|
|||||||||||||||||||||
|
Irak'ta ipin ucunu kaçıran ABD Savunma Bakanı Robert Gates küplere biniyor: "(Şimdiye değin en fazla) 162 bin Amerikan askerinin bulunduğu bu ülkede 275 milletvekili nasıl tatile çıkar?"
Mart 2003'ten bu yana, her gün ortalama 25-30 Iraklının öldürüldüğü Irak'ta 3370 Amerikan askeri tabut içinde evlerine döndü.
40 bakanlı Irak hükümetinde 17 Sünni bakan istifa etti. Hükümet, Şii ve Kürt bakanlar, ABD'nin desteğinde -şimdilik- ayakta.
Bu koşullar altında Ankara'da, ev sahibi Recep Tayyip Erdoğan ile bir "anlayış andacı" imzalayan Şii kökenli Irak Başbakanı Nuri Kemal el Maliki acaba Tahran'dan Bağdat'a dönünce koltuğunu koruyabilecek mi? Maraton görüşmelerden sonra El Maliki, Türk kamuoyunun beklentisine yanıt olarak şöyle konuştu:
"PKK bir terör örgütüdür. Belgede açıkça belirttik. Başta PKK olmak üzere terör örgütleriyle mücadele alanında işbirliği yapacağız. Terör örgütü üyelerinin sınırdan sızarak Türkiye'de eylem yapmaları kabul edilemez. Terörün üstesinden gelmeye kararlıyız."
Basına yansıyan haberlere göre El Maliki, Sünni bakanların istifasıyla bir ayağı kırılmış koltuğunda tutan Kürt lider Mesud Barzani ile telefon görüşmelerinden sonra belgeyi imzalayabilmiş. Geleceğe yönelik anlayış içeren andaç sevindirici. Ancak, Irak'ın iç siyasasında yaşanan sorunlar karşısında insan hiç de umutlanamıyor. El Maliki, "PKK'yi terörist olarak tanıyan ilk Irak Başbakanı" olarak oturduğu koltuğun bir ayağının daha testere ile kesilmesini göze almışa benziyor. Eğer işler, öngörüldüğü biçimde gidecek olursa, Irak'tan bir güvenlik heyeti iki hafta sonra Ankara'ya gelecek, iki ay içinde de şu anlaşmalar imzalanacakmış:
1. Terörle Mücadele İşbirliği Anlaşması,
2. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele İşbirliği Andacı.
Bu koşullar altında insanın aklına şu sorular geliyor:
El Maliki ne ölçüde anlaşma yapabilir?
Yapabilirse, hele Kuzey Irak'ta, ne ölçüde uygulayabilir?
İki başbakan, iki dışişleri bakanı, iki enerji bakanı, İç Güvenlik Bakanı Şirvan El Vaili ile Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Rafet Akgünay 'ın baş başa ve heyetler halinde yaptıkları görüşmelerde bir çetele tutulsaydı, kuşkusuz en çok kullanılan sözcüklerin sırasıyla "terör" , "PKK" , "sınır güvenliği" ve "enerji" oldukları görülürdü. Resmi açıklama ve konuşmalar bu sıranın varlığını doğruladılar.
Türk yetkilileri, 30 kişilik Irak heyetinde bile Şii, Sünni, Kürt görüş ayrılıklarını gözlemlemişler. Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari 'nin heyetindekilere "tepeden bakan, kendini beğenmiş" , zaman zaman da Türk heyetine saldırgan bir tutumu algılanmış. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Zebari ile görüşmeye şehit cenazesinden gitmişti. Keşke Gül, Zebari'yi cenazeye davet etseydi de konuk bakan, halkın tepkisini birinci elden algılasaydı!
Kürdistan Petrol Devleti!
Para, ilk kez İÖ 7. yüzyılda Lidya'da (Salihli yakınında) basıldı. O günden beri "para basmak" bir halkın "devlet" oluşunu simgeledi. Sonraları, bu simgeye bayrak, yakın çağlarda da ulusal marşlar eklendi.
Irak, Mart 2003'e değin bu öğelere sahip egemen, bağımsız tek bir devletti. Oysa bugün, başkent Erbil odaklı "Kürdistan (şimdilik) Bölgesel Devleti" bütün bu simgelere sahip olarak bir egemen devlet olma yolunda hızla ilerliyor.
Kuzey Irak, 4 milyon Kürt nüfusa ve yaklaşık 25 milyar varil petrol rezervine sahip. Irak parlamentosu "petrol yasasını" görüşmeden tatile girdi, Kürdistan Parlamentosu ise El Maliki'nin Ankara'da olduğu gün "Ulusal Petrol Şirketi" nin kurulmasını öngören yasayı kabul etti. Barzani, "Tarihsel bir an. Hükümetimize en iyi yatırımcıyı seçme becerisini sağlayacak temel gelişme" , Petrol Bakanı Aşti Havrami ise "Özgür olarak yeni sözleşmelere imza atabiliriz" dediler.
Şimdi Barzani'nin gündeminde, ucu Ceyhan'a petrol taşıyan boru hattının çıkış yeri de olan Kerkük'ün geleceğini kasımda belirleyecek olan halkoylaması var. Bundan sonra Irak petrolünün önemli bölümünü de ele geçirmiş olacak.
Irak parlamentosunun görüşmediği petrol yasası, petrol gelirinin nüfusla orantılı olarak halka yansıtılmasını, yerel yasalarla çelişki durumunda ise merkezi yasanın geçerli olmasını öngörüyor. Kürtler, bu maddeye karşı olduklarını, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani 'nin oğlu ve Vaşington temsilcisi Kubad Talabani aracılığıyla "Merkezi petrol rejiminin dayatılması halinde Irak devletine katılmayacaklarını" açıkladılar. Bölünme için bir adım daha!
Erbil yakınlarındaki Tak Tak petrol bölgesi için "Kürdistan'ın Teksas'ı" deniliyor. Bu bölgede, İngiliz-Kanada firmalarıyla ortaklık yapan Mehmet Emin Karamehmet 'in "Genel Enerji Petrol Şirketi" nin de kuyuları var. Bu şirket ilk kuyuyu aralıkta, ikincisini şubatta açtı. Gelirin yüzde 85'ini Kürtler, yüzde 15'ini de ortaklık alıyor.
Irak'a kıyasla çok sakin olan K. Irak'ta son haftalarda birkaç terör olayının yaşanması üzerine, bölgeye giriş çıkışlarda, (henüz pasaport sorulmasa bile), kimlikler denetleniyor. Bölgede Amerikan askerlere rastlanmazken, Kalaşnikoflu peşmergelerin güvenliği sağladıkları bildiriliyor.
ABD'nin desteğindeki "Kürdistan Bölgesel Devleti'nde" olağanüstü yatırımlar önemli boyutlarda. Şu andaki yatırımlar 3.5 milyar dolara ulaştı. Erbil'de 5 yıldızlı bir otel açılıyor. 6 bin mağazayı barındıran dev alışveriş merkezi bitmek üzere. Kürdistan Üniversitesi açıldı. Bölgede, Türkiye'den sadece petrolcüler yok, 1200 Türk şirketinde çalışan 14 bin işçi de var.
Kayıp Silahlar Türkiye'de
Geçen şubatta Dışişleri Bakanı Gül, meslektaşı Condoleezza Rice ile "Türkiye Amerika stratejik ortaklığını ilerletmek için ortak vizyon ve yapılandırılmış diyalog belgesi" imzalamıştı. Anlaşma, 1 Mart tezkeresinin reddi, Türk askerlerinin çuvala sokulması gibi güvensizlik ortamının giderilmesi için başvurulacak yöntemleri irdeleyecekti. ABD Dışişleri'nin üç numarası Nicolas Burns, mayısta Ankara'ya gelmişti. Şimdi de Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan Vaşington'a gidiyor.
Apakan'ın gündemi, El Maliki'nin ziyaretine koşut bir gündemi de öngörüyor. PKK'ye karşı eşgüdüm yöntemi çöktü. Edip Başer 'ın görevden ayrılmasından sonra Amerikalı meslektaşı Joseph Raltson 'un da sözleşmesi eylülde bitiyor. Ne gibi bir yöntem öngörüleceği belirsizliğini koruyor.
ABD'nin, Irak güvenlik örgütlerine dağıttığı 110 bini Kalaşnikof tüfekle 80 bin tabancanın kayıp olduğunu yazmıştık. Kurumun 20 sayfalık raporuna göre her üç silahtan biri kayıptı. Oysa ABD, Irak ordusu için verdiği 19.2 milyar dolara ek olarak şimdi de 2.8 milyar dolar yardım sağlamıştı.
Amerikalıların akılları başlarına gelmiş midir bilemeyiz. Çünkü bu silahların önemli bölümünün Amerikan askerlerine karşı kullanıldığı da anlaşıldı. Irak'taki ABD işgal komutanı bile kayıp silahlara ne olduğunu bilmiyor. Apakan'ın Burns'e, kayıp silahların önemli bölümünün Türkiye'de PKK'lilerin üstünde yakalandığını söylemesi sürpriz olmayacak. ABD Kongresi'nden sızan PKK liderlerinin yakalanıp Türkiye'ye teslim edileceği fiyaskosu hakkında, Burns değil ama, Pentagon'un 3 numarası Eric Edelman , Ankara'da elçiyken tanıdığı Apakan'a herhalde bilgi verme nezaketini gösterecektir.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildikten, hükümet kurulduktan sonra Beyaz Saray'a güven tazelemeye gidecek. Beyaz Saray'ın bundan önce beklettiği, ancak akıl hocası Cüneyd Zapsu 'nun "sifonun çekilmesini" önlediği Erdoğan için randevu tarihinin henüz erken olduğu söyleniyor.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |