|
|||||||||||||||||||||
|
"Kimi Sevsem Sensin
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor
* * *
kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum
Attila İlhan "
Canım Kızım,
Yağmur sonrası açan güneşten merhaba,
1 Ağustos günü Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun kuruluşunun 80. yıldönümü kutlandı. Sana bu vesileyle bir süredir bahsetmek istediğim bir yazıdan bölümler aktarmak istiyorum. Barıs Adıbelli'nin Çin ve Türk orduları arasındaki ilişkilerle ilgili makalesinde şu bölümler yer alıyor:
Haziran ayının ilk haftasında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, resmi temaslarda bulunmak üzere Pekin'i ziyaret etti. Ziyaretin satır araları Türkiye'nin yoğun iç gündemi nedeniyle pek fazla okunamadı. Çin Savunma Bakanı Orgeneral Cao Gangchuan ile yaptığı görüşmede Orgeneral Başbuğ, "Türkiye ve Çin arasında dünya sorunlarına bakışta büyük benzerlik olduğunu" söyleyerek, "aynı noktalarda durduğumuzu ifade edebilirim. Karşılaştığımız tehdit ve risklerde büyük benzerlik var" açıklamasında bulundu. Soğuk Savaş döneminde Türkiye'nin de içinde bulunduğu Batı Bloku'nun karşısında bulunan Doğu Bloku'nun Sovyetler Birliği'nden sonra önemli parçası olan Çin, bugün gelinen noktada Türkiye için yeni açılım hamleleri yapılabilecek bir ülke olarak görülmektedir. Bu açıdan NATO'nun ikinci büyük gücü olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Çin ile uluslararası politikadaki duruş benzerliğini vurgulaması, TSK'nin yeni güç merkezleri olarak ortaya çıkan Rusya ve Çin'i, NATO felsefesi içerisinde, ya da "ötekiler" kapsamında değerlendirmeyip, aksine tek yön değil, çok yönlü bir açılımı askerî sahada uygulamaya koymuş olduğunu göstermektedir.
"Gerçekten de 1950'de Kore'de Çin Gönüllüler Ordusuna karşı BM çatısı altında savaşan TSK'nin bugün karşı cephedeki Çin ile aynı noktaya gelmesi, TSK'nin mevcut gelişmeler ışığı altında temel küresel politikalara yönelik algılamasını tamamen değiştirmiş ve Türkiye'ye olan izdüşümünü farklı yorumlamaya başlamış olduğunu göstermektedir. TSK, küresel olaylara hem Batı, hem de Doğu gözlüğünden bakmaya çalışmaktadır. Çin Ordusu, Askerî İşlerde Devrim sürecini başlatarak, Soğuk Savaş'ın dogmatik, katı, durağan ve tek yönlü yapısından kurtularak modernize olmayı başarmıştır. Bu açıdan TSK'nin da son yıllarda Soğuk Savaş'tan kalma dogmatik ve tek yönlü algılama biçiminden sıyrılıp, yeniden tanımlama sürecine girmesi tesadüf değildir. Kuşkusuz, Türkiye'nin yakın müttefiklerinin giderek Türkiye'nin ulusal çıkarları aleyhinde hareket etmesi ve yakın müttefikinin Türkiye'ye yönelik terör tehdidine karşı eylemsiz kalması, TSK'nin da ittifak anlayışını masaya yatırmasına neden olmuştur. Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO üyesi birçok ülke de dâhil olmak üzere, ülkeler, kolektif güvenlik anlayışından uzaklaşarak, bireysel güvenlik yapılanmasına ağırlık vermiş ve bu yönde ikili ilişkiler önem kazanmıştır.
"Çin ordusunun dışa bağımlı olmadan öz kaynaklarıyla yaptığı büyük atılım TSK'nin dikkatinden kaçmamaktadır. Bu nedenle, TSK, bu süreci yakından izlemektedir. Özellikle, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, başta uzay çalışmaları olmak üzere Çin'in hava savunma sistemleriyle ilgilenmektedir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nda Türkiye'nin karşılaştığı askerî ambargo nedeniyle yaşadığı zorluklar göz önüne getirildiğinde dışarıdan sağlanan askerî ekipmanın tek bir merkezden sağlanmak yerine, farklı merkezlere paylaştırılması daha rasyonel gözükmektedir. Bu nedenle son yıllarda Türkiye ile Çin arasında askerî ziyaretler ve işbirliği mesajları artmış durumdadır. Özellikle, Türk Hava Kuvvetleri'nin Çin ile uzay alanında işbirliği süreci başlatması konusunda çaba harcaması dikkate değerdir. Ayrıca geçtiğimiz Mart ayında Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyacını karşılamak için 3 adet Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi alımına yönelik yaptığı ilana bir Çin firması da başvurmuştur.
"Bir zamanlar, karşı blokların iki ülkesinin dünya bakışlarında büyük benzerlik olduğunun görülmesi, aslında iki ülkenin de küresel politikaya yönelik algılamalarında ne denli büyük bir değişimin olduğunu göstermektedir. Kuşkusuz Türkiye'nin Çin'e yönelik ilgisinin arkasında yatan önemli faktörlerden bir tanesi de Çin'in dünya politikasına bakış açısıdır. 2000'li yıllar Çin Dış Politikasında yeni bir dönem olarak adlandırılmaktadır. Bu kapsamda Çin, dünya olaylarına karşı oldukça esnek bir politik yaklaşım sergilemektedir. Karşılaştığı küresel sorunlara karşı Çin mevcut durumun gerektirdiği bütün koşulları sağlayabilmektedir."
Haftaya devam etmek üzere seni özlem ve sevgiyle kucaklıyorum.
Öptüm.
Baban Cemil Kaptan
6 Ağustos 2007
"Doğrultup belimizi kalktığımızdan beri iki ayak üstüne,
kolumuzu uzunlaştırdığımızdan beri bir lobut boyu
ve taşı yonttuğumuzdan beri
yıkan da, yaratan da biziz,
yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada.
Arkamızda kalan yollarda ayak izlerimiz kanlı,
arkamızda kalan yollarda ulu uyumları aklımızın, ellerimizin, yüreğimizin,
toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte.
Kanlı ayak izlerimiz mi önümüzdeki yollarda duran?
Bir cehennem çıkmazında mı sona erecek önümüzdeki yollar?
1
Çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
çocukların avuçlarında yeşerecekler.
Çocuklar ölebilir yarın,
hem de ne sıtmadan, ne kuşpalazından,
düşerek de değil kuyulara filân;
çocuklar ölebilir yarın,
çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın,
çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında
arkalarında bir avuç kül bile değil,
arkalarında gölgelerinden başka bir şey bırakmadan.
Negatif resimcikler boşluğun karanlığında.
Kırematoryum, kırematoryum, kırematoryum.
Bir deniz görüyorum
ölü balıklarla örtülü bir deniz.
Negatif resimcikler boşluğun karanlığında,
yaşanmamış günlerimiz
çocukların avuçlarıyla birlikte yok olan.
2
Bir şehir vardı.
Yeller eser yerinde.
Beş şehir vardı.
Yeller eser yerinde.
Yüz şehir vardı.
Yeller eser yerinde.
Yok olan şehirlere şiirler yazılmayacak,
şair kalmayacak ki.
Pencerende bir sokak bulvarlı.
Odan sıcak.
Ak yastıkta üzüm karası saçlar.
Adamlar paltolu, ağaçlar karlı.
Penceren kalmayacak,
ne bulvarlı sokak,
ne ak yastıkta üzüm karası saçlar,
ne paltolu adamlar, ne karlı ağaçlar.
Ölülere ağlanmayacak,
ölülere ağlayacak gözler kalmayacak ki.
Eller kalmayacak.
Negatif resimcikler dalların altındaki
yok olmuş olan dalların altındaki.
Yok olmuş olan dalların üstünden
o bulutlardır geçen.
Güneye götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
Ölmek istemiyorum,
Kuzeye götürmeyin beni...
Batıya götürmeyin beni,
ölmek istemiyorum...
Ölmek istemiyorum,
Doğuya götürmeyin beni...
Bırakmayın beni burda,
götürün bir yerlere.
Ölmek istemiyorum,
ölmek istemiyorum.
O bulutlardır geçen
yok olmuş olan dalların üstünden.
3
Tahta, beton, teneke, toprak, saman damlarımızla iki milyardan artığız,
kadın, erkek, çoluk çocuk.
Ekmek hepimize yetmiyor,
kitap da yetmiyor,
ama keder
dilediğin kadar,
yorgunluk da göz alabildiğine.
Hürriyet hepimize yetmiyor.
Hürriyet hepimize yetebilir
ve sevda kederi,
hastalık kederi,
ayrılık kederi,
kocalmak kederinden
gayrısı aşmayabilir eşiğimizi.
Kitap hepimize yetebilir.
Ormanlarınki kadar uzun olabilir ömrümüz.
Yeter ki bırakmayalım, yaşanmamış günlerimiz yok olmasın çocukların
avuçlarıyla birlikte,
boşluğun karanlığına çıkmasın negatif resimcikler,
yeter ki ekmek ve hürriyet yolunda dövüşebilmek için yaşayabilelim.
Nazım Hikmet"
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |