Kırgızların geleneksel kültürünün önemli bir parçasını oluşturan ve yüzlerce yıldır dilden dile dolaşarak günümüze kadar aktarılan Manas Destanı, Tibetlilerin Kral Gisar Destanı ve Moğolların Cangır Destanı'yla birlikte Çin'in üç büyük destanı olarak niteleniyor.
1961 yılında 16 yaşındayken Sha'anxi eyaletinden Kırgızların toplu halde yaşadığı Xinjiang'ın Kızılsu Kırgız Özerk İli'ne yerleşen He Jihong, buranın güzel doğasıyla renkli örf ve adetlerine hayran kaldı. Gündüzleri Kırgızlarla birlikte dağlara çıkarak ağaç kesen He, geceleri de Kırgız arkadaşlarından bu etnik grubun tarihi, kültürü ve hikayeleri hakkında geniş bilgiler aldı. He, o deneyiminden söz ederken şunları söyledi:
"Kızılsu, zengin tarih ve kültür birikimine sahip bir bölge. Kırgız kardeşlerimle aynı çadırda yaşayarak onlarla bütünleştim. Kırgızların düğün ve cenaze töreni gibi bütün önemli etkinliklerine bizzat katıldım. Bu deneyim, benim için zengin bir hazine oldu."
Kırgızların kültürünü daha fazla tanıdıkça, bu zengin hazineye olan hayranlığı artan He, boş zamanlarında sırtında kuru yiyeceklerle dolu bir çanta taşıyarak Kızılsu'nun çeşitli yörelerinde Kırgızların rivayetlerini, şiirlerini ve kahramanlarının hikayelerini not defterine kaydetti. Kırgız kültüründe He'nin en fazla ilgisini çeken, Manas Destanı oldu.
Sekiz bölümden ve yaklaşık 20 milyon kelimeden oluşan Manas Destanı, Manas ailesinin dış saldırılara karşı yurtlarını korumak için verdiği mücadeleyi ve Kırgızların huzurlu yaşam arayışlarını anlatıyor. He Jihong, Kırgızların Manas Destanı'na olan sevgisini şöyle anlattı:
"Kırgızların Manas Destanı'yla aralarında derin bir duygu bağı var. Kızılsu'da yaşayan bütün Kırgızlar, az ya da çok Manas Destanı'nı seslendirmeyi bilir. Ancak Manas Destanı seslendiren en büyük usta, Yusuf Mamay'dır. Bu büyük halk sanatçısı, Manas Destanı'nı başından sonuna kadar seslendirebiliyor."
1960'lı yıllarda Xinjiang genelinde yapılan bir araştırma sonucunda, Manas Destanı'nın 3 binden fazla mısrasını seslendirebilen yaklaşık 70 halk sanatçısı belirlendi. Ancak bu büyük destanı tümüyle seslendirebilen tek sanatçı bulundu. O da Yusuf Mamay'dı.
"Manas, dayısını ziyarete gider. Dayısı, haber alır almaz bozkırda ava çıkararak Manas'ı bekler..."
Yusuf Mamay'ın seslendirdiği Manas Destanı'ndan bir bölüm dinlediniz. 1984'de Kızılsu Kırgız Özerk İli Tarih Müdürlüğü'ne giren He Jihong, Manas Destanı hakkında derleme çalışmaları sırasında büyük halk sanatçısı Yusuf Mamay'la tanıştı. Bunu izleyen 20 yılı aşkın sürede Manas Destanı, He Jihong'un yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. He, 2005'te emekli olduktan sonra bile Manas Destanı'nın Çince çevirisini sürdürerek günümüzde bu şaheser hakkındaki araştırmaların en bilinen uzmanları arasında yer aldı.
Aslında He Jihong, yalnızca bir Manas Destanı uzmanı değil, aynı zamanda Kırgız kültürü uzmanıdır. Çin'de 2007 yılına kadar Kırgızlar ile Kızılsu Kırgız Özerk İli hakkında Çince'yle yayımlanan 76 kitaptan 57'sinin redaktörlüğünü He Jihong yaptı. He Jihong ve arkadaşları tarafından hazırlanan Çinli Kırgızlar Ansiklopedisi'nin Kırgızlar'la ilgili araştırmaların en önemli referansı olduğunu belirten Xinjiang Halk Sanatçıları Derneği Başkanı Ma Xiongfu, He hakkında şöyle konuştu:
"He, 60 yaşını geçmesine rağmen Kızılsu genelini dolaşmaya devam ediyor. Kırgızların zengin halk kültürü, He ve ona benzer insanların çabaları sayesinde derlenip korundu."
Bugün Çin Ulusal Maddi Olmayan Kültürel Miraslar Listesi'nde yer alan Manas Destanı, Birleşmiş Milletler "Sözlü ve Maddi Olmayan Mirasların Temsil Eserleri" listesine de aday oldu. Bu sürece katkı yapmak için yoğun uğraş veren He, aynı zamanda Manas Destanı'nın korunup gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak yeni yöntemler de arıyor. He, bu konuda şunları kaydetti:
"Manas Destanı'nın yok olmasına asla izin vermeyiz. Şimdi bozkırlarda Manas Destanı'nı seslendiren yeni halk sanatçıları yetiştirmek için yoğun çaba harcamanın yanı sıra, bu şaheserin Kırgız çocukların okudukları okullarda öğretilmesini, aynı zamanda beyazperdeye aktarılmasını sağlamak için arayışlarımızı sürdürüyoruz."
Han etnik grubuna mensup bir insan olmasına karşın He, onlarca yılını Kırgız kültürünün gelişmesi için harcadı. He, bunun nedenini şöyle dile getirdi:
"Kızılsu'ya 16 yaşında geldim. Kırgız kardeşlerim beni kendilerinden biri olarak kabul ederek her türlü yardımı verdi. Benim elde ettiği başarılar, onların ve bu toprağın sayesinde oldu. Bu topraklar olmasaydı, hiçbir şeyi başaramazdım."