Müjde! Beijing'in gölleri, kanalları dondu... Beijing şehrinde uzunlu kısalı pek çok su kanalı bulunuyor. Bunların bazıları birbiriyle bağlantılı, bazılarıysa şehirdeki irili ufaklı göllere kadar uzanıyor. Bu su kanallarında ve göllerde yaz aylarında kayıkla gezinti yapmak, kış aylarındaysa donmuş suyun üstünde kızakla ya da patenle kaymak veya yürüyüş yapmak çok sık tercih edilen etkinliklerdendir.
Evimin karşısında çok sık gittiğim bir mahalle parkı var. Parkın iki özelliğinden biri, tarihi bir geçmişe sahip olması; diğeriyse, parkın içinde, parkı ikiye bölen, boylu boyunca uzanmış yaklaşık üç yüz metre uzunluğunda bir su kanalının bulunması. Bu kanal, Ocak ayının ortalarında Beijing'deki ilk ciddi kar yağışının ardından tamamen dondu. Donmuş kanal suyunu eritmeye gücü yetmeyen kış güneşinin parlak ışıkları, buzun üstünde dans ederek semt sakinlerine sanki davetiye dağıtıyor. Geçenlerde bu davetiyelerden biri bana da ulaştı. Çok mutlu oldum. Davet büyük yerden, hemen değerlendirmeliyim. Kendimi evden attım, caddeyi geçtim, parka vardım. Şenlik başlamış bile... Çoluk cocuk, yaşlı genç, kaymayı bilen bilmeyen herkes orada... Buzun üstüne çıkmayalı çok uzun zaman olmuştu, çocuklar gibi mutluydum o an ben de. Bir yandan buzun üstünde kaymanın keyfini çıkarırken, bir yandan da buzun dayanıklılığını sınıyordum. Neden derseniz, paten kaymayı öğrendiğimde henüz ilkokulda öğrenciydim. O zamanlar Ankara'da buz pateni salonu sadece Kurtuluş parkının içinde vardı. Çok sonraları Bahçelievler'de bir buz pateni salonu daha hizmete girdi. İşte ben de, bu salonlarda paten kiralayarak düşe kalka kaymayı öğrendim. Kuşkusuz bu salonlarda paten yapmanın riski, halı sahada futbol oynarken aldığınız riske eşittir. Ama Beijing'deki doğal buz pistlerinin üstüne ilk defa çıktığımda, buzun kırılacağı duygusuna kapılmaktan kendimi alamadım. Buzun kırılma olasılığı yok denecek kadar az olsa da, bir ilki yaşamanın heyecanı ve tedirginliğiyle, elimde olmadan kendimi tehlikede hissetmiştim.
Houhai, Beijing şehrinin göbeğinde, Tian'anmen alanının kuzeyinde, ünlü Beihai parkının yanıbaşında turistlik bir yer. İlk defa geçen yıl Ekim aynın sonuna doğru Çinli arkadaşlarımla beraber gezdim orayı. O zaman henüz göl donmamıştı ama hava epey soğuktu. Gezintimiz karanlık çökene kadar sürmüştü. Karanlığa inat, her yer ışıl ışıl rengarenk bir görünüme bürünmüştü. Gölün etrafında yanyana sıralanmış bar ve restoranlardan göle yansıyan renkli ışıklar, içimizi ısıtmaya yetmişti.
Houhai ve çevresi Tian'anmen meydanına doğru sayısız Hutong'larla doludur. Hutong 'Eski Beijing'in dar sokaklarından oluşan yerleşimlerin genel adı. Çekçekleri kullanarak bu sokaklarda gezinti yapmak, eğlenceli olmasının yanısıra öğreticidir de. Houhai'da da sayısız çekçekçiye rastlamanız ve iyi bir pazarlıkla tüm o çevreyi kısa sürede gezmeniz mümkündür. Çinli arkadaşlarım bana, çekçekle yaptığımız gezintimiz sırasında, göl donduktan sonra paten kiralayarak ya da kendi patenimle gölün üstünde dilediğim kadar kayabileceğimi söylemişlerdi. O kış bu deneyimi yaşamayı çok istemiştim. Ama her ne olduysa, kışın tekrar oraya gitmeye bir türlü fırsat bulamamıştım. Böylece bir sonraki kışın gelmesini sabırla bekledim.
Beijing'de kış sert ve kuru geçer. Beijing'in rüzgarları kendisi kadar ünlüdür. Kuru soğuk rüzgarlı günlerde etkisini ikiye katlar. Bazı günler rüzgar öyle sert eser ki, tutunacak dal ararsınız. Kış kurak geçtiğinden, hava genelde açık olur. Geçen pazar günü de açık güneşli bir hava hakimdi şehre. O gün rüzgarın etkisi yok denecek kadar azdı. Bu güzel kış gününü, bir Çinli arkadaşımla birlikte, Houhai'da değerlendirmeye karar verdim. Oraya vardığımızda heyecan verici bir manzarayla karşılaştık. Gölün üstü insan kaynıyordu. Cıvıl cıvıl, capcanlı bir ortam. O kadar sıcak bir atmosfer ki, buzun nasıl olup da erimediğine şaşmak lazım! Hızlı adımlarla buzdan bembeyaz kesilmiş gölün kıyısına vardık. Her yaştan her milliyetten insan, kimisi patenle kimisi kızakla, buz üstünde kaymanın keyfini yaşıyordu. Bir süre onları izledik, izlerken coşkularını paylaştık. Tam o sırada, az ötemizde ilginç bir etkinliğe tanık olduk. Gölün yaklaşık 120metrekarelik bir alanında buzlar kırılmış ve açılan yerde mayolu iki orta yaşlı Çinli, bonelerini ve havuz gözlüklerini de takmış yüzüyorlardı, hem de sitilli... Biraz da onları izledikten sonra, paten kiralayacağımız yere doğru yöneldik.
Çin'de bir hizmetten yararlanmak için depozit ödemeniz gerekir. Yararlanacağınız hizmet sırasında kullanacağınız araca göre, depozit bedeli farklılık gösterir. Paten kiralamak için de doğal olarak bir depozit bedeli ödemelisiniz. Ama bana sorarsanız biraz yüksek bir bedel! Sınırsız paten yapmanın bedeli 20yuanken, paten depozit bedeli 200yuan. Üstümde fazla para taşımayı sevmem, ama o gün neyse ki üzerimde yeterli para vardı. Parayı hazırladım, patenlerimizi almak için ayak numaralarımızı görevliye söyledim. Görevli biraz aradıktan sonra, bana uygun numarada patenin kalmadığını söyledi. Öyle ilginç ki, istediğim numaranın bir üst ya da alt numarası da kalmamıştı. Anlaşılan o gün, koca ayaklıların paten yapma günüydü. Zararı yok, nasıl olsa kış hala devam ediyor. Bir sonraki hafta daha erken bir saatte tekrar gelmeyi kararlaştırarak oradan ayrıldık. Gölün etrafında gezip, fotoğraf çekmek de, en az paten yapmak kadar cazip. Gezerken çok sayıda çekçekçinin tur teklifiyle karşılaştık. Hiçbirinin teklifini kabul etmedik ama, en son teklifte bulunan çekçekçiden en yakın restoranın yerini öğrendik ve vakit kaybetmeden restoranın yolunu tuttuk.
Çekçeklere genellikle Hutong'ların olduğu yerlerde rastlarsınız. Bu araçlar, pedallı olabileceği gibi motorlu da olabiliyor. Eski Beijing'in ulaşım araçları olan çekçekler, günümüzde de azımsanmayacak kadar çok. Türkiye'de faytonlar kaybolmaya yüz tuttu ama çekçekler modernleşen Çin'de hala varlıklarını sürdürüyor.
Ben bu araçlara çekçek demeyi uygun buldum. Aslında çekçek, dört tekerlekli el arabasına verilen isim. Motorlu araçların henüz icat edilmediği zamanlarda yaygın kullanılan çekçeklere artık rastlamak pek mümkün değil. Benim çekçek demeyi tercih ettiğim bu araçların, Çince'de birden çok ismi var. Ben bu isimlerden en yaygın kullanılanı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu araçlara Çince'de yaygın olarak "Sanlunche" deniyor. Yani Türkçe'deki tam karşılığı : "Üç tekerlekli araç". Bu araçların giremeyeceği sokak yok denecek kadar az.
Çinlilerin en önemli geleneksel bayramı olan Bahar Bayramı, havayi fişeklerin adeta geceyi yırtan sesleri eşliğinde sürüyor. Yaklaşık iki hafta boyunca coşkuyla yaşanacak bayram, daha önce gezemediğim Hutong'ları, Sanlunche kullanarak gezmek için iyi bir fırsat olacak.
Gelecek programımızda tekrar buluşmak ümidiyle, hoşça kalın, sağlıcakla kalın...
Ulaş Özer