Tek traktörden uzay yürüyüşüne

    2008-09-24 16:47:12                cri
    Hafta sonunda akşam üstüne doğru Beijing'deki ünlü Hohai gölünün çevresinde bulunan popüler kafelerden birinde oturmuş, artık kendini yavaş yavaş hissettiren sonbaharın getirdiği esinti yüzümü okşarken, China Daily gazetesinde de ruhumu okşayan bir haber okuyordum. Okudukça göğsüm kabarıyor, çevreme daha büyük bir güvenle bakıyordum.

    İSTİKBAL GÖKLERDEDİR

    Dünyanın önde gelen ajanslarına dayanarak hazırlanan haber, Türkiye'nin uzay çalışmalarındaki son gelişmeleri aktarıyordu:

    Ankara yakınlarında kurulan Atatürk Uzay Üssü'nden, Büyük Taarruz 2F roketiyle fırlatılan Bandırma-7 adlı uzay gemisi dünya çevresindeki yörüngesine başarıyla oturtulmuş ve uçuş ekibinde görevli 3 uzaynot ilk uzay yürüyüşü için çalışmalara başlamıştı. Türkiye Uzay Kurumu tarafından yapılan açıklamada, uzay yürüyüşünün başarıyla gerçekleşmesinden sonraki adımın, yeni nesil taşıyıcı roket kullanılarak dünya yörüngesinde kalıcı bir uzay istasyonu kurulması olacağı bildiriliyordu. Uzay istasyonuna İstikbal Göklerdedir adı verilecekti. Türkiye'nin uzay yürüyüşü gerçekleştirecek olmasının ülkede ulusal gurur havası yarattığı belirtilerek, taşıyıcı roket ve uzay gemisi ile kurulacak uzay istasyonuna verilen isimlerin tarihsel anlamlarıyla ilgili kısa notlar da eklenmişti.

    Garsonun boş bardağı masadan almasıyla birden kendime geldim.

    Gazetede Çin'in uzay çalışmalarıyla ilgili haberi okurken gene dalmışım...

    Asya'nın en doğu ucunda otururken, tatlı hayallerle kanatlanan aklım Asya'nın en Batı ucundaki yurduma uçuvermişti.

    UZAYA "UZUN YÜRÜYÜŞ"

    Oysa haberin aslı şuydu:

    Çin'in Gansu eyaletindeki Jiuquan Uzay Üssü'nden hafta içinde fırlatılması beklenen Shenzou-7 adlı uzay gemisi, taşıyıcı Changzheng 2F roketine monte edilmişti. 3 taykonotu taşıyan uzay aracı kalkıştan 582 saniye sonra atmosfer dışına çıkıp uzaya girecekti. Çin'in gerçekleştireceği bu üçüncü insanlı uzay uçuşunda, taykonotlardan biri 40 dakikalık bir uzay yürüyüşü yapacaktı. Bu arada, Zhai Zhigang adlı 42 yaşındaki taykonotun ailesiyle uzaydan yeryüzüne özel bir görüşme yapması da öngörülüyordu. Araçtaki diğer iki taykonottan biri olan Liu Boming de, her ihtimale karşı uzay yürüyüşü eğitimi almış, gerekirse Zhai'nin yerine geçebilecekti. Üçüncü taykonot Jiu Haipeng ise uçuş boyunca her halükarda araçta kalacaktı. Jiuquan Uzay Merkezi'nde üç taykonotla birlikte, üç kişilik yedek bir uçuş ekibi de hazır bulunduruluyordu. Olası tüm senaryolar hesaplanmış, öngörülenin dışında olabilecek her gelişme için yedek planlar ve sistemler oluşturulmuştu.

    GEÇ BAŞLADI, ÇABUK ÖĞRENDİ

    Taşıyıcı rokete verilen Changzheng ismi, Uzun Yürüyüş anlamına geliyor.Uzay aracının ismi olan Shenzhou ise Tanrısal Gemi demek. Şu anda görev yapan Ay Keşif Uydusu Chang'e-1'in ismi de Çin mitolojisinde Ay'a aşkı aramaya giden kraliçenin ismiydi.

    Çin tarihi ve kültürüyle ilişkili güzel isimler!.. Ama güzel olan sadece isimler değil. Çin'in  çalışma temposu da hayranlık verici. Doğrusu, Çin uzay çalışmalarına geç başlamış, ama işi çok hızlı öğrenmiş. Nitekim, uzay yoluna ABD ve Sovyetler Birliği'nden sonra koyulan Çin'in, bu iki ülkenin deneyimlerinden dersler çıkararak öğrenme grafiğindeki eğriyi hızla yukarı çektiği görülüyor. Çünkü sadece dört insansız uzay uçuşundan sonra, kısa sürede üç insanlı uzay uçuşunu başarıyla tamamladı. Shenzou-5 ile bir, Shenzou-6 ile iki taykonot uzaya çıkmıştı ve şimdi de Shenzou-7 ile üç kişilik ekibin bir üyesi uzay yürüyüşüne çıkacaktı.  

    TAYKONOT

    Uzaya çıkan ilk Çinli olan Yang Liwei ile birlikte uzay çalışmaları sözlüğüne yeni bir terim de katılmış oldu: Taykonot.

    1960'lı ve 1970'li yıllarda ABD ile SSCB amansız bir uzay yarışına tutuştuklarında, iki ülkenin uzay adamları farklı terimlerle anılıyordu. Amerikalılar "astronot" sözcüğünü seçmişti. Ruslar ise "kozmonot" diyordu. Amerikalıların kullandığı terimdeki "astro" bölümü, Grekçe "ástron" sözünden alınmıştı ve yıldız anlamına geliyordu. Ruslar ise terimin ilk bölümü olan "kosmo"yu yine Grekeçe evren anlamına gelen "kosmos" sözünden kısaltarak yapmıştı. Her iki sözcüğün ikinci bölümünü oluşturan "not" ise Grekçe "nautes" sözcüğünden geliyordu ve anlamı denizci idi. Örneğin, Yunan mitolojisinde, efsanevi kahraman Yason önderliğinde Argos gemisiyle Altın Post'u aramaya çıkan gemicilere "Argonot" deniyordu.

    Çin ilk insanlı uzay uçuşunu başarıyla gerçekleştirdiği zaman, Çinli uzay adamlarına da taykonot denmeye başladı. Terim Çince uzay anlamına gelen "taikong" sözcüğünden türetildi. Çinlilerin kendisi bu terimi kullanmıyor. Onlar, uçmak anlamına gelen "hang", gökyüzü demek olan "tian" ve görevli için kullanılan "yuan" sözcüklerinin bileşiminden oluşan "Hangtianyuan" terimini tercih ediyor. Ama uluslararası basın yayın kuruluşlarında, uzay yolculuğu yapan kişinin Çinli olduğunu belirtmek için seçilen terim taykonot (taikonaut).

    100 BİN ASKERİN ELLERİYLE YAPTIĞI UZAY ÜSSÜ

    Eğer biz de insanlı uzay uçuşu gerçekleştirmiş olsaydık, uzay adamlarımız için kullanılacak en uygun terim "uzaynot" olurdu.

    İnsanlı uzay aracıyla dünya yörüngesine, hatta daha uzaklara uzaynot gönderilmesi bir hayal mi?.

    Hayal olmasına hayal, ama gerçek olmaması için bir neden yoktu.

    Eğer...

    Evet, eğer Cumhuriyet Devrimi'miz kesintiye uğramasaydı...

    Oysa biz, Kurtuluş Savaşımızda, kanatları yelken bezi yamanarak onarılan üç tane eski uçağımızın kalkıp inebilmesi için askerlerin ayaklarındaki yırtık postallarla, çarıklarla çiğneyerek pist yaptığı bir memleketin evlatlarıyız. Cumhuriyetin ilanından birkaç yıl sonra ise, uçak yapmaya başlamıştık. Ülkemiz, Atatürk'ün ölümünden sonra başına gelen bunca şeye rağmen hâlâ ayaktaysa, bu ruhla yapılan sağlam başlangıç ve 15 yılda onun önderliğinde gerçekleştirilenler sayesinde ayakta.

    Çin, bugün bütün Asya'nın göğsünü kabartan başarılarına, bizden daha kötü koşullarda yaptığı başlangıçtan sonra yılmadan çalışarak ulaştı. Hatta bugün uzay yürüyüşü gerçekleştiren Shenzou-7'nin fırlatıldığı Jiuquan Uzay Üssü de, Başkan Mao Zedong'un talimatıyla 1958 yılında Çin Halk Kurtuluş Ortusu'na bağlı 100 bin asker tarafından yapılmış. Onlar da bizim Mehmetçiklerimiz gibi elleriyle ayaklarıyla çalışarak zemini düzeltip bugünkü başarıların temelini attılar. Çin, 1970 yılında uzaya gönderdiği ilk uydusu Dongfanghong-1'i de buradan fırlattı. Uydunun ismi "Kızıl Doğu" anlamına geliyor. Bu ilk uydunun ardından 40 kadar uydu fırlatıldı. Bugün askerlerin sıfırdan kurduğu o üste 7 bin bilim adamı çalışıyor. Çevresinde kocaman bir kent oluşmuş durumda.

    EL ROKETİYLE UZAYA GİRMEK YERİNE...

    Biz bugün başkasına para verip yaptırdığımız uyduları başkasının roketleriyle yörüngeye oturtuyoruz.

    Ama Cumhuriyet Devrimi'miz kesintiye uğramasaydı, el roketiyle uzaya gireceğimiz yerde, kendi bilim adamlarımızın yaptığı uyduyu kendi roketimizle fırlatıp yörüngeye oturacaktık. Adı da Mustafa Kemal'in "Günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün doğu milletlerinin uyanışını da öyle görüyorum" sözlerine izafeten, "Uyanan Doğu" olurdu.

    Bugün İran'ın kendi yapımı "Sefir" roketiyle yörüngeye oturttuğu "Ümit" uydusuna ilişkin haberleri okuyunca, komşu İran halkının başarısına sevinmekle birlikte, kendi bağımlılığımızdan dolayı içimiz burkuluyor.

    Yakında Hindistan da insanlı uzay uçuşlarına başlayacak. Bu Asya ülkesinin başarılarını da hem sevinerek, hem iç çekerek izleyeceğiz.

    İlk antiemperyalist savaşla Asya milletlerine örnek olan ülkemiz, bugün Uzay Ajansı kursak mı kurmasak mı diye tartışıyor. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda 2005 yılında alınan ve Milli Güvenlik Kurulu'nun Haziran 2006 toplantısında onaylanan karar gereğince TÜBİTAK Ulusal Uzay Araştırmaları Programı çalışmalarına başlamış.

    Başlamış, ama ne yapıldığından kimsenin haberi yok. Her halde karar dosyası bir yerlerde toz topluyordur.

    Projeyle ilgili olarak ne olduğunu bilen, duyan var mı? Kısıtlı bir çevrede değil, kamuoyunda...

    İnşallah yanılıyoruzdur. Gün gelir biz de uzayda kendi kazandığımız başarılara seviniriz. 

    ÇOCUKKEN UZAY HAYALLERİYLE BÜYÜDÜLER

    Ama bu tür başarılar öyle kimse duymadan yapılan çalışmalarla kazanılmıyor.

    Teknik ayrıntılardan, teknolojik sırlardan söz etmiyoruz. Sözünü ettiğimiz şey, projenin bütün ulusa mal edilmesi. Başarılar, ulusun desteğinin alınması ve çocuklarının gönlünde yer etmesiyle kazanılıyor. Bütün ulusu seferber etmeden girişilen projeler ise, genellikle birilerinin zengin edilmesinden başka bir işe yaramıyor.

    1949 yılında devrimini yaptığı zaman tek bir traktöre sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti bugün haklı olarak gurur duyduğu başarıları böyle kazandı. 1960'lı yıllarda Çin'de yapılan posterlerden birçoğu, uzayla ilgili. Bunlardan kimilerinde uzay yolculuğu yapan çocuklar var. Bazı resimli kitaplarda uzay yolculuğuna çıkan Çinli çocukların öyküleri anlatılıyor. Bunlardan yüzmilyonlarca adet basılmış. Bugün uzay projesinde çalışan bilim adamları, uzay yürüyüşüne çıkan taykonot ve Shenzhou gemileriyle uzaya giden meslekdaşları bu posterlere bakarak, bu kitapları okuyarak büyüdü. Onlar, önce hayal dünyalarında taykonot oldular. O gün o hayalleri kurmasaydılar, bugün gerçeğini yaşayıp uzay yürüyüşü yapabilirler miydi? 

    Çin bugün görev yapan birinci kuşak taykonotlarından sonra ikinci kuşağın yetiştirilmesi çalışmalarına da başladı. Gelecek yıl uzaya gönderilecek Shenzhou-8 ve Shenzhou-9 ile birinci kuşak taykonotlar aktif uzay görevine veda edecek. Onların yerine görev alacak 14 taykonotun seçilmesi için çalışmalara başlandı bile. Bilim adamları da bu taykonotların güvenle yeryüzüne dönmesi için büyük bir titizlikle çalışıyor. Belirlenen güvenlik endeksi 0.997. Dünya çapında bir rekor olan bu sayı, her bin taykonottan 997'sinin güvenle yeryüzüne dönüşünün garanti edilmesi anlamına geliyor.

    DÜNYADAKİ TEKNOLOJİ DÜZENİ DEĞİŞTİ

    25 Eylül akşamı fırlatılan Shenzhou-7 kalkışının üzerinden daha 10 dakika geçmeden atmosfer dışına çıkıp uzaya girdi ve uçuşun görüntülü olarak izlenmesini sağlayacak küçük bir uyduyu bıraktı. Biz de görüntüleme ve görüntüleri nakletmeye yarayan cihazların yüklü olduğu bu uydu sayesinde uzay uçuşunu izledik. Dünyadan 343 kilometre yukarıda, kabin dışı koşullarda yaşam ortamı sağlayan Çin yapımı özel uzay giysisiyle gerçekleştirilen uzay yürüyüşü ise tüm dünyaya naklen yayınlandı. Çin, bu uçuş dolayısıyla ilk kez yabancı medya kuruluşlarının rahatça çalışabilmesi için özel bir basın merkezi kurdu.

    Uzay aracında görev yapan üç taykonotun, uzay yürüyüşünün yanı sıra, bir dizi bilimsel deney yapması da öngörülüyor. Böylece, gelecekte kurulacak uzay istasyonuna zemin hazırlanacak. Shenzhou-7'nin başarıyla fırlatılması, Çin'in bilimsel ve teknolojik ilerlemesini hazlandıracağı gibi, özkaynaklara dayanarak yeni ürün geliştirme çabalarına da güç katacak. Aslında, Çin'in insanlı uzay çalışmalarında Shenzhou-1'den Shenzhou-7'ye kadar kazandığı bir dizi önemli başarı, dünyadaki bilim ve teknoloji düzeninde derin bir değişim yarattı. İnsanlı uzay uçuşları, ileri bilimsel ve teknolojik araştırma-geliştirme kapasitesi olmadan mümkün olamıyor. Bu uçuşlarda, havacılık ve uzay çalışmalarındaki bütün teknolojilerin bir arada ve birbiriyle uyumlu bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bu işi yapacak ülkenin bu beceriye sahip olması zorunlu Aynı zamanda insanlı uzay uçuşları, dünyanın en pahalı bilimsel çalışması. O nedenle bu işe kalkışan ülkenin ekonomide de çok güçlü olması bir koşul. Kısacası, insanlı uzay çalışmaları, aslında bir ülkenin devlet gücünün göstergesi.

    ASYALI OLARAK KENDİMİZE DE PAY ÇIKARIYORUZ

    Shenzhou-7'nin fırlatılışı öncesinde Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao, Jiuquan Uzay merkezi'ne giderek üç taykonotu Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi, Çin Devlet Konseyi, ÇKP Merkezi Askeri Komisyonu ile Çin halkı adına uğurladı ve "Bu gurur verici ve kutsal görevi tamamlayacağınıza inanıyorum. Anavatan ve Çin halkı, başarıyla dönmenizi bekliyor" dedi.

    Herşeye sıfırdan başlamış bir ülke için gerçekten büyük bir gurur!

    Bize gelince...

    Herşey, 21. yüzyılda güçlü bir ulusal devlete sahip olup olmayacağımız sorusunda düğümleniyor.

    Şimdilik kendi ülkemizin başarılarını sadece hayal dünyamızda yaşasak da, büyük Asya uygarlığının yeniden parlamaya başlamasında önemli bir kilometre taşı olan bu uçuştan, birer Asyalı olarak biz de kendimize bir pay çıkarabiliriz.

    Ama önemli olan, ders de çıkarabilmek.

© Copyright by www.cri.cn, 2007