|
|||||||||||||||||||||
|
Miaoların Kralı cevabını tekrar aldım.
Peki! Bir kralla karşılaşacağız demek ki...
Bu, hayatımda bir kralın huzuruna ilk çıkışım olacaktı. Sonra bu ülkede yaşayan Miaoların toplam nüfusu, krallıkla idare edilen çoğu Avrupa ülkelerin nüfusundan fazlaydı. 9 milyon insanın kralı olmak örneğin İsveç Kralı Carl Gustav'dan daha fazla tebaya sahip olmak anlamına geliyordu.
Zihnimi, bazı şeyleri çeviri sürecinin azizliği sonucu yanlış anlamış olacağım düşüncesi kemirmiyor değildi, ama olsundu... Majestelerinin huzuruna kabul edilinceye kadar, varsa yanlış anlaşılmalar da düzelirdi.
Ben bunları düşünürken, dört saati aşkın bir otobüs yolculuğu yaptık. Ama değerdi. Majestelerinin huzuruna çıkmak öyle kolay olmamalıydı. Leishan ilçesine bağlı Xijiang köyüne geldik. Otobüsten inince, yol boyunca edindiğim bilgileri doğrulamak istedim.
Evet, Miaoları toplam nüfusu benim bildiğim kadardı ve çoğunluğu Guizhou ile Hunnan ve Yunnan eyaletlerinde yaşıyorlardı.
Peki Kralın tam adı neydi?
Tang Shou Cheng imiş.
Peki Majesteleri bu öteki eyaletlerde yaşayan Miaoların da mı kralıydı?
Hayır değilmiş.
Olsun, Guizhou'da 4.3 milyon Miao yaşıyor. İsveç Kralınınki kadar olmasa bile Norveç Kralı Harald'ın ülkesindeki nüfustan fazla tebası var.
Yine hayır! Majesteleri Tang Shou Cheng bütün Guizhou'daki Miaoların da kralı değilmiş.
Bu ildekilerin mi?
Hayır!
Peki. Bu ilçedekilerin mi? İlçenin nüfusu 150 bin. Nüfusun yüzde 97'si Miaolar. Sadece yüzde 3'ü Han ve Dong.
Hayır.
Öyleyse kimin?
Bu köydekilerin...
Ama o zaman ona "kral" denmez ki... Köyün nüfusu 5 bin 800. İçimden hemen "Majesteleri" hitabını geri aldım. Nüfusu pekçok ülkedeki köylerle kıyaslandığında yüksek sayılsa da, bir köyün kralı olur muymuş?!.. Gerçi Avrupa'da mikroskobik yüzölçümüne ve nüfusa sahip hükümdarlıklar var, ama onlara bile "Kral" değil "Prens", "Dük" vb deniyor. Çin gibi dünyanın en büyük ülkesinin bir köşesindeki köyde olanına ise en fazla "reis" gibi bir ünvan verilmeli.
Zaten başından beri şüphelenmiştim. Devrim yapmış, Komünist Partisi tarafından yönetilen bir Halk Cumhuriyeti'nde kral bulunması olacak şey değildi. Kendine özgü bir yönetimi olan, Ulusal Halk Meclisi olan ve aşağıdan yukarıya her kademede halk hükümetleri ile yönetilen bir ülkede "kral" olamayacağı belliydi.
Peki ama, Tang Shou Cheng neydi o zaman?
Soruma gene "Kral" cevabını aldım... Herhalde "Kral" sözcüğün benim bilmediğim anlamları olmalıydı.
- Nasıl kral oldu?
-Babası kraldı, onun yerine geçti...
Tamam, bu kadarı kral tanımına uyuyor. Şimdi 40 yaşında olan "Kral", bu görevi devraldığında daha 24 yaşındaymış. Babası da kendi babasından devralmış krallığı. Bu böyle bin yıl öncesine, hatta belki de daha evveline kadar gidiyordu. 1500 yıl önce Çin'in orta kesimlerinde yaşayan Miaolar, kendi tarihleri açısından çok önemli bir savaşı kaybedince buralara kaçıp dağlık bölgeye sığınmışlar. Buralardaki yaşamları, geriye doğru o zamanlara kadar uzanıyormuş.
Ama köyün yöneticisine "Kral" denemeyeceğinde hâlâ ısrarlıyım. "Muhtar", "reis" falan gibi birşey denmeliydi dedim, ama bir köy yöneticisi bu ülkede böyle bir ünvan bile taşıyor olamaz.
Köy yöneticisi zaten böyle bir ünvan taşımıyormuş. Ayrıca köy öyle bir kişi tarafından yönetilmiyor, ülkedeki yasalara uygun olarak göreve gelmiş bir yönetim organı var.
-Peki ama Kral ne iş yapar?
Köyün dini işlerinin yönetilmesinden sorumlu.
Ama buna "kral" denmez ki...
Evet, ama eskiden bütün işlere "Kral" bakarmış. Sadece dini işleri değil, siyasetten ekonomiye, toplumsal yaşamın düzenlenmesine kadar bütün işleri o kararlaştırır ve herşey onun belirlediği gibi yürütülürmüş. Yeni yönetim zamanında din ile devlet işleri birbirinden ayrılınca, "Kral"a sadece Miaoların dini bayramlarının tarihini belirleme görevi kalmış. Miaoların Bahar Bayramı gibi hemen hemen her ülkede kutlanan bayramlardan "Lushan" adlı üflemeli çalgıya adanmış çok özel bir bayrama kadar çok çeşitli vesilelerle yaptıkları pekçok özel günleri var. "Kral" Hazretleri bu bayramların gününü Miaoların çok eskiden beri kullandığı özel takvime göre saptıyormuş.
Eskiden Miao köyünde halkın hemen bir araya toplanmasını gerektiren çok önemli bir olay olunca bronzdan yapılma dev bir gong çalınırmış. Artık kullanılmayan bu gong, şimdi Miaoların dini sembolü haline gelmiş. Bu önemli gong "Kral"ın evinde saklanıyormuş. Bu muhafaza işi de "Kral"ın görevleri arasında. "Kral"ın sarayına diyemeyeceğim, ama evine gittiğimizde bu gongun bir kopyasını gördük. Çok kutsal sayıldığı için orijinali ziyaretçilere gösterilmiyor. Bu bilgileri "Kral"ın evinde ağırlanıp yemek yediğimizde edindik. Yemek demişken, hoşgörüleceğini umarak biraz "malumatfüruşluk" yapmaktan kendimi alamıyorum. Taiwanlı romancı Jin Yong, birkaç romanında Miaoların "gizli yaşamı"nı anlatır. Bu romanlarda Miaoların bir takım gizli bilgilere sahip oldukları söylenir. Gizli bilgilerin en önemlisi de zehir üzerineymiş. Hatta Miaolar sadece zehir kullanmakla kalmaz, yılan yetiştirip vücutlarında sakladıkları bu yılanlarla düşmanlarına saldırırmış, "wudu" büyüsüyle uzaktan düşmanlarını öldürürmüş, vb... Biz "Kral"ın evinde nefis bir yemek yedik. Yemekten kalktığımda, oturmadan öncekine göre kendimi çok daha iyi hissediyordum.
Artık alışılmış anlamıyla "Kral" olmadığı anlaşıldığına göre, Tang Shou Cheng'a neden hâlâ "Kral" demeye devam ettiğim merak edilebilir. "Kral" ünvanı, Miaoların dilindeki bir sözcüğün çevirisi. Miao dilinde "Guzangtou" deniyormuş. Tam çevirisi "Kral". Türkçe çevirmenimiz Wu Fan birebir çevirisinin "Kral" olduğunu söyledi. Öteki ülkelerden uzmanlara da sordum, onlara da çevirmenleri "King", "Rex", "Roi" gibi birebir "Kral" anlamına gelen sözcükler kullanmış. O zaman "Kral" demeye devam etmekten başka yapacak bir şey yok. Koskoca Çin'in karşı çıkmadığı birşeye, benim bir itirazım olamazdı. Ayrıca, bugün Batı'da "Kral" ünvanı taşıyanların da kavramın eski anlamındaki gibi krallık yaptıkları söylenebilir mi?
İşlevleri açısından "Kral" sözcüğünü ne kadar tartışırsak tartışalım, Guzantou Tang Shou Cheng gerek bizi ağırlayışında gerekse sorularımızı yanıtlayışında gerçekten de ünvanına yakışır bir tavır sergiliyordu. Ağırbaşlı, olgun, görev ve sorumluluklarının bilincinde bir yöneticiydi. Görevi bazı dini meselelerin düzenlenmesnden ibaret olsa da, hâli ve tavrı hakikaten bir kralınkini andırıyordu. O bakımdan işlevlerinin niteliğini öğrenince içimden "Majesteleri" ünvanını geri almış olsam da, kendisini tanıyınca en azından bu ünvanın kişiliğine yakıştığını düşündüm. O bakımdan kendisinden başka bir yazımda söz edecek olursam, "Saygıdeğer Tang Shou Cheng Hazretleri" demeye karar verdim. Bildiğimiz anlamda bir kralın huzuruna çıkıp sarayda ağırlanmamıştık, ama ülkesine ve insanlarına bağlı, geleneklerinin korunmasında üzerine aldığı sorumluluğu vakarla taşıyan, yaşı genç olmasına rağmen yılların, belki de atalarından devraldığından olsa gerek, yüzyılların bilgeliğini taşıyan, gözleri iyilikle bakan saygın bir insan tanımıştık. Saraya gelince, Miao halkının gönlünden daha güzel saray olur mu? Bizleri hiçbir saraya değişmeyeceğimiz bir sıcaklıkla karşıladılar. Ayrılırken de, daha birkaç saat önce karşılaştıkları halde, kırk yıllık dostlarını uğurlar gibi uğurladılar.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |