Kimsesiz çocukları öz çocukları gibi büyüten Uygur çift

    2008-06-25 14:56:42                cri

   

    Xinjiang'ın Qinghe ilçesinde yaşayan yediden yetmişe herkes, 75 yaşındaki Abibo ve 70 yaşındaki Anipa çiftini tanır. Çünkü bu Uygur çiftinin 19 çocuğundan 10'u öz çocukları değil, evlat edindikleri kimsesiz çocuklardır. Yaklaşık 30 yıldır bu Uygur çift, evlat edindikleri 10 Uygur, Han, Hui ve Kazak çocuğu öz çocukları gibi büyüttü.

    Anipa çok küçük yaşlarından annesini ve babasını kaybettiği için bu çift, kimsesiz çocuklara her zaman ayrı bir sevgiyle yaklaşır.

    1970'li yılların başlarında Abibo ve Anipa'yla komşu bir Kazak ailesinde anne ve babanın ardı ardına ölmesi üzerine üç çocuk, kimsesiz kaldı. Bunların en büyüğü 16, en küçüğü ise daha 6 yaşındaydı. Bunu gören Anipa, kocasına "Bu üç çocuk kimsesiz, sokaklarda dilencilik yapmaktan başka çareleri yok. Onların geleceğinden endişeliyim." dedi, Abibo da "O zaman onları evimize alalım, büyütelim" diye cevap verdi. Böylece bu üç çocuk, onların çocukları oldu.

    1974 yılında Anipa ve Abibo'nun evine bir dilenci çocuk geldi. O zaman 11 yaşında olan Wang Shuzhen adlı bu Hui kız, daha sonra bu ailenin bir üyesi oldu. Wang, ilk tanışmalarını şöyle anlattı:

    "O zaman her tarafım perişandı. Annem beni görünce bana 'Gel, seni bir yıkayayım' dedi. Uzun zamandır sıcak banyo yapmamıştım. Sevinçten ağladım. Banyodan sonra annem, bana bir de makarna yedirdi."

    Abibo ve Anipa çifti, bütün çocukları büyütmek için büyük fedakarlıklarda bulundu, zor günler geçirdi. Wang Shuzhen, annesi hakkında şunları anlattı:

    "Annem eskiden bir şirkette çalışırdı. Ancak bizlerle daha yakından ilgilenebilmek için işinden ayrıldı, sabahtan akşama kadar evde yalnızca bizlerle uğraştı."

    Çocuk sayısı arttıkça, evin maddi sıkıntısı da artıyordu. Abibo, bu sorunu aşarak ailesini geçindirmek için her gün işten çıktıktan sonra ek işler yaparak, mümkün olduğu kadar fazla para kazanmaya çalıştı. Evlerinde bir de inek de beslediler ve süt satarak çocuklara gündelik eşyalar aldılar.

    Abibo ve Anipa'nın evlerinin, o zaman duvarları kerpiç olan dört odası vardı. Koşullar zor olmasına rağmen ailede her zaman neşe vardı. Aileye sonradan katılan kimsesiz çocuk Rezvangül, bu konuda şunları söyledi:

    "Etnik kökenlerimizin farklı olmasına rağmen bütün kardeşler, birbirimizi çok severiz. Her gün beraber okula gider, beraber yemek yer, beraber ders çalışır, beraber oynardık. Ev işlerinde de annemize ve babamıza yardım ederdik."

    Abibo ve Anipa çifti, bugün çok mutlu bir yaşam sürdürüyor. Eski kerpiç evin yerini geniş çimento ev alırken, ailenin 19 çocuğunun hepsi evlenerek kendi yuvalarını kurdu. Ancak hiç biri, anne babalarını unutmadı, vakit buldukça onları ziyarete geliyorlar. Özellikle bayramlarda çocuklar, çocuklarıyla birlikte anne babalarını ziyarete geldiklerinde evdeki neşe doruğa çıkıyor.

    Abibo, bugünkü mutluluğunu şöyle dile getirdi:

    "Büyük ailemiz bir araya geldiğinde duyduğum mutluluğun sözle tarif edilmesi zor. Onları görünce kendimi hala genç gibi görürüm."

    Bir anne olarak çocuklarla bir arada olabilmenin ve onların neşeli şarkılarını dinlemenin kendisi için en büyük mutluluk olduğunu söyleyen Anipa şunları kaydetti:

    "Çocuklar, nereye giderlerse gitsinler, her zaman çocuklarımdır. Onları her zaman düşünüyorum, onlar da beni. Bu, bir anne için yeterli."

© Copyright by www.cri.cn, 2007