Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Ayşesin Emre röportajı ( 2. Bölüm)

(GMT+08:00) 2008-01-07 10:19:47 cri

Sevgili dinleyiciler, Ayşesin Hanım'la sohbetimizin ikinci bölümünden, sizlere merhaba.

 CRI- Yıllar sonra, Çin'e geldiniz ve Çin'de de Türkiye, merak edilen bir ülke. Aynı sorularla karşılaşıyor musunuz?

A.E.- Burada çok farklılık yok. Gördükleri zaman bizi çarşaflı, eşarplı, burada çok fazla Çinli arkadaşlarımız olmadı. En çok buna üzülüyorum. Ancak, "yuban" ve " fudaolarımız" sayesinde Çince konuşup, onları birazcık tanımaya çalışıyoruz. Benimle karşılaşmış Çinli arkadaşların ilk sorusu, "sizde hala bir erkek, dört kadınla evleniyor, değil mi? İslam ülkesisiniz, İslam kurallarıyla mı yönetiliyorsunuz? Kadının seçme, seçilme hakkı var mı?" gibi sorular geldi. Çok bizi tanımıyorlar. Galiba biz, yeni yeni birbirimizi tanımaya başlayacağız. Biz, çok iyi tanımıyoruz, onlar da bizi tanımıyor.

CRI- İste bu bağlamda, Çince bilen sizlere çok ciddi görevler düşüyor değil mi?

A.E.- Evet. Doğru söylüyorsunuz.

CRI- Çin derin ve farklı bir kültür yapısına sahip. Siz Çin'i, nasıl anlatırsınız bizlere?

A.E.- Ben Çin'i nasıl anlatırım? O kadar zor ki...Benim, Çin'e gelmeden önce, en büyük rüyam- Mao'dan ben çok etkilenmiştim.- Benim için Mao, Çin'i birleştirip, o insanları bir araya getirip, çok çaba sarfedip, yok olmaya yüz tutan bir toplumu, tekrar güç kazandırmıştır. Bir kere çok enteresan. Yiyecekleri, kültürleri, davranış biçimleri çok farklı.

CRI- Ayşesin Hanım, Çin'de yaşam derken bir yandan da kadını ele alalım istiyorum. Sizce Çin'de kadın nedir?

A.E.- Kadın her yerde. İnşaat işcisi olarak görüyorsunuz. Tır şoförü olarak görüyorsunuz, otobüs şoförü olarak görüyorsunuz. Kadının olmadığı hiçbir yer yok. Gerçi bunu hep düşünürüm çocukluğumdan beri, Atatürk'ün hedeflediği kadın ve erkeğin eşitliğini, ben burada görüyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Kadının ve erkeğin eşitliği ve kadının toplumda kabul edilmişliği, erkeğiyle aynı statüde bulunması beni çok mutlu etti. Onun için, defalarca bu konuda bile gelmeye değer, araştırmaya değer görüyorum.

CRI- Üniversitedeki yaşam ve Çinli arkadaşlarınızın sizlerle iletişimi hakkında neler söyleye bilirsiniz?

A.E.- Ben, 50 yaşındayım. Tabii çok uzun zaman çalışma hayatından sonra tekrar öğrenciliğe döndüm. Tabii üniversite zamanında kaçırdığım şeyleri yakalama fırsatım oldu. Buradaki yaşamdan hoşlanıyorum, çok keyif alıyorum. Bir tek zorlandığım, arkadaşlarımın hepsi çok genç. Tabii sınıfın en yaşlısı benim. Onlarla diyalogda zorlanmıyorum. Onların seviyesine inmeye çalışıyorum. Belki bu bizim, bu kadar yılın verdiği deneyimden dolayı, onların seviyesine inebiliyorum. Onlarla gülüp, onlarla zıplayabiliyorum. Yabancı arkadaşlarla ilişkilerim çok iyi. Çinli benim fudaolarım var. Galiba bizden biraz çekiniyorlar, yabancılardan. Çok kolay arkadaşlık kurulamıyor, dostluk kurulamıyor. Bu bendeki en büyük eksiklik. Yani ben, daha çok Çin'i yaşamak isterdim. Daha çok Çinliyle bir arada olmak isterdim. Seyahatlerimin sırasında, ben hiç yabancı gruplarla seyahate çıkmadım. Hep seyahatlerimi Çinli gruplarla yaptım. Evet, evlerine gidemedim ama, uzun süreler, on gün, on beş gün sürelerle yaşamı onlarla gezi anlamında paylaştım ve çok etkilendim. Galiba yabancı olarak, hiç kimseyi tanımasanız, hani yolda giderken ölseniz, sanki başka ülkelerde o ölünüz yerde kalır ama, Çin'de sanki kalmaz. Birileri sizi mutlaka alır, bir şekilde ülkenize ulaştırır. Elinden gelen herşeyi yapar gibi bir his. Bu anlamda, yabancılara kıymet veriyorlar. Elbette her toplumda olduğu gibi yabancıları sevmeyen, bizim ülkemizde de vardır, burada da var. Bu çok doğal. Bir de çok önemli, ben ilk seyahatimi Shanghai'ya yaptım. Xuzhou, Hangzhou, Nanjing ve küçük, yirmi kişilik bir gruptuk. Sadece üç kişi Türk'tük. İlk başta tabii çok şaşırdılar bizi görünce. O zaman benim Çincem, şimdi de pek mükemmel değil ama, kendimi ifade edebiliyorum. Çok iyi konuşmamamıza rağmen, çok keyifli, çok tatlı bir hafta geçirdik. Dedim ki, evet dil çok önemli, birbirini insanların anlaması için. Ama, dil olmasa da yürekler konuşsun, gözler konuşsun, bu çok etkiledi beni. Güzel insanlar, daha çok bir arada olmak isterdim.

CRI- Konuklarımla Çin yemeklerini konuşmak istiyorum hep. Sanıyorum ben çok seviyorum Çin yemeklerini ve merak ediyorum bu konuda konuklarım neler düşünüyor ? Evet, Çin yemekleri desem?

A.E.- Benim hayatımda çok önemli yeri var yemeğin. Bu sadece Çin'de değil. Dünyanın neresine gidersem gideyim, hiçbir zaman yemekleri geçiştirmedim. Çin yemeklerini ben de çok seviyorum. Uzak Doğu yemeklerine hayranım. Çin'de inanlımaz kombinasyonlar var. Çok şaşırtıcı tatlar var. Bize yakın bazı tatlar var. Ama bizi şaşırtan tatlar da var. Hiç hayal edemeyeceğimiz, tatlı ile tuzlu ve ekşilinin bir arada olduğunu düşündüğümüz zaman biraz tuhaf geliyor.Ama yediğimiz zaman, damağımızı mutlu eden lezzetler. Ben Çin yemeklerini çok seviyorum.

Crı- Siz de benim gibisiniz.

A.E. Evet, bayılıyorum.

CRI- Sizin gibi uzaklar da ufuklarını genişletmek ve yeni bir dil öğrenmek isteyeceklere tavsiyeleriniz neler olacaktır?

A.E.- Evet yaşım elli. Ama, hala benim hayallerim var. Çincemi daha fazla ilerletmek. Sonra İspanyolcamı ilerletmek. Hep bunların yaşı olmadığını düşünüyorum. Ama, genç arkadaşlarımız, bazen kaçırıyorlar. Tabii bu bellki, gençliğin verdiği, nasıl olsa yakalarız diye düşünüyorlar ama, bazen geç oluyor. Dolayısıyla, ne istiyorlarsa, ne arzu ediyorlarsa, mutlaka yapsınlar. Hiçbir şey için geç değildir. Hiçbir şey zor değildir. Yeter ki istesinler ama, mutlaka yurtdışına çıkmadan önce,- bu benim babam rahmetlinin sözüydü- önce kendi ülkelerini tanısınlar. Çünkü kendi ülkelerini tanıyıp, dışarıya çıkınca, karşılaştırma fırsatları olur. Onun için, mutlaka ve mutlaka ekonomik şartlarıda el veriyorsa, vermiyorsa da çalışsınlar, çabalasınlar, ne yapıp, edip mutlaka kendilerini dış dünyaya açsınlar diye düşünüyorum.

CRI- Sevgili dinleyiciler, içten ve neşe dolu yanıtları için Ayşesin Hanım'a tekrar teşekkür ediyorum.

A.E.- Ben teşekkür ediyorum. Sağolun.

Umarım yarınlar için belirlediğiniz hedeflerinizde, kendiniz için yeni adımlar atmayı baş sıraya koymuşsunuzdur. Gelişmek ve ilerlemek, hepimizin birinci görevi diye düşünüyorum.

Sevgiyle kalın, Hoşçakalın.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040