Sevgili izleyiciler, bugün sizlere eski çağdaki Olimpiyat Oyunlar'ındaki güreş müsabakasını tanıtacağız.
Güreş müsabakası, eski Olimpiyat Oyunları'nda koşma yarışından sonra ortaya çıkan ikinci yarış oldu. Zamanın Yunanlar tarafından çok beğenilen güreş, birçok okulda açılan resmi bir ders haline geldi. M.Ö. 708 yılında düzenlenen 18. Olimpiyat Oyunları'nda, güreş müsabakası 5 resmi yarıştan biri olarak belirlendi.
Eski çağdaki Olimpiyat Oyunları'nda, güreşçilerin ağırlığına göre gruplara ayrılmadı. Güreşçinin rakibi, müsabakadan önce kura çekimiyle belirlendi. Müsakabada, güreşçinin omuz, diz veya göğüsünün yere dokunması durumunda, bir puan kaybedildi. Bir güreşçi 3 puan kaybederse, elenecekti.
Güreş müsabakasına katılan sporcular, hiç giysi giymeyerek üzerine zeytin yağ sürdü. Güreşçilerin ağırlıklarına göre gruplara ayrılmaması nedeniyle, daha ağır güreşçiler müsabakada büyük avantaj kazanabilirdi. Güreşçilere kilo aldırmak için, zamanın aşçılar güreşçiler için özel yemekler hazırlayarak güreşçileri fazla yemek yemeye zorladı.
Eski çağdaki Olimpiyat Oyunları'daki güreş müsabakası tarihinde, üst üste yedi Olimpiyat Oyunları şampiyonu olan Myron, zamanın en tanınmış güreşçiydi. Myron, 30 yıl içinde hiç yenilmedi. Myron'la ilgili birçok söylenti var. Örneğin: Myron, gücünü artırmak için, her gün bir boğa yavrusunu kaldırmakta ısrar etmiş. Boğa yavrusunun büyümesiyle, Myron'un gücü de artmış. Olimpiya kentinde düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreninde Myron, bir yetişkin boğayla koşma yarışı yapmış. Myron boğanın önüne geçti ve boğayı yere düşürmüş, sonra boğayı sırtına kaldırarak stadyumun yarış pistinde bir çevre koşmuş. Myron, sadece güçlü bir sporcu değil, zengin kültürel bilgilere sahip olan bir bilgin olmuş. Eski çağdaki Olimpiyat Oyunları'ndaki Myron gibi seçkin sporcular, zamanın sanatçıların modeli olarak heykeller yaptırılmış.
Yorumunuzu Gönderin
