Çin'in büyük şehirlerinde günün ilk ışıkları ile parkları dolduran emekliler, müzik eşliğinde dans ve jimnastik yaparak hangi yaşta olurlarsa olsunlar yaşama sıkı sıkıya sarıldıklarını göstermek isterler.
Parkın geniş bir bölümünde ise ağır hareketlerle, bir nevi gölge boksu yapan insanlar dikkat çeker. Tai chi denilen bu spor esas olarak sağlık amaçlı kullanılan, gerginlik ve stresle ilgili problemleri ortadan kaldıran Çinlilere ait bir dövüş sanatıdır ve Çin'in ünlü Shaolin Tapınağı'nda doğmuştur.
Ülkenin orta kesimindeki Henan eyaletinde bulunan Shaolin Tapınağı'nda daha sert bir spor dalı olan kungfu da doğdu ve tai chi'yle paralel olarak gelişti.
Çin'de yaklaşık 30 yıldır sürdürülen reform ve dışa açılma politikaları ve bunun beraberinde getirdiği değişimler insanların, hatta yönetimin zaman zaman köklere sarılma ihtiyacını ortaya çıkardı.
Çin yönetimi toplumda oluşan farklı katmanlar arasında dengeyi sağlayabilmek için Konfüçyüs'e sarılmak durumunda kaldı, hatta liderler bazı konuşmalarında Konfüçyüs'ten alıntılar yaptı. Çin Komünist Partisi de son dönemdeki hedeflerinden birini "uyum toplumunun" oluşturulması olarak belirledi.
Konfüçyüs, M.Ö altıncı ve beşinci yüzyıllarda şiddetin ve toplumsal düzensizliğin hakim olduğu bir çağda uyum ve düzen için atılması gereken adımları öğretmişti.
Değişimlerle birlikte Çin'de tai chi görüntülerinin yanı sıra kungfu yapanların görüntüleri de daha fazla görülmeye başlandı. Zira ortaya çıkan yeni zenginlerin korunması yeni bir istihdam alanı yarattı.
Bir zamanlar Şaolin Tapınağı'nda imparatorları korumak için özel muhafızlar yetiştiriliyordu. Günümüzde ise yeni zenginleri koruyanlar kungfu öğreniyor.
Ancak kungfu, modern adıyla wushu, günümüzde yalnızca bir dövüş sanatı değil, aynı zamanda olimpiyatlara da giren bir spor dalı.
Kısa süre önce Pekin'de 9. Dünya Wushu Şampiyonası yapıldı. 2008 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapacak olan Pekin'de "İyi Şanslar Pekin" adı altında kungfu, judo, boks gibi bir dizi test yarışması düzenlendi.
Wushu, dövüşlü bölümü olan sandra ve estetik ile jimnastiğe dayalı Taolu bölüm olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Son dünya şampiyonasında erkeklerde 56, 70 ve 85, bayanlarda ise 52 ve 60 kilolarda ilk sekize giren sporcular 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları'nda yarışma hakkını kazandı.
Asya ülkelerinin kungfudaki üstünlüğü göz önünde bulundurulduğundan ilk sekiz sırayı aynı kıtadan sporcuların alması durumunda kıta kontenjanı açıldı.
Son aylarda Pekin'de tekvando ve kungfu, Tayland'da da halter olmak üzere üç dünya şampiyonası izledim. Bu dallarda sporcuların geldikleri sosyal kesim açısından benzerlikleri, ama sporculuk yaşamlarındaki farklılıklar çarpıcıydı.
Dövüş veya ağırlık sporlarını yapanların tamamına yakını toplumun yoksul kesiminden geliyor. Burada, Birleşik Arap Emirlikleri Emiri'nin tekvandocu kızı Maitha El Maktum'un bir istisna olduğunu söylemeliyim. Kungfu, halter, boks toplumun "alt" diye nitelenen kesiminden gelen gençler için argo deyimle "yırtma" şansı. Çünkü uluslararası yarışmalarda alınan bir başarı üzerine gelebilecek ödül bu gençlerin yaşamını değiştirebiliyor.
Kısa süre önce Pekin'de yaşanan bir olay, bana Türkiye'nin bazı spor dallarında antrenman tekniklerinin de ötesinde yol kat etmesi gerektiğini düşündürdü.
Türk atlet Süreyya Ayhan'da doping çıkmasının yankılarının sürdüğü günlerde, Türkiye kungfuda olası olimpiyatlara katılma hakkını bir vahim hatayla kaybetti.
Son dünya şampiyonasında 70 kiloda yarışan, daha doğrusu yarışamayan Türk wushucu Mehmet Karaburk, Japon rakibi ile yapacağı karşılaşmaya çıkmadığı için elendi. Milli takım yetkilileri bu karşılaşmanın kendilerine verilen programda yer almadığı gerekçesiyle itirazda bulundu. Ancak gerek oyuncular, gerekse de çalıştırıcı ve yöneticiler arasında İngilizce veya Çince bilen yoktu. Bu durum, bir Türk sporcusunun olimpiyata katılamamasına, belki de madalyasına mal oldu.
Çin'in bahsettiğimiz spor dallarında iki yönlü avantajı var. Birincisi, kungfu gibi sporların Çin kültüründe derin kökleri bulunuyor, ikincisi de devlet bu spor dallarını desteklemeyi bir politika olarak benimsemiş durumda.
Dünya Halter Şampiyonası'nda yarışması için Türkiye'nin 500, Çin'in ise 500 bin kadar sporcu arasından seçim yaptığını düşünürsek, madalya sayısındaki farkın rastlantı olmadığını söyleyebiliriz.
ÇİN İLE HİNDİSTAN ORTAK ASKERİ TATBİKAT YAPACAK
Anadolu Ajansı 21.11.2007
YENİ DELHİ (A.A) - Asya'nın iki devi Çin ile Hindistan'ın gelecek ay ilk kez ortak askeri tatbikat yapacağı bildirildi.
Hindistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Sitanşu Kar, Çin'in Yunnan eyaletinde gelecek ay yapılacak tatbikatın konusunun terörle mücadele olacağını belirterek, iki taraftan yaklaşık 100'er askerin katılacağı tatbikatın yapılmasının iki ülke ilişkileri açısından önemli olduğunu söyledi.
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'deki Cavaharlah Nehru Üniversitesi'nin Doğu Asya Çalışmaları biriminin başkanı Alka Açarya, tatbikatın kuşkusuz önemli olduğunu ifade ederek, Hindistan'ın artan şekilde Çin ile yakınlaşmak istediğini belirtti.
Dünyanın en kalabalık iki ülkesi Çin ve Hindistan, 1962 yılında savaşa girmişti.
ABD ile de yakın ilişkiler kuran Hindistan, eylül ayında ABD, Avusturya, Japonya ve Singapur ile Bengal körfezinde büyük askeri tatbikata katılmıştı.