·Kırsal sağlık kooperatifi sisteminden yararlanan Niyazmemet ailesi |
Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin güneybatısındaki Kaş kentinde bulunan Itgar Camii, her sabah 60 yaşlarındaki bir adamı karşılıyor. Yaşlı adam, minareye çıkıp ezan okuyarak uyuyan ahaliyi namaza çağrıyor. Evet, doğru tahmin ettiniz, bu adam caminin müezzini. Adı da Ruz Karacim.
Kaş, Xinjiang'da en büyük Müslüman yerleşim merkezlerinden biri olarak biliniyor. Kentte yaşayan Müslümanlar 2 milyon 5 yüz bine, cami sayısı ise 8 yüz 3'e ulaştı. Müezzin Ruz Karacim'in çalıştığı Itgar Camii, Xinjiang'ın, hatta bütün Çin'in en büyük camii konumunda. Itgar Camii, aynı zamanda Orta Asya bölgesindeki en büyük 10 camii arasında yer alıyor.
Ruz Karacim, Itgar Camii'nde 25 yıl boyunca müezzinlik yaptı. Daha 7 yaşındayken, kendisi gibi müezzin olan babasının etkisiyle Kur'an-ı Kerim öğrenmeye başladı. Babasından ezan okumayı da öğrenen Ruz Karacim, babasının vefatından sonra müezzinlik yapmaya başladı. Ruz Karacim bu konuda şunları hatırlattı:
"Babam, 60 yıl boyunca Itgar Camii müezzinliğini yapmıştı. Onun vefatından sonra, mesleğini ben devam ettirdim. Babam, Müslümanlara din hizmeti sunmak için 60 yıl kadar gibi uzun bir süre müezzinlik yaptı. İnançlarımıza göre, babamın ruhu cennet katına yükselebilmiştir. Aslında camilerde ezan okuyan, sala getiren, namazlarda selam ve tesbih dualarını okuyan müezzinin işi, İslamiyet'te kutsal bir görev. Bu nedenle bu işi, babamdan seve seve devraldım."
Günde 5 kez namaz kılmak, Müslümanların günlük yaşamlarının önemli bir parçası. Her gün, namaz kılmak için Itgar Camii'ne gelen Müslümanların sayısı, birkaç bini geçti. Üstelik Ramazan ve Kurban Bayramları gibi Önemli dini günlerde buraya aşağı yukarı 70-80 bin Müslüman geliyor. Ruz Karacim, bu kadar çok Müslümana hizmet etmekten dolayı son derece gurur ve mutluluk duyuyor. Üstelik, bu hizmetleri karşılığında, halkın ve hükümetin ona saygı gösterdiğini de gördü. Ruz Karacim, din alanında çalışanlardan biri olarak her ay yerel hükümetin diyanet işleri kuruluşundan bin 5 yüz yuan tutarında mali yardım alıyor.
Mekke'de Hacca gitmek, Müslümanların ömür boyu tamamlamaları gereken önemli bir görev. Çin'de dışa açılma ve reform politikasının uygulandığı 1979 yılından bu yana, ülkede toplu Hacca gidişler yeniden başlatıldı. Bu nedenle Hacca giden Çinli müslümanların sayısı gitgide arttı. Ruz Karacim'in bulunduğu Kaş kentinde Mekke'ye doğrudan uçak seferlerinin hizmete girmesiyle birlikte, kentteki Müslümanların Mekke'ye gitmek için once başkent Beijing veya Xinjiang'ın merkezi Urumçi'ye uçmalarına artık gerek kalmıyor. Artık kendi memleketlerinden kolaylıkla Mekke'ye uçabiliyorlar. Yapılan istatistiklere göre, şu an Kaş kentinden doğrudan Mekke'ye uçan Müslümanların sayısı bini aşıyor. Yazımızın kahramanı Ruz Karacim Bey de 2005 yılında Müslümanlar için kutsal görevini yerine getirmiş ve herkes tarafından sayılan bir Hacı olmuştu.
Aslında dini çalışmalar, Ruz Karacim'in günlük yaşamlarından sadece bir parçası. Karacim, müezzinliğin yanısıra, ticaretle de uğraşıyor. Ailesi, uzun yıllardan beri hep ticaret yapıyor, dolayısıyla Karacim ailesi zenginliğiyle de tanınıyor.
Ruz Karacim, on yıl önce 3 yüz elli bin yuan harcayarak iki katlı evini yeniden dekore ettirmişti. Harcadığı miktarı, o zamanlarda da küçük bir rakam değildi. Ruz Karacim, şu an ailenin diğer 10 mensubuyla birlikte bu güzel evde neşe ve mutluluk içinde yaşıyor.
Ruz Karacim'in çocukları güzel günlere tanıklık ederek büyüdü. Çocuklarıyla ilgili olarak Ruz Karacim şunları anlattı:
"Büyük oğlum, Kaş kentine bağlı şarkı ve dans topluluğunda oyunculuk yapıyor. İkinci oğlum, Itgar Camii'nin yanında bir dükkan işletiyor. Üçüncü oğlum ise şu an Itgar Camii'ndeki imamdan Kuran öğreniyor. Dördüncü oğlum ise sivil havacılık bilet satış noktalarında çalışıyor. "
Ailenin müezzinlik geleneğini devam ettirebilmek için kendisine uygun bir halef bulmak, yaşlılık dönemine giren Ruz Karacim'in sıkça kafasını meşgul eden bir sorun. Ancak, bu sorunun cevabını artık buldu. Üçüncü oğlu Mir Ahmet Can, babasının işine devam etmeye karar verdi.
Mir Ahmet Can, şu an ağabeyiyle birlikte Itgar Camii'nin yanında mücevher ve içecek satan bir dükkan işletiyor. Kentte turizmin hızla gelişmesiyle birlikte, dükkanın işleri gayet iyi gidiyor. Ancak, Can'ın ömür boyu peşinde koşmak istediği meslek, ticaret değil müezzinliktir. Can, bu konudaki düşüncelerini bize şöyle anlattı:
"Büyük babam, müezzinlik yapıyordu. Bu işi şu an benim babam yapıyor. Onun işini devam ettirmem gerekiyor. Ailem ve bu kutsal görev için çaba harcamak istiyorum. "
Müezzinliğini babasından başarıyla devralabilmek için Mir Ahmet Can büyük çaba harcadı. Can, orta okuldan mezun olduktan sonra her hafta Itgar Camii'ne gidiyor. Can, öncelikle camideki imamdan Kuran öğreniyor, eve döndükten sonra da Kuran'ı defalarca tekrar ederek ezberliyor. Geride bıraktığımız 8 yıl boyunca harcadığı çabalar sayesinde, Kuran'ın 30 cüz'ünü akıcı bir lisanla ezberleyebiliyor.
Mir Ahmet Can, bize Kuran ezberleme yeteneğini gösteriyor. Bu yıl 22 yaşını dolduran Can, kısa bir sure sonra evlenmeyi planıyor. Kaş'ta yaşayan gelin adayı, Urumçi'deki bir yüksek okuldan yeni mezun oldu. Gelin ve damat, şu an Uygur geleneklerine göre düğün töreni düzenlemeyi düşünüyor. Törenin sunuculuğunu yapmak üzere Itgar Camii'nin Molla'sını davet ettiler. Can, geleceği için güzel umutlar besliyor. Söylediğine göre, evlendikten sonra 3 çocuk yapacaklar ve kentteki Müslümanlara verdiği hizmetin sürmesi için de çocuklarından birinin müezzinlik yapabilmesini arzu ediyor.