Bu hafta sizlere iki farklı konudan bahsetmek istiyorum. İlk olarak Çin'de Türkiye'den, daha doğrusu Pekin'de İstanbul'dan daha pahalı olan iki şeyi anlatıp, bu çerçeve içinde Çin'deki mevcut durumdan ve Çinlilerin eğlence kültüründen bahsedeceğim. İkinci olarak da benim de yeni öğrendiğim ve çok sevdiğim bir alışveriş yerini tanıtacağım.
Evet, İstanbul ve Pekin dedik. Daha önceki programlarımda birçok farklı alandan bahsetmiştim, giyecek fiyatları, ayakkabı fiyatları, yemek fiyatları… bunların hepsi, Türkiye ile kıyaslanınca çok ucuz. Fakat bunların tam tersine, para birimlerini birbirine çevirdiğiniz zaman Türkiye kadar, hatta belki Türkiye'den daha pahalı olan benim bildiğim ve gözlemlediğim iki şeyden bir tanesi ev fiyatları. Tabi bu tüm Çin için geçerli değil, sadece Pekin için geçerli. Pekin dışından, Çin'in güneyinden, örneğin Yunnan eyaletinden gelen bir arkadaşım, kendi memleketinde ev fiyatlarının, özellikle kiralarının çok düşük olduğunu söylüyordu. Ama Pekin'de öyle değil. Bunda sanırım olimpiyatların yaklaşıyor olmasının da çok büyük etkisi var. Olimpiyatların yaklaşmasıyla birlikte zaten Pekin'de her alanda büyük değişiklikler yaşanıyor. Beichen Donglu, yani olimpiyat stadının olduğu taraflarda Xiyu Shifu isminde çok güzel, canlı müzik ve dans gösterilerinin olduğu bir Uygur lokantası var örneğin. Orası bana çok yakın olmadığı için, ayrıca diğer birçok lokantaya, hatta birçok Uygur lokantasına göre bile oldukça pahalı olduğu için çok sık gittiğim bir yer değil. Esas olarak birisi Pekin'i gezmek istediğinde, ya da bir şeyi kutlamak, veya birçok arkadaş bir araya gelerek güzel bir yemek yemek istediğimiz zaman gittiğimiz bir yer. Son gidişimle iki önceki gidişim arasında yaklaşık 1.5 ay geçmişti. Son gidişimde ise şaşırdım kaldım, her zaman gittiğim yol kapalıydı. Lokantanın yerini biliyorum, ama oraya giden bildiğim bütün yollar kapanmış. İnşaat çalışması var, kazılmış, toz içinde yollar, kocaman kocaman oyuklar, bariyerler, tentelerle kapatılmış geniş alanlar. Şansızlığa bakın ki bindiğim taksici de yeri bilmiyormuş, ben de bütün yönlerden lokantaya gelen yolların hepsini bilmiyorum tabii, bildiğim birkaç tane yolun da hepsi kapalı. Uzun bir süre aradıktan sonra taksiden indim, indikten sonra, belki bisikletin bile giremeyeceği yerlerden yürüyerek yaklaşık 80-90 m. gittim ve lokantaya vardım, ama manzara sanki deprem olmuş gibiydi, lokantanın da lokanta olduğu, güzel bir mekan olduğu hiç belli değildi. Zaten lokantaya girdiğim zaman da şaşırdım, çünkü hem genel bir salonu, hem de küçük gruplar için özel odaları olan lokantada, bizimle birlikte belki 3-4 masa daha vardı, yani neredeyse boştu. 1.5 ayda şık bir lokantada, taksiyle lokantanın kapısının önüne kadar gelinmesine olanak tanıyan geniş yollarda böylesine büyük bir değişiklik görmek tabii ki insanı şaşırtıyor. İşte bu, olimiyatlar nedeniyle yaşanan ve yollarda bile görülen hızlı değişim, ev fiyatlarında da kendini gösteriyor ve fiyatlara da hızlı bir yükseliş olarak yansıyor. Şehrin merkezinde, çok lüks olmayan, normal konumda, 3 oda bir salon, 100-110 m²'lik bir evin satış fiyatı yaklaşık 300-350 ? (wan). Wan nedir, hemen açıklayayım, Çinlilerin sayı sistemi bizimkilerden farklı. Biz ve Avrupa ülkeleri, "on"un üsleri olarak saydığımızda, binden sonra on-bin, yüz-bin, sonra bin tane bin olduğu zaman milyon şeklinde grupluyoruz sayıları. Çinliler ise, on, yüz, binden sonra, bizim on bin dediğimiz rakama wan ismini veriyorlar. Ve rakamlar wan'ın katları olarak gidiyor. 10 wan, 100 wan, 1000 wan. On bin wan olduğunda, yani wan wan olduğunda da yeni bir isim alıyor. Yani on wan, bizden yüz bin, yüz wan ise bir milyona denk geliyor. 350 wan'lık bir evin fiyatı bu hesaba göre 3.5 milyon yuan, yani yaklaşık 480 bin dolar, yani yaklaşık 580-600 bin YTL'ye karşılık geliyor. Türkiye'de İstanbul'un güzel semtlerinde, Ulus'ta, Ortaköy sırtlarında, Bebek yamaçlarında ancak sıradan bir ev bu fiyattadır, Beşiktaş'ta, Mecidiyeköy'de, hele ki Anadolu yakasındaki güzel mekanlarda bile, örneğin bir Çengelköy'de, Küçükyalı'da, bunun belki yarı fiyatına aynı şekilde bir ev alabilirsiniz. Yani, olimpiyatlar Pekin'i hızla kalkındırırken, ayrıca hızla da pahalılaştırıyor. Benim ev sahibim de bu mantığa ayak uydurmuş çoktan. Ben kontratımı yaparken, olimpiyatlara daha 1 sene 3 ay vardı. Ben 1 senelik yaptım kontratı, eğer 2 senelik yapacak olsaydım, olimpiyatın başladığı ile bittiği zaman aralığı için farklı bir fiyat isteyecekti, bunu da açıkça söyledi. Yani 3 haftalık süre için, belki benim 3-4 ayda verdiğim kirayı isteyecekti. Belki daha da fazla.
Evet ev konusu böyle. Yine Pekin'de Türkiye'dekinden daha pahalı olan tek tük şeylerden bir tanesi de sinema bileti. Bunun nedenini, Çinlilerin sinemaya gitmek gibi yaygın bir kültürü olmamasına bağlıyorum ben. Yani olimpiyatlar ile ilgisi olduğunu zannetmiyorum, çünkü eskiden de pahalıydı, zaman geçtikçe de ev fiyatları gibi hızlı bir şekilde artmıyor. Çinlilerin eğlence kültürü arasında en yaygın olanı karaoke. Çok şık karaoke salonları var : 2-3 kişikten 30 kişiliğe, iki mikrofonlu olanlardan 15-20 mikrofonlu olanlara kadar. Birçok yerde tüm bina karaoke için ayrılmış. Birçok genç, akşam saat 8-9'da gidip, tüm geceyi karaoke salonunda şarkı söyleyerek geçiriyor. Çince ve İngilizce birçok şarkı kaydının bulunduğu büyük karaoke salonları ve neredeyse sinema perdesi büyüklüğündeki ekranlarda, bir taraftan şarkının klibi izleniyor, bir taraftan alt yazı şeklinde geçen sözlere bakılarak şarkı söyleniyor. Birçok karaoke salonunda, belli bir zamandan uzun süre için gittiğinizde, yemek ve içecek de ikram olarak veriliyor ve fiyatları başka yerlerle kıyaslanamayacak ölçüde uygun. Örneğin benim bir arkadaşla birlikte, yani iki kişi olarak gittiğim, 4-5 katlı bir karaoke binasında, açık büfe yemek, etler, salatalar, çok çeşitli soslar, şişler, türlü türlü pilavlar, yemeğin yanında kişi başına 1 şişe bira, ve 4 saat, klimalı küçük ama şık bir odada karaoke, kişi başına 39 yuan, yani 6.5 YTL. Bir restorana gitseniz, açık büfe o kadar farklı çeşit et yemeğine belki o parayı verirsiniz, biraya da 10 yuan verirsiniz, ama ne 4 saat oturabilirsiniz, ne de bağırarak ve eğlenerek şarkılar söyleyebilirsiniz. Evet Çinlilerin en popüler eğlence kültürleri bu olduğu için ve ister arkadaş grubu, ister sevgili olsun, bir araya gelindiğinde sinemaya gitmek gibi yaygın bir alışkanlık olmadığı için, sinema biletleri de pahalı. Ben şimdiye kadar iki defa sinemaya gittim, eğer matineye değil de suareye giderseniz zaten fiyat 2 katına çıkıyor, kişi başı 140 yuan, yani yaklaşık 23 YTL, matinede ise 65 yuan, yani 11 YTL civarı. Tabi böyle olunca, 65 yuan verip 1.5 saat film izleyip çıkmaktansa, 39 yuan verip 4 saat hem sınırsız yemek yiyip, hem bira içip, hem de şarkı söylemek daha mantıklı oluyor.
Evet fiyat analizlerimiz bu şeklide. Gelelim güzel bir alışveriş merkezine. Mekanımızın adı Tianyi. Metroya binip, ikinci hat üzerindeki Fuchengmen istasyonunda inip, çıktığınız yerde güney yönünde bir otobüse binip iki sonraki durak olan Fuwai Xikou durağında indiğiniz zaman vardığınız, yani ulaşımı oldukça kolay olan ve merkezi bir yerde bulunan bir alışveriş merkezi. Hatta alışveriş köyü de diyebiliriz. 3 kere gidip içinde toplam olarak 8-9 saat geçirmiş olmama rağmen tamamını gezemedim ve içini öğrenemedim. 3'er katlı iki bina ve tek katlı bir başka binanın hepsinin içinde farklı şeyler var. Ama sanırım içinde ne ararsanız olsa gerek. Farklı zamanlarda farklı arkadaşlarla gidip aldığımız ya da baktığımız şeylerden birkaç örnek vereyim : badminton raketi, tenis raketi, nemlendirme cihazı, gerçeği ile aynı özelliklere sahip, belli oranda küçültülmüş marka araç maketi, bot, ayakkabı, atkı, bere, hesap makinesi, kolye, küpe, çok ilginç, insan şeklinde yapılmış hoş bir masa lambası, etek, pantolon, cüzdan, çanta, oyuncak bebek, uzaktan kumandalı uçan helikopter vs vs. Saydıklarım, saymadıklarımın belki %10'u. Bir elektronik eşya mağazası değil, örneğin cep telefonu ya da sim kart görmedim. Ama eğer hediye almak istiyorsanız, ya da normal bir alışveriş yapmak istiyorsanız bence bir ziyaret etmelisiniz. Fakat gittiğiniz zaman benim düştüğüm hataya düşmeyin; bakın kısaca anlatayım : Çin'de alışveriş yaparken pazarlık edilmesi gerektiğini daha önceki programlarında söylemiştim, ama pazarlık edilen yerlerde normal olarak fiyat etiketi olmaz. Fiyatı sorarsınız, çok yüksek bir fiyat söyler, siz de çok düşük bir fiyat söylersiniz, eğer arada bir yerde buluşabilirseniz alırsınız, ama yok eğer onun söylediği en düşük fiyat ile sizin söylediğiniz en yüksek fiyat arasında çok büyük fark varsa o zaman vazgeçersiniz. Örneğin ben, yabancıların, özellikle de gençlerin alışveriş için, özellikle ülkelerine gidecekleri zaman yaklaştıkça hediyelik eşya almak için en çok gittikleri yerlerden biri olan Hongqiao mağazasından bir polar almıştım. Fiyat etiketi yoktu. Sordum, bana 900 yuan dedi. Güldüm, yürüdüm. Beni kolumdan geçti, "sen söyle" dedi. Ben de "10 yuan" dedim. Bu sefer kızdı, bana "ciddi ol" dedi, ben de "sen ciddi ol" dedim sertçe. "Tamam 500 olsun sana" dedi. Ben de "tamam 15 olsun" dedim. Ben böyle deyince beni pek kazıklayamayacağını anlamış olsa gerek, poların markasını, özelliklerini, modellerini anlatmaya başladı. Sonuçta 80'e aldım. Benden belki yarım saat sonra başka bir Türk arkadaş, aynı marka, aynı beden, sadece farklı renk bir poları, Hongqiao içindeki başka bir dükkandan 60 yuan'e aldı. Ona 500'den açıp 60'a vermişler, bana 900'den açıp 80'e vermişlerdi. Ancak dediğim gibi bunların üzerinde fiyat etiketi yok. Tianyi mağazamızda ise hemen hemen her şeyin üzerinde fiyat etiketi var. Çinli bir arkadaşla birlikte ayakkabı almak üzere girdiğimiz bir mağazada, beğendiğimiz ayakkabının üzerinde 238 yuan yazıyordu. Biraz indirmesini istediğimde 230'a indirdi. Ben de dedim ki sanırım pazarlık yapmayacak. Ama o ayakkabıya 230 yuan vermek niyetinde de değildik. Bana "ne kadar verirsin" dedi satıcı. Ben de 140 dedim. Bana "asla olmaz, en fazla 210 olur" filan derken arkadaş beni kolumdan çekti, çıkışa doğru götürdü. Sonra satıcı yetişti arkamızdan bizi çekmeye başladı. Geri döndük. 140'a razı oldu hemen. Ama arkadaş "ayakkabıyı o almayacak, ben alacağım, ona değil bana soracaksın" diyerek durumu toparladı, ben de yaptığım hatayı anladım. Sonra arkadaş 80 dedi. Satıcı yine asla olmaz filan derken, yine çıktık. Bu kez kadın 15-20 metre bizi çekerek peşimizden geldi, ve en sonunda 80'e aldık. Yani, Tianyi de olsa, İpek Çarşısı (Silk Market), Yashou ya da Hongqiao da olsa, iyi pazarlık yapmak gerek. Tabi bu önerim Pekin'de yaşayan dinleyicilerimiz için. Fakat Türkiye'den bizi dinleyen sevgili dinleyicilerimizin de aklında olsun, eğer Çin'e gelirseniz alışverişe çıktığınızda, Türkiye'de en az 200 YTL'ye alacağınız bir Diesel ayakkabıyı 500 Yuan'e, yani 85 YTL'ye bulmak size cazip gelebilir, "aaa ucuz, hemen alayım" şeklinde bir yanılgıya düşmeyin, iyi bir pazarlıkla o ayakkabıyı 80 yuan'e alma şansınız olacaktır.
Evet sevgili dinleyiciler, bu haftaki programımızın sonuna geldik. Çincesini öğreneceğimiz kelimelerle bu haftayı noktalayalım. Ayakkabı, xie(2) ya da xie(2) zi (5). Güzel, şirin : piao(4) liang(5). Bahsettiğimiz yerin adı, tian(1) yi(4) shang(1) cheng(2). Shangcheng, market anlamına geliyor. Çinlilerin en önemli bayramı, ay takvimine göre yılbaşı, ve bahar bayramı : chun(1) jie(2). Kutlu olsun demek için de kuai(4) le(4). Yani chunjie kuaile.
Bir sonraki programımız, chunjie'ye, yani yılbaşına denk geliyor. Şimdiden herkesin ay takvimindeki yeni yılını kutluyorum. Sevgiyle kalın.