Doların haline bak

                17 Kasım 2007 Emre KIZILKAYA-Hürriyet

Amerikan Doları'nın dünya çapındaki değer kaybı sürerken, ABD başkanlık seçimlerinin sürpriz aday adayı Ron Paul adına basılan dolarlar ortaya çıktı.

"Ron Paul doları" basan bir şirkete FBI baskın düzenledi. ABD'nin "altın standardına" geri dönmesini isteyen Kongre üyesi Ron Paul, internette en büyük desteği alan Cumhuriyetçi aday. Bir günde internette 4.3 milyon dolar bağış toplayınca herkes Ron Paul'u ciddiye almaya başladı.

ABD Başkanı George W. Bush, geçen hafta "Dolar çok yakında eski gücüne kavuşacak" dedi; ama gidişat hiç de öyle görünmüyor. Gelecek yıl yapılacak ABD başkanlık seçimleri için partilerin adaylarının belirleneceği önseçimler öncesinde, Cumhuriyetçilerin yükselen yıldızı Ron Paul. ABD'nin 1971'de terkettiği "altın standardına" yeniden dönerek, karşılığı olmayan dolar basmayı bırakmayı vaadeden Paul'un internette başlattığı kampanya, önseçimlere günler kala büyük bir başarıya ulaştı.

Irak Savaşı'na karşı çıkan ender Cumhuriyetçi isimlerden olan ve Temsilciler Meclisi'nde Teksas eyaletini temsil eden Ron Paul, son haftalara kadar partisi içinde bile ciddiye alınmıyordu. Geçen hafta sadece 24 saat süren ve resmi kampanyasına bağlı olmayan gönüllüler tarafından yürütülen internet bağış kampanyasında, Paul'un adaylığı için 4.3 milyon dolar toplanarak rekor kırılınca durum değişti.

İNTERNETİN SESİ

Cumhuriyetçilerin en favori aday adayı Rudy Giuliani 47 milyon, Mitt Romney ise 67 milyon dolar bağışla, toplamda 8.3 milyon dolar toplayan Ron Paul'ün önünde. Ancak uzmanlar, diğer adayların aksine, Paul'ün çok daha fazla "sıradan vatandaştan", küçük küçük bağışlar topladığını ve daha büyük bir oy potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. 16 Aralık'a kadar Paul'ün 10 milyon doları aşmasını bekleyen yorumcular da, birçok eyalette Paul'ün sürpriz biçimde önde göründüğünü bildiriyorlar.

Ron Paul'ün hızlı yükselişinde, diğer yedi Cumhuriyetçi adayla yarıştığı televizyon tartışmalarının altısını açık farkla kazanması da etkili oldu. İnternette ismi en çok aranan, Youtube'da videoları en çok izlenen Cumhuriyetçi aday adayının Paul olduğu bildirildi. ABD'de herhangi bir partiye üye olmayan genç internet kullanıcılarını aykırı üslubuyla kendisine bağlayan 72 yaşındaki Paul, son düzlükte yaptığı sürpriz atağı sonuçlandırıp Giuliani ve Romney gibi favorileri geride bırakacak mı?

Paul dolarına FBI el koydu

ABD'de hatıra parası basan Liberty Dollar şirketinin Evansville'deki merkezi, önceki sabah FBI tarafından basıldı. FBI, Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Ron Paul'ün seçim kampanyası için üretilen iki ton ağırlığındaki bozuk paranın yanı sıra, merkezdeki tüm altın ve gümüşe de el koydu. ABD yasaları, alternatif para basımına izin veriyor. Şirket, "Hükümetin sahte paralarını kullanmayacağız, bu işin peşini bırakmayacağız" dedi. Ron Paul dolarlarının üzerinde, aykırı Kongre üyesinin resmi ve "Liderlikte altın standardı. Gerçek için oy ver" ifadesi yer alıyor.

Altın standardı nedir

RON Paul'ün neredeyse meczup ilan edilmesine yol açan "altın standardına geri dönelim" planı, doların kan kaybının durdurulamaması nedeniyle artık ciddi ciddi tartışılıyor. Bu standarda göre, ulusal para biriminin satın alma gücü, o ülkenin hazinesindeki altın miktarına endeksleniyor. ABD, 1971'deki Nixon Yönetimi döneminde bu sistemi terketmiş, altın karşılığı olmadan para basmaya ve dünyada geçerli döviz haline gelen doları "ihraç etmeye" başlamıştı. Dönemin ABD Hazine Bakanı John Connally, "Dolar bizim para birimimiz, sizin probleminiz" diyerek dünyaya meydan okumuştu.

Ron Paul seçilirse CIA'yı lağvedecek

TEKSAS'tan 10 dönem boyunca Temsilciler Meclisi üyesi seçilen ve asıl mesleği tıp doktorluğu olan Vietnam gazisi Paul, 1988'de, Liberteryen Parti'nin adayı olarak girdiği başkanlık yarışında ancak üçüncü olabilmişti. Kendisini liberteryen (aşırı özgürlükçü) addeden Paul'ün başlıca vaatleri şöyle:

Gelir vergisini kaldıracak. ABD Merkez Bankası'nı lağvedecek.

Irak'taki ABD askerini çekecek.

Merkezi Haberalma Teşkilatı'nı (CIA) kapatacak.

Devleti küçültecek, dış politikada müdahaleci olmayacak.

Jay-Z klipte Euro sayıyor

DOLARDAKİ düşüş, finans kurumlarının kulislerinden çıkıp, gösteri dünyasında bile kendisini hissettirmeye başladı. Ünlü hiphop yıldızı Jay-Z, "American Gangster" adlı yeni albümünde yer alan "Blue Magic" adlı şarkısı için çektiği son klibinde, New York'un baş döndürücü gece hayatına dalıp çantasındaki 500'lük Euro tomarlarıyla caka satıyor. New Yorklu rap grubu Wu-Tang Clan da, yeni albümünü sadece Euro fiyatıyla listeledi.

Bündchen dolar kabul etmiyor

Dünyanın en zengin modeli Gisele Bündchen, artık iş sözleşmelerini dolar üzerinden yapmıyor. Bloomberg ajansının haberine göre süper model artık dolar dışında her para birimini kabul ediyor.

                                            Ankara-Washington arasında ipler yine gergin Ali Sarp-Hürriyet

ABD'nin Irak'ı işgal etmeye hazırlandığı dönemde 1 Mart tezkeresi nedeniyle gerilen Türkiye-ABD ilişkileri, bu kez hem Ermeni tasarısı hem de sınırötesi operasyon hazırlıkları nedeniyle yeni bir sınav veriyor. Peki elimiz ne kadar güçlü? Türkiye, ABD için ne kadar vezgeçilmez?

Son beş yıldır ABD ve Türkiye arasında gergin bir hava var. ABD'nin Irak'ı işgâl etme hazırlıkları sırasında gerilen ilişkiler giderek PKK konusunda ABD'nin tutumu ve Kerkük yaklaşımıyla kopma noktasına kadar geldi.

Sözde Ermeni soykırım tasarısı bu ilişkinin artık daha fazla gerilmeye tahammülü olmadığını da ortaya koyması açısından kayda değer.

Başkan G.W. Bush'un tüm çabalarına karşın, Demokrat ağırlıklı temsilciler meclisi yasa tasarısını geçirmeyi başardı.

Beklenen bu gelişme sonucunda artık restleşme noktasına kadar gelindi.

Havada demeçler uçuşuyor.

Bu demeçler iki tür.

ABD'nin stratejik ortağımız olduğunu öne süren ve ona göre politika yapanlar.

ABD'nin Türkiye'yi gözden çıkardığını ve artık ABD'nin stratejik ortak olarak Kürtleri gördüğünü ve ona göre politika yaptığını düşünenler.

Bu görüşlerden hangisinin doğru olduğunu anlamak için küçük bir analiz yapan Los Angeles Times gazetesi stratejik ortaklığımızın parametrelerini şöyle tanımlıyor:

1- ABD Irak ordusunun lojistik desteğinin yüzde 70'i Türkiye üzerinden veriliyor.

2- C-17 kargo uçakları güvenli bir havaalanı olan İncirlik'i kullanarak muhtemel terörist saldırılardan korunmuş oluyor.

3- Türk ordusu silah ve ekipman olarak ABD'ye bağımlı.

Bu üç konunun dışında stratejik ortaklığa ya da öneme yönelik bir yaklaşım yapılmıyor.

Hatta soğuk savaş döneminde olduğu söylenen güzel sözlerden eser yok.

Öyleyse Türkiye'nin yıllardan beri dillere destan stratejik önemi bundan mı ibaret?

Siyasetcilerin dillerine doladıkları stratejik önem masalı burada sona eriyor.

Aksi söylenmedikçe ABD'nin Türkiye çıkarları eğer bundan ibaretse, işimiz zor demektir.