Altın madenciliğinin yeni dünya lideri Çin

   Altın madenciliğinin yeni dünya lideri Çin

19.01.2008 Referans

Hızla büyüyen ekonomisi nedeniyle küresel alanda ağırlığını her geçen gün daha fazla hissettiren ve Asya'nın uyanan ejderhası olarak tanımlanan Çin, son olarak altın madenciliğinde dünya liderliği unvanını Güney Afrika'nın elinden aldı. Çin'de geçen yıl altın üretimi bir önceki yıla göre yüzde 6 artarak 276 tona ulaştı. Dünyanın en büyük altın üreticisi unvanını 1905 yılından bu yana elinde bulunduran Güney Afrika'nın üretimi ise 272 tonda kaldı.

Çin halen dünyanın en büyük alüminyum, çinko ve kurşun üreticisi. Kalay üretiminde 2'nci sırada bakır, nikel ve gümüş üretiminde ise ilk 10'da yer alıyor. Altın üretimini son 10 yılda yüzde 70 artıran Çin'in bu alanda dünya liderliğini ele geçirmesi Pekin'in yüksek maliyetli hammadde ithalini dizginlemek için yerli üretime verdiği desteğin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bir ons altının fiyatı bu hafta içinde 914 dolara yükselerek tüm zamanların rekorunu kırdı. Zayıf dolardan kaçan yatırımcının sağlam yatırım araçlarına yönelmesi bu yükselişin başlıca nedenini oluşturuyor.

   Altın üretimi düşüyor

Öte yandan altın fiyatlarının üst üste rekorlar kırdığı bu dönemde dünya genelinde üretim giderek düşüyor. Üretim maliyetlerinin her geçen gün daha büyük bir baskı oluşturduğu Güney Afrika'da son on yılda üretim yarı yarıya azaldı. Londra'da kayıtlı Randgold Resources şirketinin Güney Afrikalı CEO'su Mark Bristov, Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada "Çin Güney Afrika'nın üstüne çıkmıyor. Güney Afrika Çin'in altına düşüyor" dedi. 2006-2007 yılları arasında bir ons altının fiyatı 270 dolardan 850 dolara yükselirken dünya genelinde altın üretimi yüzde 6,7 azaldı. Güney Afrika'nın yanısıra ABD ve Avustralya gibi büyük çaplı altın üreticilerinin üretimlerinde de azalma gözleniyor.

    212 milyar dolarlık petrol devi

Asya devinin ekonomik alandaki başarılarına eklenen bir yeni halka da Çin Ulusal Petrol Şirketi'nin toplam varlıklarının değerini yüzde 7,1 artırarak 1 trilyon 540 milyon yuana (yaklaşık 212.7 milyar dolar) ulaştırması oldu. Şirket en hızlı büyümeyi doğal gazda yüzde 21.3 satışla yaptı.

Şirket 2007 sonu itibarıyle ham petrolde 13.66 milyon tona ve doğal gazda da 10.3 milyar metreküp kapasiteye ulaştı. Şirketin Afrika, Orta Asya, Ortadoğu, Amerika ve Asya- Pasifik bölgelerindeki projeleri ilerlerken kârının yükselmesinde yurt dışı petrol arama çalışmaları ve sondajın da etkili olduğu açıklandı. Şirket şu an 26 ülkedeki şirketlerle 69 projeyi birlikte gerçekleştiriyor.

   İran: Çin'le tutumumuz esas olarak aynı

18/01/2008 Dünya

PEKİN- İran'ın nükleer konulardaki baş müzakerecisi Said Celili, İran nükleer sorununda "Çin'le tutumlarının esas olarak aynı olduğunu" söyledi. Temaslarda bulunmak üzere Çin'de bulunan Celili, Pekin'den ayrılmadan önce İran'ın Pekin Büyükelçiliğinde Çinli ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Çin'i dost olarak gördüklerini" ifade etti. Öte yandan, Pekin yönetimi, İran'a ve Batı ülkelerine nükleer sorunda esneklik gösterme ve uzlaşma sağlama çağrısını yineledi. Resmi Şinhua haber ajansı tarafından yayımlanan haberde, Çin Dışişleri Bakanı Yang Cieçi'nin Celili ile görüşürken, İran nükleer sorununu konusunda yeni görüşmeler düzenlenmesi çağrısında bulunduğu kaydedildi. Çinli bakanın dün geç saatlerde yapılan görüşmede, İran nükleer sorununun çok önemli bir aşamada bulunduğunu ifade ederek, İran dahil bütün tarafları, soruna kapsamlı ve uygun çözüm bulmak için en kısa zamanda görüşmeleri yeniden başlatmak için çaba harcamaya çağırdığı bildirildi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Cian Yü de dünkü haftalık olağan basın toplantısında, "İran'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarına uymasını ve uluslararası toplumla tam işbirliği yapmasını beklediklerini" söylemişti. İran petrolüne her geçen gün daha bağımlı hale gelmesi ve aralarındaki yoğun ekonomik ilişkilerden dolayı Çin yönetimi Birleşmiş Milletler'in İran'a daha ağır yaptırım kararı almasına karşı çıkıyor. İran, Çin'in üçüncü ham petrol sağlayıcısı ülke durumunda. Aralarında Çin'in de bulunduğu BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya'nın dışişleri bakanları, konseyin İran'a üçüncü bir yaptırım kararı alması olasılığını konuşmak üzere salı günü Berlin'de bir araya gelecek.

  Çin enflasyonu dizginlemek için enerji fiyatlarını donduracak

11.01.2008 Referans

Son bir kaç senedir ihracat merkezli politikası ile yüzde 10'un üzerinde büyüyen ancak enflasyon oranı da beraberinde yüzde 11'in üzerine çıkan Çin ülke içinde enerji fiyatlarını dondurma kararı aldı. Ekonomideki aşırı ısınma ile tetiklenen enflasyonu dizginleyebilmek için son dönemde bir çok önlem kararı alan Pekin yönetiminin dün aldığı karara göre uluslararası piyasalarda ham petrolün vadeli fiyatlarında çıkış yaşansa bile Çin'de petrol fiyatları aynı kalacak. Yakın dönemde uygulamaya geçmesi beklenen karar Başbakan Wen Ciabo'nun Devlet Konseyi'ndeki fiyat kontrolleri üzerine yaptığı toplantının ardından alındı. Hükümetin internet sitesinde duyurulan karar, Asya borsalarına düşüş getirdi. Nikkei 225 endeksi yüzde 1,5, Hong Kong'un Hang Seng endeksi de yüzde 1,4 değer kaybetti.

Yakıt sıkıntısı yaşanabilir

Yeni karara göre petrol ürünleri, doğalgaz ve elektirk ürünlerinin fiyatlarının hepsi sabit bir seviyede tutulacak. Üstelik fiyatları dondurulacaklar arasında sadece enerji ürünleri değil, toplu taşıma ücretleri ile su faturaları da yer alacak. Bunun yanı sıra sağlık hizmetleri ve bazı tarım ürünlerinin fiyatları da enerji fiyatları gibi sabitlenecek. Uzmanlara göre alınan karar, ucuz para birimi yuan sayesinde ihracatında patlama yaşayan ve sonunda aşırı ısınarak enflasyon sorunu ile karşı karşıya kalan Pekin yönetiminin bu sorunla başa çıkmak konusunda ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Geçen kasım ayında Çin mazot ve dizel yakıtlarda fiyatları devlete ait rafinerilerdeki yöneticileri memnun edebilmek için yüzde 10 oranında artırmıştı. Enflasyon oranı da zaten bu artırımın ardından yükselmiş, kasım ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,6 oranında artmıştı. Çin'de gıda fiyatları geçen yıl yüzde 12 artmıştı. Rafineriler ise son alınan karar gibi fiyat kontrollerine, dünya piyasasındaki fiyatlar ile iç piyasada sabitlenen fiyatlar arasında kalan farkın kendileri tarafından telafi edilmek zorunda kalacakları için karşı çıkıyor. Fiyat kontrolüne geçildiği zaman ise kendi zararını azaltmaya çalışacak olan rafinerilerin son kararın ardından mazot ve dizel yakıt üretiminde kesintiye gidebileceği, bunun da ülke içinde yakıt sıkıntısına neden olabileceği belirtiliyor.