Meşale Koşusunun Dünü ve Bugünü

Tarih Öncesinden Beri Kutsal...

    Ateş, tarih öncesi zamanlardan beri kutsal bir semboldür. Yunan mitolojisine göre ateş, dünyanın oluşumunu, yenilenmeyi ve ışığı simgeler. Antik Yunan'da her şehir-devletin merkezinde ateşin hiç sönmediği bir sunak bulunurdu.

    Meşale koşusu yarışları, Antik Yunan'da geceleri yapılan bir dini tören olarak başlamış; daha sonraları yaygın bir takım sporu faaliyetine dönüşmüştür. Ateşin coşku veren gücü, bir esin kaynağıdır. Kutsal ateş, her zaman Olimpia'da içbükey bir ayna yardımıyla güneş ışınlarından yakılır.

Ateş Yeniden Canlanıyor...

    Günümüzde meşale koşusu, yarış özelliğini yitirmiş ve olimpiyat oyunlarının sembolik kutlaması haline gelmiştir. 27 Haziran 1912'de, Stockholm Oyunları sırasında, modern olimpiyatların kurucusu Pierre de Coubertin, yaptığı tarihi konuşmada, olimpiyat meşalesini adeta yeniden yakmıştır.

    1936'da yapılan Berlin Olimpiyatları'ndan itibaren meşale koşusu, olimpiyat kutlamalarının başlangıcının simgesi olarak yeniden canlandırılmıştır.

    Olimpia'dan başlayan bu ilk koşuda, meşaleyi taşıyan ilk sporcu genç atlet Konstantinos Kondilis'tir. Elden ele geçen meşale, en sonunda Berlin Olimpiyat Stadyumu'na getirilmiş ve o günden bugüne oyunların başlamasıyla özdeşleşmiştir.

    Takip eden olimpiyatlarda meşale koşusu hep önemli bir rol oynamış, ev sahibi ülkelerin özellikleri ve kültürleriyle zenginleşmiştir. Olimpiyat stadyumunda ateşi yakacak atlet de, her zaman ev sahibi ülke için sembolik değer taşıyan sporculardan seçilmiştir.

İlkler, İlginç Örnekler...

    1960 Roma Olimpiyatları'nda ateş, Yunan ve Roma medeniyetlerinin izini takip etmiş, Piraeus'tan Roma'ya "Americo Vespucci" adlı gemiyle getirilmiştir. Koşu, ilk defa bu olimpiyatlarda televizyonda yayınlanmıştır.

    1968 Mexico Olimpiyatları'nda ateş, Christopher Columbus'un yolundan gitmiş ve atletizm şampiyonu Enriqueta Basilio, olimpiyat stadyumunda ateşi yakan ilk kadın olmuştur.

    1976 Montreal Olimpiyatları'nda ateş Atina'dan Ottowa'ya uyduyla yolculuk etmiş, 1992 Barcelona Olimpiyatları'nda ise okçuluk şampiyonu engelli sporcu Antonio Rebollo, stadyum meşalesini yanan bir okla tutuşturmuştur.

    2000 Sidney Olimpiyatları'nda ateş, yolculuğunu denizaltında, Büyük Mercan Resifleri'nde yapmış ve olimpiyat tarihindeki en uzun mesafesini katetmiştir.