"Mutluluktan ağladım"—Engelliler Olimpiyatları şampiyonu Gizem Girişmen

    Beijing Engelliler Olimpiyatları'nın okçuluk yarışlarının 13 Eylül günü sona eren bayanlar olimpik yay branşında Türk engelli sporcu Gizem Girişmen, şampiyon olup Türkiye'ye Beijing Engelliler Olimpiyatları'nda ilk altın madalyayı kazandırdı. Gizem Girişmen, aynı zamanda engelliler olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanan ilk Türk bayan sporcu oldu.

    Madalya alırken, kendisini "hiç ağlamayan kız" olarak niteleyen Gizem Girişmen, mutluluktan gözyaşlarını tutamadı. Gizem Girişmen, madalya töreninden sonra düzenlenen basın toplantısında şöyle konuştu:

    "Bu madalya, benim ve ülkemin gurur kaynağı oldu. Bu altın madalyanın dünyada benim gibi engelli olanların gerek günlük yaşamda, gerekse sporda kendi değerlerini topluma kanıtlaması için bir teşvik olmasını arzuluyorum. Eğer bunu başarabilirsem, ne mutlu bana!"

    Yarışma boyunca Gizem Girişmen'in yanında her zaman olduğu gibi annesi Seyhan Girişmen vardı. Seyhan Girişmen, kızı hakkında şunları söyledi:

    "Bu yıl çok antrenman yaptı. Zaten tekniğinin çok iyi olduğunu antrenörleri söylüyor. Disiplinli çalışmalarla altın madalyaya ulaştık. Çok mutluyum, beklediğim bir sonuçtu."

    1981'de dünyaya gelen Gizem Girişmen'in, diğer bütün çocuklar gibi neşe dolu mutlu bir çocukluğu vardı. Ancak 11 yaşında geçirdiği trafik kazası, Gizem Girişmen'in yaşamının tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelmesine neden oldu. Kazadan üç yıl sonra babasının ölümü, Gizem Girişmen'in yaşamına bir acı daha kattı. Ancak Gizem Girişmen, kadere boyun eğmedi; sSağlıklı çocuklar gibi okumaya devam etmenin yanı sıra vücudunu geliştirmek için yüzmeye başladı. 2004'te Bilkent Üniversitesi'nden başarılı dereceyle mezun olan Gizem Girişmen, iş hayatına başlarken, okçulukla da tanışarak bu sporu sevdi. Haftada en az 18 saat antrenman yaptığını anlatan Gizem Girişmen, bütün zorluklara rağmen bu spordan vazgeçmeyi hiç bir zaman düşünmediğini kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Bu spordan vazgeçmeyi hiç düşünmedim. Çünkü zorluklar hayatın her alanında var. Onları aşmak, insanların elinde. Ancak b çalıştıkça, biz bir şeyler yapmaya çalıştıkça bu zorlukları aşabiliriz. Zorluklar her zaman olacaktır, bunların çözümünü bulmak ise elimizde."

    Şampiyon olduktan sonra annesine, bütün ailesine, antrenörlerine ve kendisine yardımcı olan bütün komşularına teşekkür eden Gizem Girişmen, her karşılaşmadan sonra rakibine hediye verdi. Kısa süreli yarışlarda birçok yeni dost edindiğini anlatan Gizem Girişmen, bunun altın madalya kadar değerli bir kazanç olduğunun altını çizdi.

    Spor ve işin yanı sıra yabancı dil öğrenmeye de meraklı olan Gizem Girişmen, bu konuda şunları söyledi:

    "Dil öğrenmek çok zevkli. Ben dil öğrenmekten çok keyif alıyorum. Özellikle gideceğim ülkelerin dillerini öğrenmek istiyorum. En azından 'merhaba', 'teşekkür ederim' gibi. İşte Çince'de 'Xie Xie', 'Ni Hao'. Bunları öğrenmek, hoşuma gidiyor.

    Gizem Girişmen'in yüzünde gülümseme hiç eksik olmadı. Kendisinin acı geçmişinden söz etmeden her zaman gülümsemeyle geleceğe baktığını kaydeden Gizem Girişmen, söyleşimizin sonunda şunları kaydetti:

    "Şampiyon olmak, çok güzel bir duygu. Eğer birilerine bir şeyler yapabildiğini gösterebiliyorsam, ne mutlu. Amacım zaten bu. Ben aldım, ama başkaları alsın, çok daha isterim. Türkiye'de spor yaygınlaşsın, daha çok isterim. Umarım, daha çok altın madalyamız olur, daha çok bayan, erkek, sadece altın da değil, madalyamız olur, spor yaygınlaşır Türkiye'de. Benim isteğim bu."