ABD’li siyasetçiler Kongre’de çekilen aksiyon filmini nasıl görüyor?

Protestocular, ellerinde sopalarla camları kırarak Kongre binasına giriyor. Kongre üyeleri telaş içinde acilen binadan tahliye ediliyor. Özel güvenlik personeli tüfekle kapıya dayanıyor... Bunlar Hollywood filmlerinden sahneler değil, dün ABD’nin başkenti Washington’daki Kongre binasında meydana gelen gerçek olaylar. Kimileri, Hollywood yapımı aksiyon filmlerini aratmayan bu sahnelere “Kongre Battı”adını verdi.

Nitekim ABD’deki başkanlık seçim prosedürüne göre dün Senato-Temsilciler Meclisi ortak oturumunda seçim sonuçlarının tescil edileceği gündü. Tam da bu gün Washington’da büyük çaplı bir protesto başladı. Trump destekçileri ABD’nin en yüksek yasama organı olan Kongre binasına zorla girip seçim sonuçlarına müdahale etmeye çalıştı. Şu ana kadar olayda 4 kişi hayatını kaybetti ve çok sayıda kişi de yaralandı.

Söz konusu şiddet olaylarının, “özgürlük ve demokrasi feneri” olmakla övünen ABD’de meydana gelmesi tüm dünyayı şoke etti. Bilindiği üzere, tüm dünyada “renkli devrim” peşinde olan ABD’li siyasetçiler benzer olayları diğer ülkelerde planlama konusunda son derece becerikliler.

Haziran 2019’da Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde suçluların iadesine ilişkin yasa tasarısı nedeniyle meydana gelen olaylarda şiddet yanlıları Hong Kong Yasama Konseyi Binası’nın camlarını kırarak binaya girmeye çalışmıştı. Bugünlerde benzer olaylar da Washington’da meydana geldi. Ancak ABD’li siyasetçiler, Hong Kong’daki olayları, şiddet yanlılarının demokrasiyi savunmaları diye yorumladı. Şimdi aynı şey kendi ülkelerinde meydana gelince, bu olayları “isyan”, hatta “siyasi darbe” olarak tanımlıyor ve şiddet yanlılarının yargı önünde cezalandırılmasını talep ediyorlar.

Lübnanlı internet kullancısı Muhammed Safa sosyal medyada konuyla ilgili şu yorumu yaptı:

“ABD, ABD’nin ABD’ye karşı geldiğini görürse, ABD mutlaka ABD’yi işgal eder ve ABD’yi ABD’nin kötü niyetli iktidarından kurtarır. ”

Dünya ülkeleri, ABD’deki çift standartlı demokrasinin tepetakla oluşuna tanıklık etti. ABD’de demokrasi sadece Amerikan politikacıların kullandığı siyasi bir araçtır. Sözde demokrasi peşindeki ABD’li politikacılar, bilakis demokrasiyi baltalamaktadır. 

Trump iktidara geldiğinden beri, ABD’deki iki siyasi parti arasındaki çatışmalar hiç durmadı. Özellikle COVID-19 salgınının ortaya çıkmasının ardından iki parti birbirine destek vermek yerine birbirini suçladı. Bu yüzden ABD’li vatandaşlar salgın karşısında dayanışma içinde mücadele edemedi, salgın kontrolden çıktıktan sonra bir daha denge sağlanamadı. The Times dergisinde yer alan bir makalede, ABD’de devam eden salgın krizinin demokrasinin başarısızlığını gösterdiği bildirildi.

Sözde "güzel manzara" Amerikan tarzı bir aksiyon filmine dönüşürse ve taraflar arasındaki çatışmalar Amerikan toplumunda eşi görülmemiş kırılmalara neden olursa, ABD’li politikacılar bununla nasıl yüzleşecek? Vakit geç olmadan sözde demokrasi rüyasından uyanıp şu anki kaosu çözmeleri gerekiyor. Gerçekler, ABD demokrasisinin şaka gibi olduğunu kanıtlıyor.