Zeki Özal röportajı 3. Bölüm:

Sevgili dinleyiciler, Zeki Özal'la sohbetimizin üçüncü bölümüyle tekrar sizinleyiz.

CRI- Hemen tercümanlık dediniz, aklıma Çince geldi. Çince hakkında neler düşünüyorsunuz? Öğrenmeye niyetli misiniz?

Z.Ö.- Kesinlikle niyetliyim. İlk tabii daha üç ayım burada. Ama,Çince öğrenmeye etraftaki çalışma arkadaşlarıma, özellikle onlara Çince adlarıyla hitap etmeye başladım. Bizim turizmde, otelcilikte herkesin bir İngilizce adı var. Çince adlarıyla hitap edince çok seviniyorlar. Bunu özellikle not ettim. Günlük dilde konuşulan bir kaç kelimeyi araya sıkıştırınca, çok mutlu olduklarını görüyorum insanların. Ben Kazakistan'da yaşarken de böyleydi. Dört sene sonra bayağı, bayağı bir duruma gelmiştim. Kesinlikle burada da Çincede iyi bir yol almayı düşünüyorum. Yadsınamayacak kadar önemli bir dil. Çok zor biliyorum, işte pinyin bir taraftan, semboller,imler bir taraftan zor. Ama, etrafımda o kadar çok çalışma arkadaşım var ki, bana çok yardımcı olacaklar. Ben de çok kararlıyım. Sizinle umarım bir sonraki röportajımızda biraz Çince konuşabiliriz.

CRI- Umuyorum, peki kolay gelsin diyorum. Çin'deki otelleri diğer dünya otelleriyle, servis ve hizmet açısından karşılaştırırsanız benzerlikler ya da farklılıklar var mı Zeki Bey?

Z.Ö.- Hep buraya gelmeden evvel uzaktan, Uzakdoğu konukseverliğini bilirdik. Hizmete yatkınlığını bilirdik. Taylandlıların meşhurdur. Endonezyalıların meşhurdur. Uluslararası zincirlerin, bir merkez olarak Hong Kong'dan başlayarak yoğunlaştıklarını görüyorduk. Modrian Oriental, Shangri-La zincirlerinin olduğu gibi. Doğrusu buraya geldikten sonra, bir kere daha anladım ki hakikaten, iyi bir seçim yapmışım. Beijing'de neredeyse tüm zincirlerin oteli var. Giderekte genişliyor. Bu sene, önemli zincirlerden Four Seasons, Modrian Oreintal açılıyor ama, doğrusu fizikken oteller güzel. Servis kalitesi olarak, eskiden, daha önce açılmış zincir otelleri, çok iyi yol almışlar. İnsanları servise çok yatkınlar. Tek ihtiyaçları olan, uluslararası standartta istikrarı tutturmaları. Kültür olarak çok uzak değiller, bizim zaten buraya gelme sebebimizde bu. Arkadaşlarımıza, uluslararası alandaki standartları nasıl gösterebiliriz, nasıl katkımız olabilir, buna gayret ediyoruz burada. İşimiz kolay. Ben, dediğim gibi üçüncü ülkem, Türkiye dışında çalıştığım, işimin en kolay olduğu ülke burası diyebilirim. Hakikaten çok mutluyum bunun için. Tekrar edeceğim, ekip ruhu çok yüksek çalışanlar arasında. Bu işimizi çok kolaylaştırıyor.

CRI- Çin yemeklerinin sağlıklı oluşu ve güzel lezzetleri hakkında bir çok konuğum hem fikirdi. Siz ne düşünüyorsunuz? Çin yemeklerini seviyor musun?

Z.Ö.- Kesinlikle seviyorum. Çin yemekleri halen keşfetmeye devam ettiğim, çok önemli bir fenomen benim için. O kadar çok zengin ki, çok şaşırdım bu kadar çok zengin olduğuna, eyaletler arası, bölgeler arası çok farklılıklar olduğunu bilmiyordum. Her gün yeni bir şey öğreniyorum. Yeni bir ürün görüyorum, her gittiğim bir lokal restorana. Seçenekler çok bol, işimizi o kadar çok kolaylaştırıyor ki burada da, konuklarımıza sunduğumuz hizmette. Çin'in Sichuan bölgesinden mi, Canton bölgesinden mi, Shanxi bölgesinden mi, Shandong bilgesinden mi, o kadar çok zengin mutfaklar olduğunu anladım ki, sanırım Türkiye'de, bunun çok farkında değiliz. Türkiye'ye döndük sonra, bir şekilde bu konuyla ilgili çalışmalar yapmayı düşünüyorum.

CRI- Sohbetimizi sonlamadan önce, ülkemizden bu kadar uzakta çalışan biri olarak, geleceklere önerileriniz neler olacaktır?

Z.Ö.- Kesinlikle Çin'e gelmekten kaçınmamaları gerekiyor. Eğer gelme şansı bulurlarsa, mutlaka gelmeli Türk vatandaşlarımız. Biz Amerika Birleşik Devletleri ve batıya baktık bugüne kadar. Doğuyu biraz ihmal ettik. Çin, doğuda ama, aslında batı artık burası. Bütün dünya buraya dönüyor. Baktığınızda, yabancı sayısı olarak belki de en az sayısı olan Türk vatandaşları, Çin'de yaşayan. Bence bunu olumlu sayıda, olumlu yönde arttırmamız gerekiyor. Buna ihtiyacımız da var. Çin'i herkesin söylediği gibi, mesela bizim tekstilde gücümüz var, bir rakip olarak değil, bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz anda, burada yapılacak çok şeyin olduğunu göreceğiz.

CRI- Zeki Bey çok teşekkür ediyorum size.

Z.Ö.- Ben de teşekkür ediyorum.

Sevgili dinleyiciler, soğukları çok yoğun hissettiğimiz şu günler, sıcaklığı içimizde biriktirmek için, yüzümüzden gülücükleri eksik etmeden, çevremize ve öncelikle kendimize sevgi ışıkları gönderelim ne dersiniz? Isındınız bile bakın...

Sıcacık ve içten neşeler ısrarcısı yaşamımızın,tadını çıkaralım!

Görüşmek üzere...