|
|||||||||||||||||||||
|
Avrasya'da havalar soğudu, enerji gerçekleri ortaya çıktı...
Doğalgaz artık 'ucuz' değil
Batılı ülkelerin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla sürekli boru hattı projesi önermelerinin ardından kaynak ülkelerin yeterli üretim miktarına sahip olmadığı biliniyordu. Bu kışın Avrasya'da rekor düzeyde soğuk geçmesi, bu gerçeği tartışmasız ortaya koydu.
İran'ın gazı var kuzey bölgesine veremiyor. Türkmenistan 'teknik nedenlerle' bu ülkeye verdiği gazı kesti, olumsuz yansıması Türkiye'ye uzandı. Orta Asya'daki kaynak ülkelerin eli güçlendi, gelişmeler ABD'nin lehine döndü, doğalgazın artık 'ucuz' olmayacağı anlaşıldı...
Anar SOMUNCUOĞLU
TUSAM Rusya-Ukrayna Araştırmaları Masası
Neredeyse yarım asır görülmeyen soğuklar Orta Asya, Ortadoğu, Rusya ve komşu bölgeleri etkisi altına alırken, zincirleme gaz kesintileri bir yığın komplo teorisinin üretilmesine neden oldu. Geçen yıllardaki doğal gaz ve petrol kesintilerinden farklı olarak bu sefer zincirlemeyi başlatan Rusya değil, Türkmenistan oldu. Ne var ki, başlangıçta Türkmenistan-İran-Azerbaycan-Türkiye-Yunanistan ve Özbekistan-Kırgızistan-Tacikistan eksenlerinde gelişen zincirleme gaz kesintileri, sonunda "soğuk savaş" yeniden geçen yılların "mağduru" Ukrayna'nın kapısına dayandı. Orta Asya'dan gelen doğal gazın azaldığını bahane eden Rosukrenergo şirketi, Ukrayna'nın transit ücreti artırma talebine kabarık faturayla cevap verdi. Bölge ülkeleri birbirlerini suçlarken, bu meselenin Avrasya'da devam eden enerji mücadelesinin yansıması olduğuna dair tahminler yürütülüyor.
KRİZ PATLAK VERİYOR
Açık kaynaklara bakıldığında, 2008 yılının başında Türkmenistan-İran ilişkilerinin bir krizle karşı karşıya kalacağına dair hiçbir işaret bulunmuyordu. Tam tersine, Saparmurat Türkmenbaşı döneminden beri dinamik olarak gelişen karşılıklı ilişkiler, Kurbankulı Berdimuhammedov döneminde yeni bir ivme kazandı. Hazar çevresinde işbirliği rüzgarları esiyor, Hazar çevresi ülkeleri temel uluslararası meseleler konusunda dünyaya aynı görüşte olduklarını sergilemeye çalışıyordu. Üstelik Türkmenistan'ın ve genel olarak Türkistan coğrafyasının dünyaya açılması konusunda İran'ın önemli bir geçiş ülkesi olacağına karar verilmiş, Rusya-Kazakistan-Türkmenistan-İran'ı birbirlerine bağlayacak demiryolu ağının yapımı başlamıştı. Derken, 2007 yılının sonuna doğru Türkmenistan, İran'ın kuzey bölgelerine giden doğal gazı kesti. Türkmenistan, teknik sebeplerden dolayı doğal gazı kesmek durumunda kaldığını açıkladı. Ancak İran yetkilileri, Türkmenistan'ın fiyat artırma peşinde olduğunu öne sürdü. Kesinti sonucunda içeride doğal gaz yetersizliğiyle karşı karşıya kaldığını iddia eden İran, 1 Ocak 2008'de Türkiye'ye pompaladığı doğal gazın yüzde 75'ini kesti. 7 Ocak'ta ise akışı tamamen durdurdu.
Ortaya çıkan doğal gaz yetersizliği sonucunda, İran'ın içinde özellikle Azerbaycan Türklerinin ve Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı eyaletler gazsız kalırken, sadece Türkiye'ye değil, Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesine de gaz akışı durduruldu. Türkiye ise, doğal gaz yetersizliğini bir taraftan Rusya'dan gelen doğal gazın artırımı diğer taraftan Azerbaycan'dan Yunanistan'a satmak üzere ithal ettiği doğal gazın yurtiçi ihtiyaçları için kullanımı sayesinde giderdi. Türkiye, Yunanistan ile görüşmeler yürüterek Azerbaycan'dan satın aldığı gazı kendi ihtiyaçları için kullanmaya başladı. Buna rağmen, enerji kesintileriyle ilgili komplo teorileri üretme alışkanlığı o kadar yoğun bir hal aldı ki, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne "Türkiye'nin neden Yunanistan'a giden Azerbaycan gazını kestiği" sorusu bile soruldu. Kesintinin bu ucu böylece ABD'ye varırken, Türkmenistan'ın aslında ABD baskısı veya telkiniyle İran'ı zor durumda bıraktığı, hatta seçim sürecine giren İran'da Ahmedinejad'ın eyaletlerdeki desteğini azaltmak için bir tür "enerji operasyonunun" düzenlendiği iddia edildi. İran içerisinde sefaletle boğuşan Türkmenlerin rahatsızlıklarını bu dönemde dışa vurmaları, Ocak ayı başında yaşanan diğer bir gelişmeydi. Yasadışı bir şekilde avlandığı iddia edilen Türkmen kökenli balıkçılara İran devriyesinin açtığı ateş sonucu bir kişinin hayatını kaybetmesi, Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları vilayetlerde halk gösterilerine sebep oldu. Gösteriler sonucunda 300 kadar kişinin tutuklandığı iddia edildi. Söz konusu olaylar ise vakit kaybedilmeden komplo teorilerine dahil edildi.
'SİNİR SAVAŞI'
Türkmenistan-İran cephesinde bunlar olurken, Türkiye'nin gündeminde ise daha çok İran-Türkiye eksenli komplo teorileri kuruluyordu. Kimisine göre İran, Türkiye-ABD yakınlaşmasından rahatsızdı, kimisine göre ise bu işin içinde Türkiye'yi dışlamak isteyen Rusya'nın parmağı vardı. Yine de Türkiye'nin gaz ihtiyacının hızla Rus ve Azerbaycan gazı aracılığıyla giderilmesi, tartışmaların fazla uzamamasını sağladı. Ne var ki, Türkmenistan ve İran arasındaki kriz giderek tırmanıyordu. Perde arkasındaki fiyat pazarlıklarını açık eden İran yetkilileri, Türkmenistan'ın doğal gazın fiyatını bin metreküp başına 75 dolardan 140 dolara yükseltmek istediğini öne sürdü. İran tarafı, Türkmenistan gazı yeniden pompalamadığı sürece fiyat pazarlıklarına girmeyeceğini ilan ederek tehditvari açıklamalarda bulundu. Buna karşılık Türkmenistan, yapılan kesintinin teknik sebepli olduğu konusunda ısrar ederken, teknik sorunların giderilmesindeki gecikmenin İran'ın doğal gaz borcundan kaynaklandığını öne sürdü. İran'ın tehditlerine kulak asmayan Türkmenistan yönetimi ise, vanayı açmadı. Bunun sonucunda İran, konuyu uluslararası mahkemeye taşıyacağını açıkladı.
Orta Asya ve Ortadoğu'da yarım asrın, hatta bazı belirlemelere göre asrın en sert kışı yaşanırken, gaz ve elektrik kesintileriyle karşı karşıya kalan sadece İran değildi. Haberlere göre fiyat anlaşmazlığı ve soğuklardan dolayı doğal gaz ve elektrik talebinin artması, Özbekistan-Kırgızistan ve Özbekistan-Tacikistan enerji ilişkilerini de etkiledi. Sonuç olarak Kazakistan hariç bütün Türkistan cumhuriyetleri geniş çaplı doğal gaz ve elektrik kesintileri ile karşı karşıya kaldı. Orta Asya'yı vuran soğuklardan en feci şekilde etkilenen ülke ise Afganistan oldu. Ocak ayının ilk yarısında Afganistan'da yaklaşık olarak 300 kişinin donarak hayatını kaybettiği bildiriliyor. Bu soğuk kış şartlarında doğal gaz akışını durduran Türkmenistan'ın tutumunu "ahlak dışı" olarak niteleyen İran, ülkesinden Afganistan mültecilerini sınır dışı etmeye devam ediyor. Zaten Afganistan'da soğuklardan en çok etkilenenler de Afganistan'a komşu ülkelerden dönen, ancak evi barkı olmayan mülteciler.
UCUZ GAZ YOK
Karşılıklı olarak kurulan komplo teorileri bölgede güvensizliğin ne kadar yüksek olduğunu gösterdi. Özellikle İran'a karşı olan güvensizlik o kadar yüksek ki, Türkiye'de hiç kimse İran'ın gerçekten Türkiye'ye pompaladığı doğal gaz miktarına ihtiyaç duyduğuna inanmak istemiyor. Halbuki bu kesintinin bir kez daha gün ışığına serdiği gerçek, İran'da üretilen doğal gazın yetersiz olmasıdır. Doğal gaz rezervleri açısından dünyanın ikinci doğal gaz zengini ülkesi olan İran, üretim açısından sadece dördüncüdür. Üstelik yılda 100 milyar metreküp üstünde doğal gaz üretmesine rağmen, neredeyse tamamını kendisi tüketmektedir. Açıkçası sadece bu kış değil, geçen kışlar da gösterdi ki, İran hem iç talebini hem imzaladığı uluslararası anlaşmaları karşılayacak kadar doğal gazı üretemiyor. Türkmenistan'ın gazı kesmesi bir açıklama olarak sunuluyorsa da, İran'ın kuzey ve güneyi büyük çaplı boru hattıyla birbirine bağlı değildir. Bu yüzdendir ki İran, kuzey bölgelerine doğal gaz sağlamak için Türkmenistan ile 25 yıllık anlaşmayı imzalamayı tercih etmişti. Son dönemde sadece İran'da değil, Türkmenistan'da da doğal gaz kesintilerinin yaşanması, Türkmenistan'ın da İran gibi, doğal gaz yetersizliği ile karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
Son doğal gaz krizinin gözler önüne serdiği bir diğer gerçek, artık ucuz doğal gaz fiyatlarının mazide kalmış olmasıdır. Tırmanan petrol fiyatlarının arkasından doğal gaz fiyatlarını da sürüklediği bu dönemde, Türkistan doğal gaz üreticileri giderek daha fazla ve daha ciddileşen işbirliği önerileriyle karşı karşıyadır. Bu nedenledir ki, daha alternatif boru hatları yapılmadığı halde, Türkmenistan ve Özbekistan enerji politikalarında işbirliği kararını almış ve 2007'nin sonunda Rusya'ya sattıkları doğal gazın fiyatını yükseltebilmişlerdir. Her ne kadar Türkmenistan'ın ABD'nin önerisiyle Rusya'ya fiyat yükselttiği konusunda spekülasyonlar yapılıyorsa da, böyle bir öneri yapılsa da yapılmasa da, zaten oluşan konjonktür Türkmenistan'ı bu noktaya getirecekti. Bir taraftan Rusya ile yeni boru hattı (Hazar kıyısı boru hattı) anlaşmasını imzalayan Türkmenistan, diğer taraftan 2008'de Rusya'ya sattığı doğal gaz fiyatını kademeli olarak 100 dolardan 150 dolara çıkarttı. Birbirleriyle çatışan enerji projelerinin bulunması, Türkmenistan'ı elini önemli ölçüde güçlendirmiştir. ABD ve AB gibi büyük oyuncularla enerji işbirliği konusunda görüşmeler sürdüren Türkmenistan, artık 1990'lardaki gibi İran ve Afganistan ile baş başa kalan bir ülke değildir. O dönemde Türkmenistan, aslında tehdit algıladığı bu ülkeleri idare etmeye çalışıyordu. İran'ın doğal gaz görüşmelerindeki sert tutumu muhtemelen geçmiş dönem tecrübelerinden kaynaklanıyor.
BİR KOMPLO TEORİSİ DAHA
2007'de Türkmenistan'ın başlattığı yeni fiyat pazarlığını kabul etmeyen İran, rest çekerek görüşme masasından ayrıldı. Doğalgaz kesintileri ile karşı karşıya kaldığında ise İran, görüşme masasına dönmek yerine, Türkmenistan'ı tehdit benzeri açıklamalarla sıkıştırmaya çalıştı. O kadar ki, İran tarafının bu tutumu daha farklı komplo teorilerinin kurulmasına neden oldu. Tariq Saeedi'nin newcentralasia internet sitesinde yer alan yazısına göre, Şiraz'da konuşan Ahmedinejad, Türkmenistan'ın İran'a doğal gaz kesmesinin bir komplo olduğunu iddia etmiştir. Ahmedinejat, bu konudaki emrin İran'ın içindeki bazı şahıslar tarafından verildiğini, ancak "rejime saygı" açısından bu isimleri açıklayamayacağını belirtmiştir. Bu sözlerden yola çıkan yorumcu, Ahmedinejad'a cumhurbaşkanı koltuğunu kaptıran Haşimi Rafsancani'nin petrol bakanlığındaki bağlantıları sayesinde, Türkmenistan-İran enerji görüşmelerini çıkmaza sokmuştur. Buna göre Mart 2008'de parlamento ve 2009'da cumhurbaşkanlık seçimlerini yaşayacak olan İran'da Ahmedinejad'a olan halk desteğini azaltmaya çalışan dış güçler değil, İran'ın içindeki rakip gruptur.
KAYNAK ÇEŞİTLEMESİ
Yukarıda sıralanan komplo teorilerinin hangisi geçerli olursa olsun, Türkiye'deki ağırlıklı olan görüşe göre yaşanan doğal gaz kesintileri İran'ın güvenilir bir partner olmadığını gösterdi. Bu anlamda bu sene Türkiye ve İran arasında imzalanan doğal gaz anlaşmasının ve Türkmen gazının İran üzerinden Türkiye'ye ihraç edilmesi planlarının zarar gördüğü de kaydedilmelidir. Zaten bu anlaşmanın gerçekleşmemesi için Türkiye, ABD baskısıyla karşı karşıyaydı. Yukarıdaki hususlar göz önünde bulundurulduğunda, son doğal gaz krizinden en karlı çıkanın ABD olduğu tahmin edilebilir.
Doğal gazda ya da genel olarak enerji kaynakları açısından kaynak çeşitliliğinin sağlanması gerektiğinin zarureti ortadadır. Bu ortamda nükleer enerji dahil alternatif enerji kaynakları konusunda stratejik kararların alınması ihtiyacı bulunuyor. Türkmen gazının Hazar geçişli doğal gaz boru hattıyla Türkiye'ye taşınması projesine gelince, bu projeyle ucuz doğal gazın sağlanamayacağı önceden kestirilebilir. Bu projenin esas önemi, doğalgaz arzında sağlanacak olan çeşitliliktir. Genel değerlendirme yapıldığında ise, doğal gazın ucuz olduğu 1990'lı yıllarda alınan ve doğalgaz tüketiminin artmasını öngören stratejik kararın haklı çıkmadığı ve değiştirilmesi gerektiği anlaşıldı.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |