Kronolojik yaş, biyolojik yaş, kemik yaşı, psikolojik yaş... İnsan sağlığına ilişkin bu "yaş" ailesine, günümüzde yeni bir üye daha katıldı: "bel yaşı". Çok sayıda beyaz yakalının bel omurgasına aşırı yüklenmesi sonucu, eskiden genel olarak orta yaşlı ve yaşlılarda görülen bel fıtığı, bugün gençlerde de rastlanıyor.
Beyaz yakalılar, çalışmalarının yoğun olduğu dönemlerde, zamanlarını masa başında iki-üç saat oturarak geçirir. Siz de böyle bir ortamda çalışıyorsanız, şimdilik hiçbir rahatsızlık duymasanız da, aslında bel omurganız hızla yaşlanmaya başladı bile! Bu da sağlığınıza gizli bir tehdit oluşturuyor.
Beyaz yakalılar, uygun bir zamanda "bel yaşları"nı test edebilir. Aynı yaşlardaki arkadaşlarınızla birlikte bu testi yapabilirsiniz. Mesela, eğilerek ayak parmaklarınıza dokunmak size zor geliyorsa, hatta beliniz biraz ağrıyorsa; bir tepeyi tırmandıktan veya yoğun spor yaptıktan sonra arkadaşlarınız bir gece uyuduktan sonra hemen kendilerine geliyor da, siz iki-üç gün sonra bile hâlâ belinizden rahatsızlık duyuyorsanız, belinize dikkat etmenin zamanı geldi de geçiyor demektir. Bu belirtiler, bel yaşınızın ilerlediği ve hatta belki bir gün bel fıtığının sizi yakalayacağı konusunda alarm veriyor.
Belimizin hızlı yaşlanmasını nasıl önleyebiliriz? Sandalyede otururken basit bir hareketle bunu yapabiliriz: Elimizi kenetleyerek ensemize koyalım, belimizi dik tutalım ve başımızı arkaya doğru itelim. Bu pozisyonda bir süre duralım ve sonra bırakalım. Çalışma arasında bu hareketin üç-beş defa yapılması, boyun ve bel omurgalarına yararlıdır.
Ayrıca, bir saat çalıştıktan sonra, mutlaka kalkıp biraz hareket etmelisiniz. Örneğin yürüyebilirsiniz, ama en iyisi 10-20 kere zıplamak. Bu basit hareketleri küçümsemeyin, çünkü bu hareketler tedavi işlevine de sahip. Zıplamak, tüm vücut organlarının ve eklemlerdeki kasların uyumlu şekilde hareket etmesine yararlıdır. Bazı hafif eklem kaymaları da, zıplarken normale dönebilir.
Yorumunuzu Gönderin
