Alptekin Aydın röportajı ( 2. Bölüm)

   Sevgili dinleyiciler, Alptekin Bey'le sohbetimize devam ediyoruz.

    CRI- Çin'de yabancı yatırımcılara sağlanan imkanlarla, Türkiye'de yabancı yatırımcılara sağlanan imkanların, karşılaştırmasını yapabilir misiniz?

    A.A.- Serbest bölgeler açısından bir değerlendirme yapabilirim. Bir de Türkiye'nin zorunlu olarak bağlı kaldığı, uluslararası organizasyonlar, anlaşmalar açısından da bakmamız gerekir. Avantajlı ve dezavantajlı olduğumuz noktalar var. İlk önce, yatırımlar açısından bakıldığında bir ülke, dış politikaları içerisinde, ekonomi politikaları içerisinde, yabancı yatırımcıyı davet ediyor. Tüm ülkeye yabancı yatırımcılar için, kırmızı halılar seriyor. Türkiye, Çin'e nazaran bakıldığında yabancı yatırımcıyı Çin, kadar alamıyor. Çin'de yapılan yabancı yatırımların hepsi, doğrudan istihdama yönelik, üretime yönelik yatırımlar. Türkiye'deki yabancı yatırımlara baktığımız zaman, daha çok parasal hareketler görüyoruz. Ya şirket satışları var satın almalarla beraber, yabancı sermaye girişi var. Yahut da hisse satın almaları var. İstihdam yaratmıyor bu tür yatırımlar. Esasında Türkiye'nin bu tür istihdam yaratacak projelere, dış kaynak veya yatırımcı bulması konusunda önem vermesi gerekiyor.

    CRI- Çin'e gelip, yatırım yapmak ya da şirket kurmak isteyeceklere, önerileriniz neler olacaktır?

    A.A.- Çin'e gelip yatırım yapmak isteyen firmalar, ilk önce neden gelmek istediklerini bilmeliler. Buraya geliş amaçlarını ve ne tarz bir yapılanmayla geldiklerini çok iyi bilmelidirler. Bunu bilmeden gelmek çok zor, yanlış. Yatırımlar veya da faaliyetler,yıllar kaybolup gidiyor. Burada yerleşmiş Türk firmalar var. İş danışmanlığı yapan, pazar araştırması yapan. Çinli firmaları kolaylıka araştırabilecek, bu firmaların iş ahlaklarını, ekonomik güçlerini değerlendirebilecek, kaynaklara yakınlaşan Türk firmalarımız var. Bu tür yatırım arayışı içerisinde olacak Türk firmalarının, öncelikle kendi amaçlarını belirledikten sonra, yatırımlarına yönelik bir pazar araştırması yapmaları, Pazar araştırma sonuçlarının, kendi dış pazar araştırmalarıyla örtüşmesinden sonra, ne tür yatırım yapacağını belirlemesi. % 100 kendi yatırım yapacaksa sorun değil ama, bir ortaklık ihtiyacında ise, güvenilir bir Çinli ortağın bulunması konusunda çok iyi bir, potansiyel hizmet almalılar. Geçmişte başlamış, devam eden iş ilişkileri muhakkak korunmalı, ancak geçmişte başlamış yeni yatırım alanı içerisinde, doğru olmayabilir. Bunun çok iyi ayrımına varıp, duygusal yaklaşımlardan uzak kalmaları lazım. Yoksa Çin, yatırımcıya çok geniş ufuklar sağlıyor, şu an iş gücü gerçekten ucuz.

    CRI- Alptekin Bey, iş adamı kimliğiniz yanında, hayatınızda yeri büyük olan baba kimliğinizle bitirmek isterim sohbetimizi. Bir baba gözüyle Çin nasıl bir ülkedir?

    A.A.- Bir baba gözüyle baktığınız zaman Çin, gerçekten eğitim ve kişisel gelişmeye çocukluktan itbaren büyük fırsatlar açan bir ülke. Özellikle biz Çin'e geldiğimiz zaman küçük oğlumuz üç yaşındaydı. Hiç bir Çince kelime, hiç bir İngilizce kelime de bilmiyordu. Burada bir Çin kreşine, bir devlet kreşine giderek önce Çince'yi öğrendi.Çinli arkadaşlarıyla yaşamayı öğrendi. Şimdi ailemizin en iyi Çince konuşan, anlayan elemanı. Şu an yine bir Çin ilkokuluna gidiyor. İlkokul eğitiminde sınıf öğretmenleri olmasına rağmen, bir çok spor ve kültürel etkinlik eğitimin içerisine yerleştirilmiş durumda. Ezberden ziyade, uygulayarak, yaşayarak ve yaparak öğreniyorlar. Tiyatrolara gidiyorlar, resim kulüplerine gidiyolar, çeşitli kültürel etkinliklere de katılıyorlar. Eğitim dört duvar arasında, okulun tek sınıfına sıkıştırılmış değil. Bunun dışında da Çin'deki tek çocuk politikası nedeniyle, tüm yatırımları o tek çocuğun eğitimine yönelik. Dolayısıyla çocukların eğitimlerine hem teknik, hem de sosyal eğitime yönelik çok fazla yer veriyorlar. Ben burada olmaktan dolayı çok mutluyum.

    İçten yanıtlarınız ve misafirperverliğiniz için çok teşekkür ediyorum Alptekin Bey.

    Hayat her yönüyle bizi zorluklara itse, güven ve huzur bulmalıyız yaptıklarımızda. Azim ve inancın yanı sıra, yaptığımız işi sevmekte çok önemli değerli dinleyiciler.

    Sevmekle güzelleşecek herşey...

    Hoşçakalın.