Nakış, kökü eskilere dayanan bir el sanatıdır. Çin'in diğer kesimlerinde olduğu gibi Xinjiang'da da uzun tarih içerisinde çok sayıda tanınmış nakışçı yetişti. Bu eski el sanatı, günümüzde de Xinjiang'daki varlığını sürdürüyor. Xinjiang'ın Turfan bölgesindeki Üzüm Nahiyesi, nakışçılığın yaygın olarak yapıldığı bir yer olmasından dolayı "Nakışçılar Nahiyesi" olarak adlandırılıyor. Üzüm Nahiyesi başkanı ve Nakışçılar Derneği Başkan Yardımcısı Ablimit Nizam, bu konuda şu bilgileri verdi:
"Turfan Belediyesi, geçen yıl Üzüm Nahiyesi Nakışçılar Derneği'ni kurdu. Belediye tarafından sağlanan finansmanla nahiyemize bağlı Bagri köyünde Üzüm Nahiyesi El Sanatları Sergi Merkezi oluşturuldu. Şu anda, derneğimizin 1241 kadın üyesi var. Onların ürettikleri nakışların yıllık satış cirosu 800 bin yuanı buluyor."
Üzüm Nahiyesi'nde yaşayan nakışçı Ayşemgül İbrahim'in 12 Hayvan Burcu işlenmiş nakış eseri, Çin'de yaşayan Hanların kültürel özelliklerini yansıtıyor. Ayşemgül İbrahim, eseri hakkında şunları anlattı:
"Buraya gelen yabancı turistlerin sayısı her geçen gün artıyor. 12 Hayvan Burcu, Han kültürünün bir parçasıdır. Uygur nakışçılığıyla 12 Burcu işleyerek Çin ulusunun seçkin kültürünü ve etnik gruplar arasındaki kaynaşmayı göstermek istedim. Çünkü Hanlar ve Uygurlar, Çin ulusunun birer parçasıdır."
Ayşemgül İbrahim'in anlattığı gibi nakışçılık, Çin'de yaşayan Hanlar ile diğer etnik gruplar arasındaki kültürel kaynaşmaya da vesile oldu. Xinjiang'da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan ve Çin'in milattan önceki İlkbahar-Sonbahar ve Savaşan Devletler dönemine ait bir ipekli nakış eşya, bu kaynaşmanın bir kanıtıdır. Aslında Xinjiang, tarih boyunda yalnızca Çin'deki farklı etnik gruplar arasındaki kaynaşmaya değil, Doğu ile Batı kültürleri arasındaki kaynaşmaya da ev sahipliği yaptı. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Müzesi arkeologlarından Wang Bo, buna ilişkin olarak şunları söyledi:
"Xinjiang'da gerçekleştirilen arkeolojik kazılar sonucunda Çin ile antik Roma ve Yunan özelliklerini taşıyan nakış eşyaları bulundu. Bunların bir kısmı, tarih içerisinde Çin ile Batı arasında gerçekleştirilen ticaret yoluyla Xinjiang'a getirilmişti, bir kısmı da bu kültürel değişim sürecinde önemli yeri olan zanaatkarlar tarafından Xinjiang'da üretilmişti."
Üzüm Nahiyesi'nde yüzlerce yıldır nakışçılık geleneği sürüyor. Buradaki kız çocukların hepsi, nakış yapmayı bilir. 46 yaşındaki nakış ustası Gül Ayselihan, nahiyedeki nakış geleneği hakkında şunları kaydetti:
"Ailemizde beş nesildir nakış yapılıyor. Ben 27 yıldır nakışçılıkla uğraşıyorum. Annemden öğrendiğim nakış becerisini kızıma ve gelinime öğrettim. Nakış çeşitlerimiz 35'i buldu."
Üzüm Nahiyesi'nde yaşayan köylü kadınların ellerinden çıkan nakış eşyaları, yörenin özgün özelliklerini taşıyor. Kırmızı, yeşil, mavi ve siyah renklerin hakim olduğu nakış eşyalarının başlıca motifleri arasında üzüm, nar çiçeği ve develerin yanı sıra doğal manzaralar da var. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Müzesi arkeologlarından Wang Bo, Üzüm Nahiyesi'nde üretilen nakış eşyalarının özelliklerinden söz ederken şöyle konuştu:
"Xinjiang'daki nakışçılık ile Çin'in orta kesimlerindeki nakışçılık arasında epey farklılık var. Buradaki nakış eşyalarında daha çok bitki ve çiçekler, özellikle de üzüm ve nar çiçeği motifleri işleniyor. Tabi tamamen elle yapıldığı için genel özelliklerin yanı sıra, her eşya özgün özellikler de taşıyor."