|
|||||||||||||||||||||
|
Türbana dış bakış
TÜRKİYE'deki üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına ilişkin çalışmalar konusunda henüz dışarıda fazla bir ilgi veya tepki yok. Sanıyoruz dünya medyası, önümüzdeki günlerde anayasa değişikliği yapıldığı zaman, bu konuya eğilmeye başlayacak.
Ama Türkiye ile yakından ilgilenen diplomatik çevreler gelişmeleri başından beri dikkatle izliyorlar.
AKP hükümetinin türbanla ilgili düşüncesinin ve bu yöndeki girişimlerinin İslam dünyasında sempati gördüğü kuşkusuz. Bir İranlı diplomatın deyişiyle, "Bu karar hem Türkiye'de bireysel özgürlüklere saygı gösterildiğini gösterecek, hem de kadınların yükseköğrenime serbestçe devam etmelerine ve mezun olduklarında ülkeye yararlı olmalarına imkân verecek"...
Batılı analistler, genelde üniversitelerde öğrencilere kılık kıyafet konusunda sınırlama getirilmemesi prensibinden yana. Ancak Türkiye'de şu sırada türban yasağının kaldırılmasının olası sonuçları konusunda karışık duygular içerisindeler. Avrupalı diplomatlar ve özellikle AB'li yetkililer, şimdilik "bekle-gör" tutumunu benimsemeyi tercih ediyorlar...
"Bizi ilgilendirmez"
Avrupa Birliği çevreleri bu olayı -en azından resmi beyanlarında- bir "yasal düzenleme" olarak değerlendiriyorlar.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering'e göre, türban meselesi, Büyük Millet Meclisi'nin halletmesi gereken bir konudur. "Bunun dini ve ülkenin kültürüyle ilgili bir konu olduğunu biliyorum" diyen Pöttering şöyle devam ediyor: "Benim için insanlar hoşgörülü oldukları sürece, nasıl giyindikleri hiç de önemli değil"...
Aslında bu, AB çevrelerinde yaygın bir görüş. Bir Avrupalı diplomat dünkü özel konuşmamızda şöyle dedi: "Biz Türkiye'de türban konusundaki duyarlılıklarını anlıyoruz. Ama açıkçası bizim açımızdan bu konu o kadar dramatik değil. Bu olayı Türkiye'deki gerçeklere göre bir ayarlama olarak görmek mümkün."
AB açısından, bir başka diplomat, türban meselesinin direkt olarak Birliği ilgilendirmediğini söylüyor. Ona göre, AB'nin Türkiye ile ilgili istek ve beklentileri çok başka. Örneğin demokratikleşme yönündeki anayasal değişiklikler, 301. madde, insan hakları alanındaki uygulamalar gibi...
Batılı çevreler, bu kararın Türkiye'de laikliğin zedelenmesine ve giderek İslami bir düzenin kurulmasına yol açıp açmayacağı konusundaki tartışmalar karşısında farklı görüşler ifade ediyorlar. Kimine göre, böyle bir olasılık çok zayıf. Türkiye demokrasiyle kendi kültür ve geleneklerini birlikte yürütebilecek örnek bir ülke... Kimine göre ise, her şey AKP iktidarının dengeleri iyi korumasına, hoşgörü ve uzlaşıyı sürdürmesine bağlı...
İmaj meselesi
Aktardığımız bu görüşler, daha çok Türkiye'yi yakından bilen, ayrıca Türkiye'nin Avrupa'da yer almasını isteyen çevrelerin tutumunu yansıtıyor.
Tabii bir de çeşitli nedenlerle Türkiye'yi Avrupa'nın dışında sayanlar var ki, onların gözünde türban konusundaki karar, Türkiye'nin "imaj" olarak da AB'den ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. "Karşıtlar" bu olayı da herhalde istismar etmeye çalışacaklar.
Zaten o çevreler her gün karşı argümanlarına bir yenisini ekliyorlar. İşte 10 Fransız milletvekilinin AB'nin Türkiye'yi almaması için yayımladıkları ortak açıklamalarında son "tespitleri": Türkiye, Suriye, Irak, Azerbaycan gibi ülkelerle komşu... Bu, onlara göre, "AB düşüncesine aykırı" bir durum!..
Bu kadar bağnaz bir düşünceye ne denir ki?
Sami Kohen- Milliyet 31.01.2008
Dış basında türban tartışması
Türkiye'deki türban tartışmalarında artık yabancı gözlemciler de yer almaya başladı.
Dünkü yazımızda, bazı yabancı diplomatların bu konudaki düşüncelerini aktardık. Resmi ağızların tavrı, temkinli -ve çekingen- olmaya devam ediyor. Ne de olsa onlar için de hassas bir konu...
Ama dış basın ilgisini ve tepkisini açıkça ifade edecek durumda. Nitekim dünden beri, dünya medyasında "türban meselesi" yer almaya başladı.
Hemen belirtelim ki, Avrupa ve ABD gazetelerinde bu konuda yayımlanan yazılar, daha çok Türkiye'deki muhabirlerin gelişmelerle ilgili gönderdiği haberlerdir. Yoksa "editoryal" yorumlar değil. Ancak bazı deneyimli muhabirlerin dün yayımlanan haberlerinde bir hayli kişisel analiz ve değerlendirme de var. Bunlar da, "yabancı gözü" ile türban meselesinin nasıl görüldüğünü öğrenmemize imkân veriyor.
Sosyal devrim habercisi
Yabancı medyada türban tartışmalarıyla ilgili yazılarda öne çıkan noktaları şöyle özetleyebiliriz:
? AKP iktidarının MHP'nin de desteğiyle devlet üniversitelerinde türban yasağını kaldırmak üzere harekete geçmesi, önemli bir olaydır. Bu olay sadece dini özgürlük açısından değil, sembolik bir siyasal gelişme olarak da üzerinde durulması gereken bir anlam taşıyor. "Financial Times"ta Vincent Boland bu girişimi, bir "sosyal devrimin habercisi" olarak nitelendiriyor.
? Hükümetin bu kararı, çoğunluğun desteğine sahip. Bazı gazeteler bu konuda son zamanlarda yapılan nabız yoklamalarını aktararak da bu hususu vurguluyor.
? Hükümetin bu kararı, ülkenin laik kesimi tarafından cumhuriyet ilkelerinin bekası için ciddi bir tehlike olarak görülüyor. "Financial Times"ın muhabiri, Türkiye'de dini uygulamaların diğer Avrupa ülkelerine oranla daha sıkı bir denetim altında tutulduğunu ve bunun da cumhuriyetin temel ideolojisinin gereği olduğunu anımsatıyor. "Le Figaro" gazetesinde Laura Marchand da, atılan bu adımın, toplumu "İslamlaştırması" endişesine yol açtığını belirtiyor.
? Türkiye'deki bu olayı, Batı'da son zamanlarda çok tartışılan İslam ile demokrasi arasındaki ilinti açısından ele alanlar da var. "New York Times"ta Sabrina Tavernise, konuyu şu sorularla açmaya çalışıyor: İslam, Türkiye'de laik demokrasiyi aşındırmaya mı başlıyor?.. Daha genel olarak, açık bir toplumun yapılanmasında, İslama nasıl bir yer verilebilir? Dinsel özgürlükler, laiklik haklarını zedelemeden nasıl sağlanabilir?..
Laboratuvar gibi!
Öyle sanıyoruz ki, Batı'da pek çok analist Türkiye'deki türban tartışmalarını yakından izleyerek yukarıdaki soruların yanıtlarını bulmaya çalışacak.
Diğer bir deyişle, bu olay, İslam ile demokrasi arasındaki ilintiyi araştıranlar için, bir nevi "laboratuvar deneyi" işlevini görecek!
"New York Times"taki yazı bu sorulara henüz yanıt bulunamadığını belirtiyor, ancak muhabirin bazı tespitlerini de içeriyor. Ona göre, türban olayı, Türkiye'de yıllardan beri cumhuriyet rejimini sürdüren (ve ordu ile elitin desteklediği) laik kesimle, çoğunluğu taşrada yaşayan muhafazakârlar arasındaki ayrılığı ve mücadeleyi yüzeye çıkarmış bulunuyor.
Son bir not: Dış basındaki çoğu yazılarda ve Avrupalı parlamenterlerin son demeçlerinde, türban meselesinin Türkiye'yi kutuplaştırabileceği ve hatta sürtüşmelere sürükleyebileceği belirtiliyor. Oysa Türkiye'nin bölgenin en istikrarlı ülkesi niteliğini koruması, başta kendisi olmak üzere, herkes için büyük önem taşıyor...
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |