Terörizmin tüm insanlığa büyük bir tehdit haline geldiği şu dönemde, dünyanın en büyük iki ülkesi olarak Çin ve ABD, nükleer zirvede geliştirdikleri işbirliği temelinde diğer ülkelerle birlikte terörle mücadele için somut planlar çıkarabilirse kuşkusuz dünya barışına büyük katkı sağlayacak.
Yakın tarihe bakıldığında Çin halkının daima barışsever olduğu görülebilir. Son yıllarda Çin'in askeri bütçesindeki artış az oranda oldu ve bu artış ülkenin nüfusu ve yüz ölçümüne göre düşük düzeyde. Çin'in savunma politikası ise ABD'ninkine kıyasla daha yumuşak.
Çin, Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde uluslararası nükleer güvenlik sisteminin inşası açısından gücünü gösterdi ve bu gücünü devam ettirmesi bekleniyor.
Öte yandan, geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir habere göre, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Obama ile ikili görüşme yapacak tek ülke lideri oldu. Elbette Çin, kalkınmasıyla birlikte ABD'nin saygısını da kazandı. Xi ve Obama görüşmesinde ise ekonominin yanında Güney Çin Denizi ve terörle mücadele işbirliği gibi konular gündemde olacak.
Son yıllarda Çin ve ABD, Güney Çin Denizi konusunda fikir ayrılığı yaşamalarına rağmen, iki ülke arasındaki ticari işbirliği ikili ilişkilerin ana gelişme eğilimini oluşturuyor.
Ayrıca ABD, Asya'ya yönelik askeri stratejisinin değişmesiyle birlikte, önemli stratejik konuma sahip Güney Çin Denizi'ne daha çok ilgi gösterdi. Xi ve Obama'nın ikili görüşmelerinde de bu konu üzerinde fikir birliğine varmaları bekleniyor.
Yazar: Mehmet Uraz