Xinjianglı çocuk yıldız Arafat

    2008-04-30 16:23:24                cri

   

    Türkiye'nin Beijing Büyükelçiliği'nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda özel bir davetli vardı, bu davetli Xinjiang'da doğup büyüyen Uygur çocuk Arafat'tı. Resepsiyonda harika bir gösteri sunan Arafat, "Selam" ve "Yerküre" adlı Uygurca şarkılarla, "Sen Benim Gülümsün" adlı Çince şarkıyı seslendirerek yoğun alkış topladı.

    Frak giyen Arafat, müzik başladığında günlük yaşamındaki çekingenliğini tümüyle üzerinden atarak şarkılara daldı. Zaman zaman izleyicileri kendisiyle birlikte dans etmeye davet eden Arafat, sık sık güzel pozlar vererek yetişkinleri aratmayacak kadar olgun bir sahne performansı gösterdi.

    Aralık 1998'de Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de dünyaya gelen Arafat, ismini ilk kez 2004'te katıldığı bir televizyon programında tüm ülkeye duyurdu. Arafat, o yıl Çin Merkezi Televizyonu CCTV'nin çok izlenen eğlence programı "Olağanüstü 6+1"e katılarak "Olağanüstü Yıldız" ödülünü aldı. O günden bu yana çeşitli yarışmalarda çok sayıda ödül kazanan Arafat, ülkenin en sevilen çocuk sanatçılarının başında geliyor. 2006'da CCTV'nin Bahar Bayramı Sanat Gecesi'nde gösteri sunan Arafat, halen iki büyük plak şirketinin sözleşmeli şarkıcısı durumunda.

    Arafat'ın ünlü olmasını doğup büyüdüğü Xinjiang'daki insanların sıcakkanlılığına ve sanata yatkınlığına borçlu olduğunu belirten annesi Reşidan, Arafat'ın müzik yeteneğinin doğuştan geldiğini söyleyerek şunları anlattı:

    "Arafat, müzik yeteneğini daha beş aylık bebekken göstermeye başladı. O zaman evde müzik çalındığında, o da mırıldanır, müzik kesildiğinde ise hemen ağlardı. İki yaşına geldiğinde oğlum, televizyondaki şarkı ve dans gösterilerini taklit etmeye başladı. Özellikle Uygur dansları ve Rap müziğine ilgi duyardı. Müziğe olan yatkınlığını gördükten sonra onu bir şarkıcı olarak yetiştirmeye karar verdik."

    Arafat'ın sanat yolculuğundaki en büyük yardımcısı, babası Arslan oldu. Xinjiang Televizyonu'nun sanat programlarında yapımcı olan Arslan, Arafat'a Uygur danslarının yanı sıra, sokak dansı ve Rock'n Roll gibi modern dansları da öğretti. Arafat, bu sayede farklı dansların özelliklerini bir arada toplayan özgün bir üsluba sahip oldu.

    Arafat'ın annesi Reşidan ise, oğluna çalışkanlık ve hayat sevgisini öğretmeye daima büyük özen gösterdi. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Halk Hastanesi'nde hemşire olan Reşidan, Xinjiang'ın güneyindeki yoksul bir çiftlikte büyüdü. Oğluna sık sık çiftçilerin çalışkanlığını anlatan Reşidan, zaman zaman oğlunu memleketine götürerek, emeğin değerini tanımasına imkan sağladı. Böylece Arafat, yardımsever ve yaşamın değerini yaşıtlarından çok daha iyi bilen bir çocuk oldu. Reşidan, şöyle bir olay anlattı:

    "Bir defasında, başka bir şehirde gösteri yapmak üzere tren yolculuğuna çıkmıştık. Sabaha karşı beş sularında hoparlörden trende bir kadının doğum yapacağı, acil doktora ihtiyaç duyulduğu anonsu yapıldı. O sıralarda uykuya dalmıştım. Anonsu duyan Arafat, bana 'Anne, kalk. Doktor istiyorlar. Sen onlara yardım et.' diye bağırarak beni uyandırdı. Çünkü beni hep doktor sanırdı. Bunun üzerine hemen koştum ve doğum yapan kadını ölümden kurtardım. İşler bitince oğlumu kucağıma aldım. Çünkü şiddetli kanama geçiren o kadını aslında oğlum kurtarmıştı."

    Hem annesi Reşidan, hem de babası Arslan büyük fedakarlık göstererek Arafat'ın geleceği için işlerini bıraktılar ve ailece Beijing'e yerleştiler. Sahnelerde giderek parlayan bir yıldız olan Arafat, annesi ve babasının gözünde halen bir çocuk. Nereye giderse gitsinler, Reşidan Hanım'ın çantası her zaman Arafat'ın oyuncaklarıyla dolu. Aynı zamanda Reşidan ve Arslan, Arafat'ın öğrenimini de hiç bir zaman ihmal etmediler. Reşidan, bu konuda şunları anlattı:

    "Bir çocuk için en önemli olanının öğrenim olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle ona özel bir ders programı hazırladık, okulun yanı sıra evimize iki öğretmen çağırarak, ona İngilizce, matematik ve edebiyat dersleri veriyoruz. Bu sayede Arafat, sınıfında ilk 10'da yer alıyor."

    Gösterinin sonunda Arafat, ter içinde annesinin yanına geldi. Sahnede olgun bir sanatçı gibi davranan Arafat, annesinin yanında sakin ve çekingen bir çocuk oldu. Arafat, büyüyünce ne yapmak istediği sorusuna şu yanıtı verdi:

    "Ünlü bir film yıldızı olmak istiyorum. Jackie Chen gibi."

    Bu yanıt üzerine annesi Reşidan, Arafat'ın Beijing Olimpiyat Oyunları'nın maskotunun tanıtımı için düzenlenen sanat gecesinde ünlü kungfu filmi yıldızı Jackie Chen'le birlikte "Merhaba Beijing" adlı şarkıyı seslendirdiğini, şarkı söylerken Jackie Chen'le "Taiji" oynayarak herkesi güldürdüğünü anlattı.

© Copyright by www.cri.cn, 2007