|
|||||||||||||||||||||
|
Merhaba sevgili dinleyiciler. Bir "Türk Gözüyle Çin" programımız da daha birlikteyiz.
Aramızda, Turizm eski Müsteşarımız Sayın Mehmet Ölçel var.
CRI- Mehmet Bey hoşgeldiniz.
Mehmet Ölçel- Sağolun, hoşbulduk.
CRI- Mehmet Bey, biraz kendinizden bahseder misiniz?
M.Ö.- Ben buraya gelmeden önce, Kültür ve Turizm Bakanlığının, Teftiş Kurulu başkan vekiliydim. Buraya, aslında isteyerek değil, Türkiye'yi tanıtmamın, bakan bey tarafından daha büyük bir görev olduğu hatırlatıldığı ve ona hak verdiğim için buraya geldim. Eşimin, Çin asıllı olması dolayısıyla, karı-koca çalıştık.
CRI- Çin'e ne zaman geldiniz? Ne kadar süredir buradasınız?
M.Ö.- Çin'e 2003 Ekim başında görevli geldim. Üç yıl çalıştım. Geçen yıl sonunda emekli oldum ve Ocak Ayı'nda tekrar Çin'e döndük. Bu günlerde Çin'deki toplam süremiz, yaklaşık dört yılı buluyor.
CRI- Eşinizle nerede ve nasıl tanıştınız?
M.Ö.- Eşimle New York şehrinde tanışmıştık. Ben görevli ve turist olarak yurtdışına epey gidip, gelmiştim. Birisi de, Newyork'tu. Bir yıllığına görevli kalmıştım. O sırada eşim master öğrencisiydi. Orada tanıştık. Görev süresinin sonuna doğru Newyork'da evlendik.
CRI- Ne kadar süredir evlisiniz?
M.Ö.- Yirmi iki yıla yaklaşıyor.
CRI- İki kültürün aile olmanız açısından ortak yönleri ve farklılıkları nelerdir?
M.Ö.- Eşimde, karşılıklı anlayış, sevgi, saygıyı gördüğüm için, yabancı olmasına rağmen evlenmeye karar vermiştim. Diğer yönlerden tabii bir sürü zorluklar çektik.Düşünce tarzı, insanların hareketlerine, sorularına, konuşmalarına yaklaşım tarzlarında epey değişiklikler, farklılıklar var. Türkler ve Çinliler arasında.Tabii Bu bizde hayatın yaşanma hızında, epey yavaşlamaya neden oldu.
CRI- Mehmet Bey, bir tane çocuğunuz olduğunu biliyorum. Kızınızı hangi kültüre uygun yetiştiriyorsunuz?
M.Ö.- Biz karma bir aile olduğumuz için, çocuğun her iki kültüre uygun, her iki iki kültürü tanıyor olarak yetişmesi bana adil ve normal geliyor. Türkiye'de doğdu ve sekiz buçuk yılını, Türkiye'de geçirdiği için, Türk kültürüyle başladı yaşamaya. Çin kültürünü de öğrenmesi, özümsemesi kaçınılmaz birşey.
CRI- Gözlemleriniz sonucunda Çinli insanı nasıl anlatırsınız? Çinli insan nasıl yaşar?
M.Ö.- Türkiye'de ayıpladığımız şeyler çok fazladır aslında. Mesela, yemek yerken ağzını açmak, yürürken yememek ya da çocukların oyuncakları oynamamak gibi. Sokakta dosdoğru yürümek, yürürken başka yere bakmamak, kalabalık içinde bağırmadan konuşmak gibi. Bizim ayıpladığımız, bir çok şey burada ayıp değil. İnsanlar çok daha rahat ediyor gibi geliyor bana. Sokakta jimlastik yaparak yüreyebiliyorlar, vücutlarının çeşitli yerlerini, yumruklayarak yürüyebiliyorlar, geri geriye yürüyebiliyorlar. Bigudiyle çıkabiliyorlar. Küçüklerin oynadığı bazı oyuncaklarla, büyüklerin oynadığını gördüm. Uçurtma uçuruyorlar.
CRI- Son olarak, bir turizmci gözüyle Çin'i, anlatmak için, önceliğiniz hangi konular olur?
M.Ö.- Bankadan başlayalım, turizme kadar, turizmin içindeki sektörlere kadar, oteli, lokantası, şoförü v.s., bize kıyaslarsak, geri durumdalar. Çünkü biz, çok erken başladık turizme. Fakat Çin, gözünü her alanda, her sektörde ve bütün dünyaya açmış durumda. Devlet, en iyi insanları alıp, gençleri memur yapıyor ve ülkeyi çok sıkı, disiplinli, hızlı bir şekilde yönetiyor. Bu bakımdan ben, çok kısa zamanda gelişeceklerini bekliyorum. Şu anda mesela, hizmet açısından memnun kalmayabilirsiniz Çin'de, Çinlilerden ama çok kısa zamanda, bunda da ilerleyeceklerini bekliyorum. Çünkü devlet, gerçekten her alanda, büyük bir öncülük yapıyor, hedefler koyuyor, teşvikler veriyor.
CRI- Mehmet Bey çok teşekkür ediyorum.
M.Ö.- Ben teşekkür ediyorum.
Bir programımızın daha sonuna geldik. Tekrar görüşünceye kadar, herşey gönlünüzce olsun.
Hoşçakalın.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |