Edindiğim bilgilere göre, Beijing'de, İstanbul'dakinin 3 katı kadar taksi varmış. Sayı olarak bilmiyorum, ama birçok zaman yüzlerce metre uzunluğunda ard arda park etmiş müşteri bekleyen taksileri görebilirsiniz. Veya eğer tam iş çıkış saatinde bir ara sokakta olmanız gibi istisnai bir durum söz konusu değilse, en fazla 1-2 dakika bekleyerek bir taksi bulmanız mümkün olur. Bunun dışında eğer büyük bir sitede, veya Çincede xiao qu denen, bizim dilimizde tam karşılığı olmayan, mahalle – site arası bir yerleşim bölgesinde oturuyorsanız, genellikle o sitede oturanların şoförlüğünü yaptığı korsan taksilere sıkça rastlayabilirsiniz. Rengi genelde siyah olan ama farklı da olabilen, bazılarında kırmızı küçük bir ışıkla chuzu yani kiralık, veya kongche yani boş araç şeklinde yazı olan, bazılarının ise onlar sizin taksi beklediğinizi anlayıp yanınızda durup size nereye gittiğinizi sorana kadar aslında taksi olduğunu anlayamayacağınız normal arabalardır bunlar. Gideceğiniz yeri tarif edersiniz, önceden fiyat belirlersiniz, pazarlığınızı yaparsınız, sonra inerken pazarlıkta anlaştığınız parayı ödersiniz. Beijing'de korsan taksiye bindiğinizde normal taksilerden bir konuda avantajlısınız. Şöyle açıklayayım, Beijing'de bir taksiye bindiğiniz zaman, normal tarife 10 yuanden açılır. İlk 3 km içinde kontör atmaz, yani binip 100 m. ilerde de inseniz, 3 km ilerdeki bir yere de gitseniz ücret aynıdır. Fakat eğer trafik varsa, aracın hızı saatte 20 km'nin altındaysa, o zaman mesafe sayacı değil zaman sayacı işlemeye başlar. Beklediğiniz veya çok yavaş işleyen trafik nedeniyle çok yavaş gittiğiniz ilk 10 dakika içinde kontör atmaz, fakat 10 dakikayı doldurduktan sonra her 3 dakikada bir yuan artmaya başlar ki gideceğiniz yer uzaksa ve trafik varsa bu sizin kâbusunuz olur. Ben bu şekilde, yurduma olan uzaklığı 4.8 km. olan ve boş bir yolda 10-15 dakikada gidilip 13 ya da 14 yuan tutacak olan bir yere, iş çıkış saati ve yağan yoğun yağmur nedeniyle tam anlamıyla tıkanan trafikte 55 dakikada varıp 29 yuan verdiğimi hatırlıyorum. İşte korsan taksiyle gittiğiniz zaman, herhangi bir sayaç olmadığı için bu korkunuz olmuyor. Veya normal takside, diyelim ki normal olarak gideceğiniz yol tıkalıysa, geri dönüp başka bir yerden gitmeniz gerekirse ve mesafe uzarsa doğal olarak ödeyeceğiniz ücret de artıyor. Veya gideceğiniz mesafe çok uzaksa, 20 km.'yi geçtikten sonra sayacın artış hızı %30 artar. Korsan takside bu dertleriniz de yok. Çok yoğun trafik de olsa, yol kapalı olup çok uzaklardan dolaşıp gitmeniz de gerekse, gideceğiniz yeri önceden söyleyip fiyatı da peşin olarak belirlediğiniz için herhangi bir kaybınız olmuyor. Ama şöyle bir dezavantajınız da olabilir. Normal taksiler, indiğiniz zaman size fatura verir. Bu faturada aracın numarası, plakası, vb. bilgiler bulunur. Örneğin aracın içinde telefonunuzu düşürür ya da bagajda bir şey unutursanız, o faturayı herhangi bir taksi durağına götürerek o aracı ve o kişiyi bulabilir ve unuttuğunuz eşyayı geri alabilirsiniz, fakat bindiğiniz eğer korsan taksiyse, üstüne bir bardak soğuk su içmekten başka yapabileceğiniz bir şey yoktur. Bunun dışında normal takside benim çok işime yarayan bir başka şey de, her takside torpidonun üzerinde, o taksinin kayıt numarası bile birlikte, ait olduğu durağın ya da firmanın ve de sürücünün adı yazıyor olması. Ben her taksiye bindiğim zaman ilk olarak bu iki ismi okumaya çalışırım. Eğer tanımadığım bir karakter varsa, tanıdıklarımı söyleyip taksi şoförüne tanımadığımı sorarım, okunuşunu öğrenirim. Sonra cep telefonumda söz konusu karakteri yazarım, ve şoförün ismini, bildiğim ve yeni öğrendiğim karakterlerle birlikte kaydederim. Bu şekilde çok güzel karakter öğreniliyor, çok rahat akılda kalıyor, çünkü ilk olarak öğrenmeniz gereken karakter sayısı çok fazla değil, isimler normalde en fazla 3 karakterden oluşuyor, hiçbirini bilmiyorsam bile öğrenmem gereken toplam 3 karakter var. Bunun dışında, karşınızdaki kişiye ismiyle hitap etmek çok zevkli olduğu için, o anda onu daha rahat algılıyorsunuz ve gittiğiniz yol boyunca sürekli gözünüzün önünde olup farkında bile olmadan defalarca baktığınız için, karakterin şekli de aklınızda kalıyor. Ben bu şekilde birçok isim, kelime öğrendim. Bunun dışında, bazı taksi şoförleri, benim Çince bildiğimi görünce, karakteri sorduğum zaman bana açıklamasını da yapıyor; "şu kelimedeki şu karakter, anlamı şu, şöyle kullanılır" gibi kısa bir açıklama gelince, o karakteri bir daha unutmanız pek kolay değil. Tabi bazı zamanlar karakteri de bilmiyor oluyorum, söylediği kelimeyi de bilmiyor oluyorum, yaptığı açıklamada verdiği örnekleri de anlamıyorum, biraz moralim bozuluyor ama yine de bu durum çok sık rastladığım bir durum değil genelde. Bunun yanı sıra, şoföre bildiğiniz karakteri söylediğiniz zaman, sizin biraz Çinceniz olduğunu anlayarak sizinle sohbete başlıyor genelde. Kimisi sadece nereli olduğumu sorup sussa da, bazıları çocukluğuma kadar iniyor, farklı bir bölgeden gelen ve farklı diksiyonu olan biriyle, en az istediğiniz kadar, bazen çok daha uzun süre sohbet etme şansını da bu şekilde elde etmiş oluyorsunuz.
Bir de Çincenin söyleniş zorluğuyla ilgili bir örnek vereyim hazır taksilerden bahsederken. Bir taksiye binmiştim ve büyük, ünlü bir otele gidecektim birisiyle buluşmak için. Otelin adı hua(2) du(1) otel. Özel isim tamam, ama Çin'deyseniz, otel, restoran, park gibi, söylediğinizde bütün Avrupa'daki herkesin anlayacağı şeylerin de Çincesini söylemeniz gerekiyor, "hua du hotel" deyince olmuyor. Ben de, dikkatsizlik o ya, otel anlamına gelen jiu(3) dian(4) yerinde, jiu(3) dian(3) demişim. Adam anlamadı. Tekrar ettim, yine anlamadı. Tabi ben "otel" kelimesini yanlış söylediğimin farkında değilim, otelin adını farklı tonlarla tekrar ediyorum yanlış söylediğimi düşünüp doğrusunu yakalamak için ama nafile. Şaşırdım da, büyük, ünlü bir otel Huadu otel, şoförün bilmemesi tuhaftı. En sonunda oteli aradım, resepsiyondaki görevliyi şoförle konuşturdum, şoför 2-3 saniyede "tamam anladım" deyip kapattı, sonra da bana tekrar etti "hua du jiu dian". Dedim ki "ben de aynısını söyledim, niye anlamadın?". Böyle deyince adam bana yanlışımı söyledi, "sen jiu(3) dian(4) değil, jiu(3) dian(3) dedin" dedi. Tabi o öyle deyince ben hatamı anladım. Jiu(3) dian(3) demek "saat dokuz" demek. Jiu(3) dian(4) demek ise otel demek. Otelin adını doğru söylemiş olmama rağmen, "otel" yerine "saat dokuz" deyince anlamadı tabi ki. Ben hatamı düzelttim, o zamandan sonra da o kelimeyi bir daha yanlış söylemedim. Taksilerde gideceğiniz yerin adını söylerken dikkat etmelisiniz, en kötü olasılıkla sizi yanlış yere götürür, biraz daha iyi bir olasılıkla da anlamaz, tekrar tekrar söylersiniz yine anlamaz, sizin de moraliniz bozulur benim gibi. Ya da sizin nasıl gidileceğini bilmediğinizi düşünüp sizi biraz dolandırıp ücreti yükseltebilir. Bunlara dikkat etmelisiniz.
Evet taksilerden bu kadar bahsetmek sanırım yeterli. Şimdi gelelim motosiklete. Motosiklet Beijing'deki en belalı ulaşım aracı. Neden bilmiyorum, kuralın derinine inerseniz, Beijing'de motosiklet yasak, ama artık bu yasak küllenmiş, fakat kalıntıları da problem yaratmaya yetiyor. İlk olarak, eğer 50 cc'lik küçücük bir motosiklet bile söz konusuysa, eğer plakanız yoksa, polis gördüğü yerde durdurup motorunuza el koyuyor. Eğer polise yakalanmamayı başarırsanız da, birçok benzin istasyonu plakasız motorlara benzin vermiyor, elinize boş bir bidon alıp, benzincide doldurup sonra motorunuzun deposuna bidondan kendiniz boşaltmak zorundasınız. "bu kadar zahmete ve riske ne gerek var, alırım bir plaka" diyorsanız, üç farklı seçeneğiniz var. İlk seçeneğiniz, Beijing'in içinde bulunduğu eyalet olan Hebei'e ait plaka. Beijing şehri Hebei eyaletinin içinde bulunuyor fakat, eyalete değil doğrudan merkezi yönetime bağlı bir şehir o yüzden Hebei'deki kurallar aslında tam olarak geçerli değil, yani Hebei bölgesinin her yerinde yasal olan şeyler Beijing il sınırları içinde yasal değil. Bu yüzden de Hebei plakanız varsa, Beijing şehrinde 4. ringin içine, yani gerçek anlamda şehir merkezine giremiyorsunuz. Üstelik 50 cc'lik bir motoru 1500 yuane almanız mümkünken, Hebei plakaya 500 yuan verdiğiniz halde. Eğer "motorum var ama şehir merkezine girememek olmaz" derseniz, o zaman Jing plaka almanız gerek, bunun da az yasal olanı Jing-B 1200, tam yasal olanı Jing-A ise tamı tamına 12 bin yuan. Yani motora verdiğiniz paranın 2-3 katını, aldığınız motor küçük ve ucuzsa belki 5-6 katını plakaya vermeniz söz konusu. Bütün bu parayı gözden çıkardınız ve Jing-A plaka almaya karar verdiniz, onu da, Beijing'in dışından gelmiş olan bir motora takamıyorsunuz. Onu da kabul ettiniz, her şeyiyle Beijing iline ait bir motor aldınız, binlerce yuan verip en yasal plakayı da taktınız diyelim, onun da ruhsatını kendi üzerinize yaptıramıyorsunuz, çünkü motor sahibi olmanız yasak! Ruhsat her zaman size motoru satan firma ya da mağazanın üzerine olmak zorunda, yani firmanın patronu gelip "bu kişi benim motorumu çaldı, bak ruhsatta benim adım yazıyor" dese yapabileceğiniz hiçbir şey yok! O kadar zahmet çekerek ve para harcayarak aldığınız motoru ve plakayı kaybetmek bir yana, hırsızlıktan ceza yemeniz de söz konusu. Tabi firmaların böyle bir şey yapacaklarını sanmıyorum, ama kural temelinde baktığınız zaman durum aynen bu. Bütün riskleri göze alıp, ya da dünya kadar para harcayıp her şeyi yasal hale getirdiniz diyelim, bu kez de motorla otobana çıkamıyorsunuz! Özellikle benim gibi şehrin biraz dışında oturup, şehre gelmek için otoban güzergahını kullanmak zorundaysanız ve otobana giremediğiniz için otobanın yan yolundan gitmek durumundaysanız, diğer şehirlerden gelip Bejing'i transit geçen onlarca, günün saatine göre belki yüzlerce kamyonun arasında, yoğun trafikte ve dumandan boğularak gitmek zorunda kalıyorsunuz. Bütün bunlara değer mi, orası izafidir, sizin yorumlarınıza bırakıyorum. Motosikletle ilgili konuyu da burada bitirelim.
Diğer ulaşım araçlarına yine vaktimiz kalmadı, onlardan da bir sonraki programımızda bahsedelim. Çincesini öğreneceğimiz bugün kullandığımız kelimelerle programımızı bitirelim. Otel demek için Çincede üç yolumuz var. Birincisi, program bahsettiğimiz jiu(3) dian(4). Diğeri fan(4) dian(4). Diğeri de bin(1) guan(3). Bahsettiğimiz site – mahalle arası yerleşim biriminin Çince adı xiao(3) qu(1). Xiao küçük demek, qu ise alan, semt demek. Taksi demek Çincede biraz uzun, chu(1) zu(1) qi(4) che(1). Chuzu kiralık anlamına geliyor, qiche ise araç, kiralık araç, yeni taksi şeklinde söyleniyor. Motosiklet demek için de mo(2) tuo(1) che(1).