmaya çalışılıyor ama, bu aşamada zor bir konu. Çok fazla bilinmiyor, bunu şu anlamda söyleyebiliriz. Çin, çok büyük bir coğrafya. Nüfus çok büyük. Olanaklar çok fazla. Dışarıda dolaştığınız zaman, ki ben Çin'de yaklaşık,yirmi beşe yakın, şehri gezme fırsatı buldum. Bırakın Türk markasını, Türkiye'nin yerini bile doğru dürüst bilmiyorlar maalesef. Bu açıdan da Türk markaları, çok fazla tanınmıyor. Bunun için yapılabilecek çok şey var ama, önce bizim Türkiye'deki iş adamlarımızın, kafa yapısının değişmesi gerekiyor. Genelde Türkiye'den Çin, nasıl gözüküyor diye baktığımızda Çin, tamamen ucuz malın üretildiği, kalitesiz bir anlamda malların üretildiği, -maalesef algılama bu şekilde- doğru olmasa da. Mal satılamayacak, oradan mal alınacak bir ülke olarak değerlendiriliyor. Bizim öncelikle yapmamız gereken, Türkiye'deki iş adamlarımızın yönünü, bu tarafa çekebilmek ama, mal almak için değil. Mal satmak için.

CRI- Kendi adınıza Çin'i, tanımak ve yaşamak için neler yapıyorsunuz? Size göre Çin nasıl bir ülke?

Z.K.- Ben iki senedir buradayım. Burada bulunmaktan gerçekten mutluyum. Çin'i genel olarak değerlendirdiğimiz zaman, bizim kültürümüze çok yakın olan tarafları da var, aykırı olan tarafları da var. Bunları iyi özümseyebildiğiniz zaman ve buna uygun olarak hareket edebildiğiniz zaman, inanılmaz bir saygı ve sevgi görüyorsunuz. Bu insanı gerçekten mutlu ediyor. Onun dışında çok gezme imkanım olduğu için, Çin'in hemen, hemen her türlü bölgesini görme şansım oldu. Gelişmiş bölgeleri olduğu kadar, gelişmekte olan ve geri kalmış bölgelerini. Ama, izlenimim hep insanların sevecen yaklaşması, insanların içten yaklaşmaları ve saygı göstermeleri. Gerçekten burada bulunmaktan mutluyum.

Bugün, ticaret açısından Çin'e bakmamızı sağlayan ve değerli bilgilerini bizimle paylaşan, Sayın Zülfikar Kılıç'a çok teşekkür ediyorum.

Bol kazançlı ve aydınlık günler dileğiyle,

Hoşça kalın.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040