Çin'de yaşayan Türklerin kendi aralarındaki iletişimini sağlayan, etkinliklerin, duyuruların, haberlerin yer aldığı bir mail grubu var. Bu mail grubunda genelde konsolosluktan gelen haberler, yeni gelen veya değişen kurallar, planlanan yemekler, iş fırsatları vb gibi mailler yer alır. Şubat ayının sonlarına doğru ise ilginç bir etkinlik duyurusu vardı. Beşiktaş futbol takımının 105. kuruluş yıldönümü için yapılacak olan kutlamanın duyurusuydu bu. Çin'de yaşayan iki iş adamı Alptekin Aydın ve Hakkı Çağlar tarafından kurulmuş olan Çin'deki Beşiktaşlılar Derneği'nin düzenlediği bir etkinlik. Etkinliği esas ilginç yapan husus ise kutlamanın, üniformalar giyilerek, bayraklar ve pankartlar açılarak Çin Seddi'nde yapılacak olmasıydı.
Pekin sınırları içinde bulunan ve ziyaret edilebilen Çin Seddi'nin en ünlü beş bölümü Badaling, Mutianyu, Simatai, Jinshanling, Juyongguan kısımlarıdır. Kutlamanın yapılacağı yer olarak ise, havanın nispeten biraz daha ılık olduğu ve uzun mesafe yürümeyi gerektirmeyen Mutianyu bölümü seçilmişti. Buluşma yeri ve saati kararlaştırıldı. Üç arabada, biri Fenerbahçeli biri de Trabzonsporlu olmak üzere toplam 13 kişi, kararlaştırılan yer ve zamanda buluştuktan sonra konvoy halinde, Pekin'in yaklaşık 80 km kuzeydoğusunda, Huairou ilçesi sınırları içindeki Mutianyu Çin Seddi'ne doğru yol aldık. Vardığımız zaman hava biraz serin olmasına rağmen güneşliydi ve rüzgar yoktu. Hemen biz iner inmez bir taksici yanımıza geldi ve çat pat İngilizcesiyle Pekin'e geri dönüş için müşteri beklediğini, bizi çok uygun fiyata götürebileceğini söyledi. Biz de arabayla geldiğimizi söyleyerek teşekkür ettik fakat yine de fiyat sorduk. Pekin'de otelden almak, Çin Seddi'ne getirmek, süre sınırlaması olmaksızın beklemek ve geri otele götürmek şeklindeki paketin fiyatını taksici 600 yuan olarak söyledi. Alptekin Bey'in daha önce araç ve şoför temin ettiği bir firma varmış, oradan 500 yuan fiyat alıyormuş, taksiciye bunu söylediğimiz zaman hemen "tamam o zaman size 500 yuan olsun" diyerek fiyatı indirdi. Ayrıca "Pekin'de hemen hemen hiçbir taksici İngilizce bilmez, bakın ben konuşuyorum" diyerek biraz da kendini övdü. Taksiciyle sohbeti bitirip iletişim bilgilerini aldıktan sonra, Hakkı Bey'in yaptırmış olduğu pankartları, dövizleri ve tişörtleri de yanımıza alarak bilet işlemlerini hallettik. Herhangi bir camekanla kapatılmamış, emniyet demiriyle kendinizi sabitleyerek, ayaklarınız boşlukta sallanacak şekilde açık havada oturduğunuz ve eğer rüzgar yoksa son derece keyifli olan, tepeye varması yaklaşık 6-7 dakika süren telesiyejle çıkıp, işimiz bittikten sonra da kızakla inecek şekilde bilet aldık. Bilet ücreti kişi başı, telesiyej, giriş ve kızak dahil 95 yuan. Eğer su veya meyve suyu alacaksanız, bunu kesinlikle tırmanmaya başlamadan, yani telesiyeje binmeden önce almalısınız. Turistik bir mekan olduğu için ve çok sayıda yabancı turist gittiği için su fiyatları oldukça yükseklerde. Binmeden önce alırsanız, yan yana birçok bakkal olduğu için, tek bir şişeyi üç yuan'e, birkaç şişe birlikte alırsanız da şişe başına 2 yuan'e kadar pazarlıkla indirtme şansınız var. Fakat sete çıktıktan sonra satıcılar, "nasılsa başka satan yer yok, susamışsa fiyatı ne kadar olursa olsun alacak" mantığında olduklarından, hele mevsim yazsa ve güneş yakıyorsa, yani gerçekten su alma ihtiyacı üst seviyedeyse, fiyatı 10 yuan'in altına indirmek için oldukça sıkı pazarlık etmeniz gerekiyor.
Tepeye varıp telesiyejden indikten sonra, seddin üzerinde yürümeye başlamadan önce manzaraya karşı birkaç fotoğraf çektik. Daha sonra, havanın güneşli olmasının da avantajıyla montlarımızı çıkarıp Çin'deki Beşiktaşlılar Derneği tişörtlerimizi giydik ve atkılarımızı Beşiktaş atkıları ile değiştirdik, dövizleri elimize aldık ve Beşiktaş şarkıları söyleyerek ve sloganlar atarak, fotoğraf çekilebilecek en güzel yerlerden biri olan ve pankart açacağımız bir gözlem kulesine doğru yürüdük. Gözlem kulesi oldukça kalabalıktı, son derece dar olan ve yalnızca bir kişinin tek yönlü olarak kullanabildiği merdivenden yukarı çıkabilmek için belki beş dakika kadar yukarıdan inenleri bekledik, daha sonra da hepimiz birlikte çıktık. Hava açık ve ılık, manzara güzel, görüş mesafeyi yüksekti. Pankartın açılacağı yeri seçtik, pankartı yerleştirdik , sloganlar attık, şarkılar söyledik ve farklı açılardan farklı şekillerde birçok fotoğraf ve video çektik. O sırada gözlem kulesine tırmanan Çinli, Alman ve Rus turistler de merak ederek ne yaptığımızı sordular, onlara da anlattık. Bazıları, Beşiktaş ismini öğrenerek bizimle birlikte slogan attı, fotoğraf çektirdi, kimileri de "Türkiye Türkiye" diye bağırdı. Bu şekilde etkinliğimizi tamamladıktan sonra pankartları toplayarak kızağa gittik. Kızak, yarım silindir şeklinde bir rayın içine yerleştirilmiş, altında tekerlekleri olan ve yokuş aşağı kayan, sizin bir kolu çekerek fren yapabileceğiniz tek kişilik küçük bir araç. Eğlenceli bir şekilde kızakla aşağı indik, yol üzerinde satılan bazı meyve ve çerezlerden de pazarlık ederek bir miktar aldık ve etkinliğimizi neşeli bir şekilde noktaladık. Ertesi gün bu etkinliğimizin ve fotoğrafımızın Türkiye'de Hürriyet gazetesinin spor ekinde de yayınlandığını öğrenerek daha da sevindik.
Evet sevgili dinleyiciler, bu haftaki programımızın da sonuna geldik. Program içinde geçen bir kelimenin Çincesini öğrenerek programı noktalayalım. Çin Seddi'nin Çince söylenişi chang(2) cheng(2). Çin Seddi'nin gittiğimiz bölümünün adı mu(4) tian(2) yu(4).