Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

AB, Ilımlı İslamı Kuşatıyor

(GMT+08:00) 2007-09-03 15:53:29 cri

                                                                                   Cumhuriyet 28.08.2007 ÖZGEN ACAR

    AB ve ABD, AKP'nin "Ilımlı İslam Hükümetini" dinsel öğeler ve ekonomik kaldıraçlarla kuşatmaya başladılar. Anlatacaklarımızın bir anda ortaya çıkması bir rastlantı mı?

    Hıristiyan Kulübü AB'nin bayraktarı Almanya'nın bayan başbakanı Angela Merkel ile bayan Adalet Bakanı Brigitte Zypries "Göç Yasası" nı Cumhurbaşkanı Hörst Köhler 'e onaylattılar. Yasa, lokomotif rolü oynayıp öteki AB üyelerine de örnek olacak.

    Yasaya göre, Almanya'ya kendi ülkesinden getirilecek eşin Almanca bilmesi zorunlu. Eş, önce Almanca kurslarına gidip diploma alacak. Diploma yetmiyor. Vize başvurusunda Almanca sınavdan geçecek. Sınavı geçmesi de yetmeyecek. Almanya'ya gidince 900 saat "uyum" dersleri alacak. Günde 9 saat ders alsa 100 gün gerekli. Gerçekçi olursak, eş adayının en az bir yıl uyum dershanesinde dirsek çürütmesi gerekecek. Vatandaşlığa geçiş koşulları da ağırlaştırılıyor.

    Yasa, başta Türkler olmak üzere, tüm yabancılarda düş kırıklığı yarattı. Türk sivil toplum örgütleri, yasayı Alman Anayasası'nın 3. maddesindeki "eşitlik" ve "ayrımcılık" kuralına ters düştüğü gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürme hazırlığında. Türk Dışişleri Bakanlığı yasa hakkında "insan hakları ve aile birliğinin korunması gibi evrensel değerlerle bağdaşmayan, özellikle Türk vatandaşlarına yönelik ayrımcı ve eşitlik ilkesine aykırı kurallar içerdiğini" öne sürdü. İşin ilginç yanı, ABD, Japonya, bazı Uzakdoğu ülkeleri yasanın kapsamı dışında...

    İkinci atak Hıristiyanlar Kulübünün Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn 'den geldi. Rehn, bir Yunan milletvekilinin yazılı sorusunu yanıtlarken "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi özgürlük ve haklara tam saygıyı gerektirir" dedikten sonra ekledi: "Bu haklara göre Patrik ve Patriklik, kiliseyle ilgili 'ekümenik (evrensel)' unvanını kullanmada özgür olmalıdır. Türkiye, gayrimüslim dini toplulukların tüzelkişilik edinebilmelerini sağlamalıdır."

    Rehn, Fener Patriği'nin durumunun Türkiye ile ilgili ilerleme raporunda izlendiğini, "adli ve temel haklar ile ilgili 23. bölümde gözden geçirileceğini" söyledi. Bakalım ılımlı İslam cumhuriyeti hükümeti AB'nin Hıristiyanlık baskıları ile nasıl başa çıkacak?

                                            ABD Yahudi Lobisi Erdoğan'ı Deniyor

    New York'ta, Türk diplomatlarının bulunduğu "Türk Evi" binası Birleşmiş Milletler'in karşısındadır. İki binayı 1. Cadde ayırır. Türk Evi, bu caddeye açılan 46. Sokağın köşesindedir. Doğru bir kararla İhsan Sabri Çağlayangil 'in Dışişleri Bakanlığı döneminde satın alınmıştır. Sokağın öteki köşesinde "Anti-Defamation League (ADL) (İftira-İnkâra Karşı Birlik)" adlı bir Yahudi sivil toplum örgütünün binası vardır. İki binada çalışanlar, zaman zaman karşı binanın pencerelerinde karşılaştıkları dostlarına el sallayıp selamlaşırlar.

    ADL, ABD'deki en güçlü STÖ'lerin başında gelir, "Yahudi Lobisi" nin karargâhıdır. Örgütün son başarısı, "İran tehdidine" karşı İsrail'e Amerikan vergi mükelleflerinin cebinden yaklaşık 20 milyar dolarlık silah yardımını sağlamasıdır.

    ADL ile TC arasında, ABD Kongresi'nde, yıllardır özellikle Ermeni tasarılarında, olumlu bir dirsek teması var olmuştur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, örgütün en yüksek ödülü ve yanılmıyorsam simgesi "Davud'un Boynuzu" olan "cesaret ödülünü" 2004'te aldığında şöyle demişti:

    "Musevi düşmanlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür, katliamla sonuçlanan bir sapkınlıktır, sapıklıktır... Soykırım, etnik temizlik, ırkçılık, İslam düşmanlığı, Hıristiyan düşmanlığı, yabancı düşmanlığı ve terorizm geçmişten bugüne kadar devam edegelen kötülüğün farklı yüzleridir... Başka dinlere hoşgörü göstermek bize Peygamber mirasıdır... Musevi düşmanlığının Türkiye'de yeri yok..."

    ADL Ulusal Yönetmeni Abraham Foxman , kısa bir süre önce, örgütün Ermenilerin yoğunlaştığı, Boston çevresi temsilcisi Andrew Tarsy 'yi "Artık 1915 olayları 'soykırım' olarak tanınmalı" açıklaması üzerine görevden aldı.

    ADL'nin kardeş örgütü "American Jewish Committee (AJC)-(Amerikan Yahudi Komitesi)" Yöneticisi David Harris Kudüs'te yayımlanan Jerusalem Post gazetesinde "Ermeni soykırımını reddetmek, Yahudi soykırımını reddetmektir" diye yazdı.

    Ortadoğu'da İsrail ile ekonomik, askeri, siyasal alanlarda en güçlü ilişkileri olan Türkiye'ye yönelik siyasa değişimine ilişkin bu oluşumlar kaygı yarattı. Erdoğan'a "David'in Boynuzu" nu layık gören ADL'nin Başkanı Foxman'ın yazılı şu açıklaması Ankara'da 6 şiddetinde deprem etkisi ile tüy dikti.

    "Son dönemde yaşanan tartışmalar, Yahudi toplumunun birliği konusundaki kaygılar gibi nedenlerle Ermenilerin yaşadığı trajediyi yeniden gözden geçirdik. Tekrar düşündüğümüzde bu eylemlerin soykırım olduğunu gördük. Soykırıma ilişkin Ermeni savlarını kabul ediyoruz."

    Ankara'ya bu hafta veda edecek olan İsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi , "insanlık trajedilerine karşı hassasiyeti, 1. Dünya Savaşı'nda Ermeni nüfusunun katli, acı çeken ve kurban veren Ermeni halkını yoğun duygularla anlayışla karşıladığı" gibi sözlerle, ADL'nin açıklamasını dolaylı destekledi.

    Gelişmeler üzerine Ankara, New York yerine İsrail'e diplomatik girişimlerde bulundu. Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Simon Perez 'e "David'in Boynuzu" nu geri vereceğini söyledi. Perez'in kulağını çektiği Foxman, Erdoğan'a bir mektup göndererek "Size bu çok zor zamanda yazarak, son günlerde sizde ve Türk halkında açtığımız acıdan dolayı duyduğumuz derin üzüntüyü dile getiriyorum" diyerek özür diledi.

    Bu denli bir hızlı U dönüşü, Erdoğan'a uygulanan "İsrail'e yönelik dış siyasa ipoteğini" pekiştirmenin basit bir güven tazeletmesi idi. Ilımlı İslamın başbakanının Hamas ile flörtünden daha çok, İran ile yapılan enerji anlaşmaları ve Ankara-Tahran diyaloğundaki yoğunlaşan işbirliğine bir gönderme de kabul edilebilirdi. Gerçekte, ABD-İsrail işbirliği, Erdoğan'a "Demokles'in kılıcını" yeniden göstermişti.

    Amerika'da yapılan U dönüşü, ılımlı İslam hükümetini bu konularda denemenin bir yöntemi idi.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040