|
|||||||||||||||||||||
|
Öncelikle, Beijing'e ve programımıza hoşgeldiniz. Yoğun programınız içerisinde, bizimle olmayı kabul ettiğiniz için, teşekkür ederim.
CRI- Kaya Bey, Çin'e geliş amacınız hakkında bilgi verir misiniz?
Kaya Tuncer- Hoşbulduk. Çin'e geliş amacımız, Çinlilerin, bizim Ege Serbest Bölgesine, Çinli firmalar için yatırım yapılacak bir organize sanayi sitesi olarak seçmeleridir. O nedenle, burada çalışmalarımız olacak, görüşmelerimiz olacak, toplantılar var. Bunlara katılmak üzere geldik.
CRI- Çin dışındaki yatırım yapacak Çinli firmalar için, "en iyi yatırım bölgesi" beratını, almanın kıstasları nelerdir?
K.T.- Bu çok zor bir soru esasında. Cevabı zor. En önemlisi, Çinlilerle bilhassa, konuşmalarımızda, onların rahat bir şekilde, kısa bir zaman içerisinde yerleşebilecekleri, üretime geçebilecekleri bir yer olarak, kedilerine bunu iletmiştik. Aynı zaman da, Türk kültüründen, Çin kültürü arasında da bir çok benzerlikler olduğu için, Ege Serbest Bölgesi'nde ve İzmir'de, çok rahat bir şekilde, yatırım yapıp, çalışabileceklerini kendilerine izah etmiştik. Genel olarak kıstas budur.
CRI- İki ülke arasında, ticaret hacmi gitgide büyümekte. Sizce, ekonomik olarak, Türkiye- Çin arasında, sorunlar nelerdir?
K.T.- Türkiye- Çin arasında sorunlar, onları Kürşat Tüzmen'e sormak lazım. Bazı kurallar var.Çin'in empoze ettiği, Türkiye'nin empoze ettiği.O nedenlerle sorunlar var. Ben onları detaylarını çok fazla bilmiyorum. Çünkü üzerinde hükümetin çalıştığı konular bunlar.
CRI- Sizce, Türkiye yabancı sermayeyi ülkeye çekmek için neler yapıyor ve bu bağlam da serbest bölgeleri bir araç olarak ne derece etkin kullanıyor?
K.T.- Etkin kullanıyordu. Fakat 2004 yılının Şubat ayında geçirilen, yeni bir kanunla, serbest bölgelerin avantajları, tesvik avantajları epey kısıtlandı. Bu nedenle, serbest bölgeler, Türkiye'de yapabilecekleri katkıyı, epey kaybettiler. Serbest bölgelerin, önemi esasında, teşviklerle yabancı sermayeyi bilhassa çekmektir. Onun yanında, dışarıya giden yerli sermayeyiyi de geriye çekmek gibi amaçları vardı. Teşvikler verilmesi lazımdı. Teşviklerde kısıtlamalar olduğu zaman, yabancı sermaye bilhassa ürktü.Yerli sermaye de ürktü. Yerli sermayemiz, Mısır gibi ülkere yöneliyorlar. Serbest bölgelere yapılan bir teşvik kısıtlaması esasında, Türkiye'ye gelecek yabancı sermayeye , büyük etkiler yaptı. Söyleniyor işte geçen senelere nazaran, Türkiye'ye giren yabancı sermaye yirmi milyon dolarlara çıkmış yabancı sermayenin girişi Türkiye'ye. Neye geldiğine bakmak lazım. Banka satışları var, özelleştirme var, Doğrudan yabancı sermaye gelipte, temelden başlayan yahut, ingilizce olarak "glasnost" dediğimiz olay, bunu görmüyoruz. Yabancı sermaye yirmi milyar dolar girmiş ama, ne kadar istihdam artışı olmuş bakılmalı. İstihdam artışında, hatta negatif gerileme görüyorsunuz. Çünkü yabancı sermaye, gelip aldığı yatırımı, daha efektif çalıştırmak için, çalışanı da çıkarmak durumunda oluyor. Biz bunun tersini bekliyoruz. Yabancı sermaye gelsin, yatırım yapsın, yeni bilgiler, yeni teknolojiler getirsin, istihdam sağlasın ve ihracat yapsın. Bu gayet basit bir formül.Babanın dışarıya gidip, çalıştığı gibi, baba dışarda gider çalışır, hizmetlerini verir, para kazanır. Bir ülkede de aynı şekilde, bu olayın genişletilmesi lazım.
Kaya Bey, programımıza katıldığınız ve sorularımı yanıtladığınız için , tekrar teşekkür ediyorum. Sevgili dinleyiciler, tekrar görüşünceye kadar, dostlukla kalın.
Hoşçakalın.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |