İnsanların yaşam seviyesinin yükselmesiyle birlikte, daha çok moda sever rahat ve temiz bir çevre peşinde koşmaya başladı. Çevre koruma, yalnızca devletin değil, her moda severin de görevi olmalı.
Tekstil ve konfeksiyon sergilerinde, rengarenk kumaşları ve kıyafetleri beğenirken, üretim yöntemlerinin çevreyi kirletip kirletmediğini düşündünüz mü? Bu güzel renklerin sağlığa zarar verip vermediği aklınızdan geçti mi?
21. yüzyıla girildiğinde, bilim ve teknolojinin gelişmesi, çevre koruma ve ekolojik dengeye daha büyük önem verilmeye başlandı ve insanlar yaşadıkları dünyaya da daha çok değer vermeye başladılar. Tekstil boyası ve baskı sektöründe boşatılan büyük miktarda atık suyu, ekolojinin dengeli gelişmesini ciddi şekilde baltalıyor. Bazı yapay boya malzemelerinde de kansere yol açan maddeler bulunuyor. Ayrıca, dünyadaki petrol kaynaklarının tükenmesiyle birlikte, yapay boyanın ham maddesi sorunu da gittikçe dikkat çekici hale geldi. Bu nedenle, doğal boyanın kullanımının araştırılması, bilimsel gelişme düşüncesine uygun olduğu gibi, ekolojik tekstil talebini de karşılıyor.
Şu an, doğal boyayla boyanan tekstil ürünleri yurt içindeki ve dışındaki piyasalarda büyük rağbet görüyor. Şu an çevreyi koruyan bu tekstil ürünleri, kaliteli saf yün ve ipek ürünleri, iç çamaşırı, çocuk konfeksiyonu, ev tekstili gibi alanlarda kullanılıyor.
Doğal boyayla boyanan tekstil ürünleri, ekolojik üretimin gereği olduğu gibi sağlıklı giyinme isteğine de uygundur. Doğal boyayla boyanan yünlü konfeksiyonun ihraç edilmesi, yurt içi ve dışı piyasalardaki büyük talep potansiyelini yansıtıyor.
Doğal boyayla boyanan tekstil ürünleri, doğal ve yumuşak renkleri, ciltte alerjiye ve kansere yol açmamaları ile sağlıklı işlevleri gibi avantajlarından dolayı daha çok insan tarafından tercih ediliyor. Ancak, doğal boyalarla yapılan boyamanın sanayileşmesi ve yapay boyayla boyanan tekstil ürünlerinin yerine tamamen geçmesi için daha uzun bir yol kat edilmesi gerekiyor. İnanıyoruz ki, 21. yüzyılda, biyolojik mühendisliğin gelişmesiyle, doğal boya malzemesi yeniden önem kazanacak. Böylece, 21. yüzyılda tekstil ürünlerinin renkleri daha zengin olacak, boyama yöntemi çevreye daha az zarar verecek ve üretim ortamı da daha temiz olacak.
Yorumunuzu Gönderin
