Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

İlkay Girgin : Bence, çocuklarına  çok özen gösteriyorlar

(GMT+08:00) 2007-10-15 13:57:45 cri

Sevgili dinleyiciler, bir " Kadın ve Çocuk " programımızda daha sizinle birlikteyiz. Bugün aramızda uzun süredir Çin'de yaşamını sürdüren İlkay Hanım var.

CRI- İlkay Hanım programımıza hoşgeldiniz.

İlkay Girgin – Hoşbulduk.

CRI- İlkay Girgin kimdir?

İ.G.- 1971 İstanbul doğumluyum. ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü

mezunuyum. İki tane çocuğum var. 1998 Mayıs ayından beri

yurtdışında yaşamaktayım. İlk Tayland, Bangkong' da eşimin işi

nedeniyle yaşadık. İki buçuk yıl orada kaldık.

CRI- Ne kadar süredir Beijing'desiniz?

İ.G.- Üç buçuk yıldır Beijing'de yaşıyoruz. Fakat ondan önce, üç buçuk yıl

da Çin'in başka bir şehri olan, Xiamen'da yaşadık.

CRI- Çin'de yaşamı, gözlemleriniz çerçevesinde anlatmanızı rica etsem, bize

neler anlatırsınız?

İ.G.- Şimdi tabii uzun süredir burada yaşadığım için, artık bir sürü şey, bana

çok doğal geliyor. Ama, kalabalık oldukları bir gerçek. Ülke çok

kalabalık.Onun dışında, dışarda yemek alışkanlığı, Türklere göre çok

fazla çoğu sabah kahvaltısını etmeden dışarı çıkıyorlar ve

kahvaltılarını yol üstünde yapıp, işlerine gidiyorlar. Hergün neredeyse

alışverişe gidiyorlar. Pişirecekleri yiyecek kadar alışveriş yapıp, o gün

onu tüketiyorlar. O nedenle de hergün, belli bir süreyi, herhalde

yiyecek alışverişine ayırıyorlar. Aslında bunu ben de yapmaya

başladım. Çünkü herşey çok daha taze tüketiliyor. Diğer hoş bir

özellikleri, spora düşkünler. Özellikle yaşlılar, 60- 70 yaşındakiler,

parklardaki özel aletlerle geliştirilmiş spor bölümlerinde, ciddi olarak

her gün egzersiz yapıyorlar.

CRI- Çin'de kadın olmak desem, başkent dışında da bulunmanız nedeniyle,

karşılaştırırsanız, neler anlatırsınız bize?

İ.G. –Bence, kadınlar ve erkekler kesinlikle eşitler. Bunu her alanda rahatlıkla

görüp, hissediyorsunuz. Her işi hem erkek, hem kadın yapıyor.

Kadınlar, otobüs şoförü de olabiliyor bir bayan, inşaat işçisi de. Fakat

diğer taraftan, bayanlar bakımlı olmayıda seviyorlar. Ellerinden

geldiğince, maddi imkanlarının çerçevesinde, güzelliklik salonlarına,

masajlara, güzellik ürünleri alıp, kullanmaya meraklılar.

CRI- Çocuklarınız kaç yaşındalar? Okula gidiyorlar mı?

İ.G.- Birisi yedi buçuk yaşında, oğlum. Diğeri de dört buçuk yaşında, kızım.

İkisi de buradaki, İngiliz okuluna gidiyorlar.

CRI- Kendi yetişmiş olduğunuz kültürden çok uzaklarda ve başka ülke

topraklarında çocuk büyütmek ve yetiştirmek konusunda ki

düşünceleriniz nelerdir?

İ.G.- Bence zor bir görev. Çünkü iki hamilileğim yurtdışında geçti. Oğlumu,

yurtdışında doğurdum. Kızımı, Türkiye'ye gidip doğursam da, hemen

geri döndüm. Kendi başıma büyüttüm. Bu zor bir iş. Onun dışında,

Türkiye'den uzakta olduğunuz için, kültürünüzü anlatmak tamamen size

düşüyor. Çünkü bir tek yazları gidiyoruz, ancak gözlemleri bir- bir buçuk

ay süresince edindikleri izlenim oluyor. Onun için, yanlış anlamaları

önlemek, bütün adetleri, örfleri öğretmek bizim görevimiz. Bu arada tabii

hayatta değişiyor Türkiye'de. 1998 yılında bıraktığımız gibi değil. O

değişime ayak uydurmak, o şekilde onlara izah etmekte gerekiyor. Ama,

tabii avantajları da var. Yurtdışında yaşadığımız için, çok değişik

kültürleri,sorgulamadan kabul ediyorlar. Bir sürü yabancı dil

öğreniyorlar. Çince konuşuyorlar ve aksanları oldukça düzgün, çünkü

kendileri burada yaşayarak, doğal olarak öğrendiler. Okulda, İngilizce

konuşuyorlar, Türkçeyi de biz evde konuştuğumuz için, akıcı bir şekilde

öğrendiler.Bunlar tabii avantaj.

CRI- Çin insanının, çocuk eğitimi konusundaki yaklaşımı ve çocuğa bakış

açısı nedir sizce?

İ.G.- Bence, Çin'de çocuk çok kıymetli. Çünkü bildiğiniz üzere bir tek

çocukları olabiliyor. En değerli varlıkları. Bizim de tabii öyle ama, bir

tek hakkınız olunca herhalde daha kıymetli oluyor. Mümkün mertebe

ellerindeki her türlü olanağı kullanarak, onları en iyi şekilde eğitmek

istiyorlar. En iyi okullara göndermek, yabancı dilleri öğretmek, bence

çocuklarına çok özen gösteriyorlar.

CRI- Bilmiyorum katılıyor musunuz? Sanata çok düşkünler ve çocuklarını

sanata da yönlendiriyorlar.

İ.G.- Her türlü konuya teşvik ediyorlar bence. Sadece okul başarıları olsun

değil. Spor, sanat, her türlü konuda bence ve bir sürü kursa gönderiyorlar. Okul

dışında da bir sürü aktiviteye katılmalarını sağlıyorlar.Bence çok özen

gösteriyorlar çocuklarına.

CRI- Çinceyi iyi düzeyde konuştuğunuzu biliyorum. Nasıl öğrendiniz? Çince

hakkında ki düşünceleriniz nelerdir?

İ.G.- Aralıklarla Çince kursuna gittim. Gerçekten Çince öğrenmek zor.

Çünkü Türkçe'de olmayan bir tonlama var. Değişik tonlamalar

kullanılıyor. Buna kulağınızın alışması gerekiyor. Onun dışında, Çince

dili karakterlerden oluşmuş bir dil. Alfabe değil ve bu karakterler çok

sayıda. Mesela bir gazete okumanız için, 3000- 5000 karakter bilmeniz

gerekiyor. Bu da zor birşey. Ben ilk yaşadığım şehirde düzgün

"Putonghua" konuşamadım, çünkü aksanlı bir bölgeydi. Kendi

konuşmaları normal Beijing'de konuşulan Çince'den, farklıydı. Oradan,

Beijing'e taşındıktan sonra kursa gittim. Ama tabii dinleye, dinleye bir

kulak aşinalığı oluşuyor. Bir altı ay gibi kursa gittim. Fakat sonra ara

verdim. Şimdi yeniden başladım. Zevk alıyorum. Çünkü böylece

Çinlilerle çok rahat, doğal bir iletişime girebiliyorsunuz ve hayatı daha

doğal bir şekilde yaşıyorsunuz.

CRI- Çok haklısınız. Konuklarımla genelde Çin yemeklerini konuşmadan

programımızı bitirmek istemiyorum. Sizin, Çin yemekleriyle aranız

nasıl?

İ.G.- Çin yemeklerine bayılıyorum. Tabii ki Türkiye'de sevmediğim

yemekler olduğu gibi, Çin'de de bazı sevmediğim yemekler var. Ama,

genel olarak çok sağlıklı buluyorum Çin yemeğini. Sebze yemekleri

çok fazla ve sebzeler hafif pişmiş, yarı diri olduğundan dolayı,

vitaminleri, minarelleri çok daha fazla oluyor. Yediğiniz zaman daha

fazla faydalanabiliyorsunuz. Sosları çok fazla. Zaten yemeğin tadı da, o

soslardan geliyor. Çok zengin bir yemek kültürleri var. Değişik bölgelerin,

değişik yemekleri var ve tadları birbirinden farklı. Bence çok lezizler.

İlkay Hanım'a içten ve neşeli sohbeti için çok teşekkür ediyorum.

Sevgili dinleyiciler, yolunuz sevgi yolu olsun ve yüreğiniz bayram sevinçleriyle dolu olsun.

Hoşçakalın.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040