Çin'de gördüğüm kentler arasında beni en çok etkileyenlerden biri olan Changchun'la ilgili notlarıma devam ediyorum... Yaklaşık 2.5 milyonluk bir nüfusa sahip olan bu sevimli kent, Beijing ve Shanghai'yla birlikte Çin sinemasının kalbinin attığı önemli bir film üretim merkezi konumunda. Kentin tam ortasında yer alan Changchun Film Stüdyosu, kuruluş tarihi olan 1946'dan bu yana 600'den fazla filme imza atmış. Geçen programda da belirttiğim gibi, Changchun'a gelmemim öncelikli nedeni de film stüdyosu ve sinema müzesini görmek istememdi. Ancak bu pek kolay olmadı! Hatta hayli zor, bir o kadar da neşeli oldu...
Changchun'daki ilk günümde, uzunca bir yürüyüş yapıp üç ayrı park ve değişik caddelerde epeyce zaman geçirdikten sonra bir taksiye binip, şoföre elimdeki rehberden Changchun Film Sarayı'nın adresini gösterdim. 980 sayfalık, oldukça kullanışlı ve pratik bir rehber olan "China"nın 366. sayfasında sinemayla ilgili iki ayrı yerden söz ediliyor. Birincisi Film Sarayı, diğeri de Changchun Film City. Çin'de taksisine bindiğim şoförler içinde en genç, en sevimli ve en geveze olan şoför, bana yeni bir Changchun turu attırdıktan sonra kentin epeyce dışında bir yere geldi ve başımıza toplanan kalabalığa sorup, Film Sarayı'nın kapalı olduğunu söyledi. Kırık dökük Çince'mle anladığım kadarıyla, Çince'deki pek çok müze ve turistik alanda olduğu gibi burada da bir tadilat varmış ve uzun süreli bir kapanış söz konusuymuş. Şoföre, bu kez Film City'nin adresini gösterip oraya gitmesini söyledim. Dışarıda, taksinin başında bekleyen kalabalıkla hararetli konuşmalar devam etti ve sonunda Film City'nin de kapalı olduğu anlaşıldı! Aslında Film City'i göremediğime çok üzülmedim, çünkü anladığım kadarıyla bir tür "eğlence parkı" gibi bir yerdi.
Her neyse, ikide iki fiyasko yaşamış biri olarak gülsem mi ağlasam mı diye düşünürken, sonunda "ağlamamaya" karar verdim ve şoföre bildiği iyi ve ucuz bir otel olup olmadığını sordum. Tabii ki "var" dedi ve geldiğimiz yollardan dönerek Changchun merkezine geri döndük. Bu arada belirteyim ki taksi ücretleri Changchun'da, Beijing'dekinin tam yarısı. Taksimetre Beijing'de 10 yuan'den açılırken Changchun'da 5 yuan... Yani bütün bu uzun taksi gezintileri, sonuçta çok cüzzi bir para tutuyor. Şoför beni Tongzhi Jie'de bir yerde indirdi, caddenin karşısındaki bir oteli göstererek, "Hen hao!" (çok iyi) dedi. Otele girdiğimde, fiyasko sayısının üçe çıktığını fark ettim... Çünkü kapısı açık olmasına rağmen otel kapalıydı, içeride tadilat vardı, işçiler çalışıyordu ve benim "Açık mı?" diye sormam, hepsini çok güldürdü...
Kısacası, Changchun'da öyle bir şoföre rastgeldim ki, sayesinde bütün kapılar bir bir yüzüme kapanıyordu. Neyse ki bir otel görevlisinin yardımıyla hemen yan sokakta başka bir otel buldum ve iki saatlik rahat bir uykunun ardından, bu şirin otelin kibar resepsiyon memuresinin yardımıyla, başta Film Sarayı ve stüdyolar olmak üzere Changchun'da mutlaka görmek istediğim yerleri görebildim. Çünkü aslında "kapalı" olduğu söylenen yerler, Film City dışında, kapalı falan değildi... Devamı, bir sonraki programa.
Yorumunuzu Gönderin
Çin'de gördüğüm kentler arasında beni en çok etkileyenlerden biri olan Changchun'la ilgili notlarıma devam ediyorum... Yaklaşık 2.5 milyonluk bir nüfusa sahip olan bu sevimli kent, Beijing ve Shanghai'yla birlikte Çin sinemasının kalbinin attığı önemli bir film üretim merkezi konumunda. Kentin tam ortasında yer alan Changchun Film Stüdyosu, kuruluş tarihi olan 1946'dan bu yana 600'den fazla filme imza atmış. Geçen programda da belirttiğim gibi, Changchun'a gelmemim öncelikli nedeni de film stüdyosu ve sinema müzesini görmek istememdi. Ancak bu pek kolay olmadı! Hatta hayli zor, bir o kadar da neşeli oldu...
