Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki nüfusun büyük çoğunluğunu farklı etnik gruplara mensup köylü ve çobanlar oluşturuyor. Özellikle Xinjiang'ın güneyindeki Hotan ve Kaşgar gibi bölgelerde yoğun olan köylü nüfusun yaşam düzeyini daha hızlı biçimde yükseltmek için Xinjiang yönetimi, 2006 yılından itibaren, kırsal bölgelerdeki işgücü fazlasına ülkenin gelişmişlik düzeyi yüksek olan büyük ve orta büyüklükteki şehirlerde iş bulmaya başladı. Bu uygulama kapsamında çok sayıda Xinjianglı, bölge yönetiminin organizasyonu altında ülkenin çeşitli şehirlerinde işçi oldu. Gelirlerinin artmasıyla birlikte, bu kişilerin giyim kuşamından düşüncelerine kadar büyük değişiklikler oldu.
Burgahan İsmail, Hotan'dan ülkenin büyük şehirlerine giderek işçi olan ilk grup köylüden biri. Memleketinden uzak bir yerde çalışmanın yaşamına önemli değişiklikler getirdiğini söyleyen Burgahan İsmail, şunları anlattı:
"Memleketimdeki tarlalar çok sınırlı. Bu nedenle, memleketin dışında bir yerde iş bulmayı uzun süre istemiştim. İlk olarak 2002'de hemşehrilerimle birlikte Xinjiang'ın kuzeyine giderek pamuk topladık. Bir ay süren bu iş sayesinde epey bir kazancım oldu. Bu başlangıçtan sonra daha uzaklara gitmeye başladım ve gelirim de sürekli arttı. Toprak, yaşamımızın temelidir. Ancak ekincilik dışında yaşamımızı daha da güzelleştirebilecek yöntemlerin de var olduğunu, bu deneyimim sayesinde gördüm."
Geçen 27 Mart günü Xinjiang'ın Kaşgar bölgesine bağlı Sufu İlçesi'nde coşkulu bir kalabalık görüldü. Bir aydan fazla süren Çince konuşma kursundan sonra ülkenin başka şehirlerinde çalışmak için yola çıkmak üzere olan 50 çift, kilometrelerce öteden eşek arabası veya motosikletle gelen yakınları tarafından yolcu edildi. Kızını ve damadını yolcu etmeye gelen yaşlı bir Uygur Yusuf Süleyman, şunları söyledi:
"Geçen Kasım ayında bir akrabamızın oğlu Tianjin şehrine gidip çalışmaya başlamıştı. Nahiye yönetimi tarafından internet üzerinden düzenlenen görüntülü görüşmelerde oradaki yaşam koşulunun çok iyi olduğunu görünce, kızıma ve damadıma da hükümetin bu organizasyonuna katılmalarını tavsiye ettim. Onlarda bu tavsiyemi seve seve kabul etti."
Xinjiang'ın güney kesiminde yaşayan başta Uygurlar olmak üzere çeşitli etnik gruplardan vatandaşların kendi topraklarından ayrı kalmama geleneği var. Ancak bu gelenek, insanların görüş ufkunun giderek genişlemesiyle adım adım değişti. Her geçen gün daha fazla Xinjianglı genç, ülkenin başka yerlerine giderek yeni bir gelecek yaratmak istiyor. Büyükleri ise, çocuklarının gönderdikleri video kayıtlarında yaşamlarının sevindirici olduğunu görünce geleneksel düşüncelerini yavaş yavaş değiştirmeye başladı. Emin Esen adlı yaşlı bir Uygur, şöyle konuştu:
"Eskiden tarlalarda yetiştirdiklerimizle karnımızı doyurmakla yetinirdik. Ancak ülkenin başka bölgelerindeki gelişmişlik düzeyine tanık olduktan sonra, ekincilikten başka gelirimizi büyük ölçüde artırabilecek yollar bulunduğunu anladım. Şimdiki düşüncemle baktığımda, her şeyi zamana bırakma şeklindeki eski düşüncemizin aslında çok şey kaybettirdiğini görüyorum."
Zamanı daha fazla bilgi ve beceri elde etmek için harcayarak meslek sahibi olmak, bugün Xinjianglı genç köylülerin genel düşüncesi haline geldi. Çeşitli kademelerdeki yerel yönetimler de boş kalan gençlerin belirli bir beceriye sahip olup yaşamlarını kendi elleriyle düzeltmelerine yardımcı olmak için değişik biçimlerde eğitim kursları düzenliyor. Bugün Xinjiang'ın güneyindeki Kaşgar, Hotan ve Kızılsu bölgelerinden ülkenin çeşitli şehirlerine giden gençlerin sayısı her geçen gün artıyor. Değişik sorunların üstesinden gelerek, işlerinde çok başarılı performans sergileyen bu gençler hayatlarından, anne babaları da onlardan memnun.
Bu arada, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi yönetiminin önümüzdeki 3-5 yılda örgütlü işgücü transferi projesiyle meslek ve beceri eğitimi projesini var güçle uygulamayı planlıyor. Bu iki projenin daha fazla Xinjianglı köylünün memleketlerinden çıkarak ülkenin başka şehirlerine gitmesini, dolayısıyla ailelerinin gelir ve yaşam düzeyinin yükseltilmesini sağlaması bekleniyor.