Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

"Lan lan de tian shang bai yun piao" diyerek evlenen Türk, Hakkı Çağlar.

(GMT+08:00) 2007-09-13 18:16:14 cri

Merhaba sevgili dinleyiciler, bu hafta ki programımızda Pekin'de yaşayan iş adamı Hakkı Çağlar ile birlikte Çin'de yapmış olduğu evlilik üzerine sohbet edeceğiz.

DT- Merhaba Hakkı Bey, öncelikle programımıza gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim.Kendinizden bahseder misiniz?

HÇ-Merhabalar Demet Hanım,teşekkür ediyorum.Ben Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi mezunuyum.Daha sonra iki yıl Sosyal Bilimler Enstütü'sin de master eğitimine katıldım, ardından da Çin'e geldim.Çin'de iki yıllık eğitimden sonra iş hayatına atıldım.Bir İngiliz firması ile işe başladım. Dokuz yıl onların burada ki temsilciliğini yaptım.Ardından kendi şirketimizi kurduk. Şimdi de Türk şirketleri ile ya da Avrupa şirketleri ile birlikte projeler yürütüyoruz.

DT- Peki Çin'e ilk geliş nedeniniz burada bir şirkette çalışmak mı idi? Yoksa başka bir amacınız var mı idi?

HÇ- İlk geliş nedenim elbette Çince öğrenmekti, bir de master konum olan Moğolca öğrenmekti. Çünkü o zaman Türkiye'de Moğol dili konusunda herhangi bir uzmanlaşma ya da konuşan kişi olmadığı o şekil de karar vermiştik. O yüzden eğitim için geldim.

DT- Eşinizle nerede ve nasıl tanıştınız?

HÇ-Tabii Moğolca öğrenmek için geldim dedim. O yüzden İç Moğolistan'a gittim.Biliyorsunuz Çin'de özerk bölgeler var eyaletlerin dışında. İç Moğolistan'da Çin'in Özerk Bölgesi. Kendi üniversitesi var, okulları var,televizyonları var. Ben de İç Moğolistan Üniversitesi'nde Moğol dilleri ve edebiyatı kısmında mastıra başladım. O arada da yurtta kalıyoruz,yurtta kendi arkadaşlarımızda var tabi, o vesile ile benim arkadaşlarımdan biri müzik eğitimi alıyordu.Eşimin ailesi müzisyen.Kendisi de müzik okulu mezunu.Bunlar ' Guzheng ' denen bir Çin aleti çalıyorlar. O arkadaşıma öğretirken bir gün gizel bir kız geliyor dedi.Herkes hazır olsun. Biz hazırlandık tabi erkekler olarak.Derken gelmis.Bize kapıyı tıklattı , hadi gelin diye. Biz gittik, baktık parıl parıl bir göz var, o zaman aşık olmuştum.

DT- Harika, peki nerede evlendiniz?

HÇ- Evliliğimiz de yine orada oldu. Tabi ilk başta ailesi biraz terddüt gösterdi. Aman yabancı ile evlenilir mi? Çünkü bizim evlilik tarihimiz de çok eski.

DT- Hangi yıllara denk gelir? Ne kadar süredir evlisiniz?

HÇ- 1989 yılında ve İç Moğolistan'da evlendik. Yani onsekiz yıllık bir evliliğimiz var.

DT- Daha uzun yıllar inşallah hep birlikte olun.

HÇ- Teşekkür ederim.

DT- Moğol adetlerine göre mi evlendiniz?

HÇ- Evet, tamamen Moğol adetlerine göre evlendik. Ailesi orada sanat dünyasını çok iyi tanıdığı için,daha sonra dünya çapında altı ödül alan Moğol ses halk toplulukları da katıldı.

DT- Çok ilginç.

HÇ- Ondan sonra, çok ünlü bir Çin müziği vardır. ' Masmavi göklerde ' diye Türkçe'ye çevrilebilir.

DT- Çincesini biliyor musunuz?Biraz mırıldansanız?

HÇ-'Lan lan de tian shang bai yun piao.' Masmavi göklerde beyaz bulutlar koşuşuyor şeklinde bir müzik var. Çin'de de çok ünlü. Onun söz yazarı , müziğini yapan kişiler de katılmıştı.Hatta geleneksel bizim göbek dansı bile vardı. Bizden sadece o vardı.

DT- İki kültürün aile olmanız açısından ortak yönleri ve farklılıkları nelerdir?

HÇ- Şimdi farklı bir kültürden biriyle evlendiğiniz zaman doğal olarak farklı bir kültürle karşı karşıya kalırsınız. Benim şansım o zaman Çinceyi iyi bilmemdi ve Moğol kültürünü de öğreniyor olmamdı. Yani eğer tutupta üç beş günlük bir yabancı ile evlendiğiniz zaman ciddi bir kültür problemi ile karşı karşıya kalmanız kaçınılmaz.

DT-Evet, siz kültüre çok uzak değildiniz Çince bildiğiniz için.

HÇ- Evet değildim.

DT- Çin kültürünün aileye bakışı nedir?

HÇ-Çin kültürü genel olarak konuşursak, büyüklere çok önem veriyorlar.Her çocuğun aklında büyüyünce anne,babasına karşı aldığını geri verme türünden bir haslet var.Arkadaşlarım var mesela benim.Hep derler işte bunca yıl oldu annemize,babamıza birşey yapamadık,biraz daha iyi şartlar, daha iyi evde oturmak , onlarla daha çok ilgilenmek gibi yaklaşımları çok .

DT-Akrabalarınızın farklı bir ülkeden olan eşinizle iletişimi nedir?

HÇ-Ben eve telefon ettim,dedim anne ben evleniyorum. Oğlum ne yapıyorsun biz daha tanımıyoruz,etmiyoruz .Söylememiştim.

DT- Onlara göre çok farklı bir kültür tabi.

HÇ- Dünyanın öbür tarafında. Benim amcam vardı,kendisi eski savcılardan. Ya dedi Çemizkezek nere...Çin nere...Bizimkilere de söyleyince böyle evleniyorum yarın diye oğlum ne yapıyorsun bir dakika dediler, erken söyleseydin, gelseydik.

Sonuçta bizimkiler sık sık giderler Türkiye'ye .Onlar da özlüyorlar, çocuklarımızı özlüyorlar, kendi çocuklarını özlüyorlar,gelinlerini görmek istiyorlar.Bizim kültürümüzde gelinlerin anne,babaya hizmet etmesi onun tadına varmak istiyorlar. Ama malesef sık sık yapamıyoruz bu isi.

DT- Sizin kaç çocuğunuz var?

HÇ- Benim şu an iki çocuğum var.Herhalde öyle gidecek.

DT- Onlar da uzun yaşasınlar.

HÇ- Teşekkür ediyorum.

DT- Çocuklarınızın yetiştirilmesinde hangi ülke tarzı etken oldu? İki ülkeyi bu konuda karşılaştırabilir misiniz?

HÇ- Eğitim olarak sunu demek istiyorum, bizim çocuklarımız çok kültürlü bir ortamda büyüdüler aslında. Yani, Türk kültürü var, Çin kültürü var,Moğolların kendi kültürü var, bir de bunlar yabancılara Çin müfradatı ile eğitim veren Dış İşleri Bakanlığının açmış olduğu bir okula gittikleri için ,orada da yabancılarla kaynaştıkları için bir de onların getirmiş olduğu farklı bir kültür var.Yani çok kültürlülük ortamında yetiştiler. O nedenle ben şu anda Çin kültürü baskındır, ya da Türk kültürü baskındır diyemiyorum.Ama, böyle bir ortam büyümelerinin onlara en büyük avantajı hoşgörü.Farklı kültürlere, farklı anlayışlara hoşgörü ile yaklaşabilmeyi öğrendiler.Ben gayet memnunum yani.

DT- Çok güzel. Çin'de yaşamanız nedeni ile çocuklarınız Türkiye'ye oldukça uzaklar.Türk adet ve görenekleri öğrenmeleri için neler yapıyorsunuz?

HÇ- Tabi o konuda biraz zyıf kaldım ben kendi açımdan konuşuyorum.Ama diğer arkadaşlara tavsiyem kesinlikle işi ta başından tutmaları. Yani benim yaptığım gibi, aman çok meşguldüm hatalarına düşmesinler. Her iki kültürü de en iyi şekilde öğretmeleri gerekiyor. Ben bunu kavradığımda geç kaldığımıda anladım. Tuttum çocukları iki yıl Türkiye'ye gönderdim. Türkçe'yi öğrensinler, orayla biraz daha kaynaşşınlar.

DT-Bir uyum sorunu yaşadılar mı Türkiye'ye gittiklerinde?

HÇ-Evet ilk başta yaşadılar.Çünkü şekil olarak gerçi Türklere de benziyorlar kimse farkedemiyor ama sonuçta kendilerine benzeyen bir insan Çince konuşuyor. Kısa surede toparladılar ve uyum sağladılar.Çok iyi arkadaşları var, daha devam ediyor yani.

DT- Peki bu süre içerisinde eşiniz de Türkiye' de mi bulundu?

HÇ- Evet, eşim de iki yıl Türkiye'de kaldı. O' da biraz Türkçe böylece öğrenme şansına sahip oldu.

DT- O'nun Türkiye hakkında ki düşünceleri nelerdir?

HÇ- Türkiye çok güzel bir ülke tabi. Her giden için özellikle böyle gezmeye gidince çok daha muazzam bir ülke. Denizi var,havası temiz fakat herkes çok konuşuyor birşey anlamıyorum diyor.En büyük derdi o.

DT-Türk adet ve görenekleri için ne düşünüyor? Kendi adet ve göreneklerine benziyor mu?

HÇ- Evet, bazı şeylerde ciddi olarak benzerlikler var.

DT- Evde eşiniz ve çocuklarınız ile hangi dili kullanıyorsunuz?Baskın dil hangisi?

HÇ- Baskın dil Çince diyeceğim.Ondan sonra tabi Türkçe. Şu an ciddi şekilde araya sokuyoruz.Ben özellikle Türkçe konuşuyorum .Bazen Çince karşılık veriyorlar ama, onun yanında bir de İngilizce var ama baskın dil şu anda Çince.

DT-Çin yemekleri hakkında ki düşünceleriniz nelerdir?

HÇ- Seviyorum tabi . Çin yemeğini sevmemeye imkan yok.Tabi kendi yemeklerimiz de çok güzel , fakat Çin'de o kadar muazzam bir yemek kültürü var ki inanılmaz güzel. Yemekleri de güzel, her bölgeye gidiyorsunuz, her eyalete gidiyorsunuz hep farklı farklı yemekler.

DT- Eşiniz Türk yemeği yapıyor mu?

HÇ- Evet. Şimdi ben ilk evlendiğimizde ona bizim Türk usulü pirinç pilavı, dolma, salata gibi , türlü bunları hep öğretmiştim.

DT-Yani siz Türk yemeği yapmayı biliyorsunuz. Peki Çin yemeği yapmayı biliyor musunuz?

HÇ- Biliyorum dersem biraz tarifini sorarsınız, yapamam.Ama yani yemeği biliyorum.Bazen yardımcı oluyorum ama doğrudan yap derseniz biraz çok takılırım gibi geliyor.

Peki Hakkı Bey. Bu hafta 'Çinliler İle Evli Türkler' programımızı içten cevaplarıyla bizim ile olan Sayın Hakkı Çağlar İle gerçekleştirdik.Kendisine teşekkür ediyorum.

HÇ-Ben de çok tesekkür ediyorum.

Sevgili dinleyiciler bir daha ki programımız da tekrar buluşuncaya kadar ben Demet Topuz sevgiyle kalın diyorum.

Hoşçakalın.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040