*
Geleneksel Çin resmi sanatçısı Liu Zhong'un panda tutkusu
Liu Zhong, pandayı seven ve panda çizmekte usta olan bir geleneksel Çin resmi sanatçısıdır. Liu Zhong, pandaların memleketi olarak kabul edilen Sichuan eyaletinin Ya'an belediyesi tarafından kısa süre önce "Panda tanıtım elçisi" olarak davet edildi. Bugün Liu Zhong'u ziyaret edeceğiz.
42 yaşındaki Liu Zhong, henüz 4 yaşındayken resim çizmeye başladı. Liu Zhong çocukken babasının onu sık sık götürdüğü Beijing Hayvanat Bahçesi'ne desen çizerdi. Hayvanları olduğu kadar onları resmetmeyi de seven Liu Zhong için, hayvanat bahçesi hayranlıklarla dolu bir diyardı. Bir gün Liu Zhong hayvanat bahçesinde yeni bir grup "sakin"le karşılaştı. Bu "sakinler"in her birinin vücudunda siyah ve beyaz olmak üzere sadece iki renk vardı. Tüylü ve tombul olan bu "sakinler"in bir de çok tatlı bir yürüyüş tarzı vardı. İşte bu "sakinler" Çin'in milli amblemi olarak kabul edilmiş olan ünlü pandalardı! Liu Zhong'un gözleri hemen bu sevimli pandalara takıldı. O günden sonra Liu Zhong pandayı resimlerinin önemli objelerinden biri olarak benimsedi. Bugün Liu Zhong artık resim alanında 30 yıldan fazla süredir çalışan yetenekli bir ressam konumunda. Eserlerinden seçkiler Fransa, ABD, Rusya, İspanya, İtalya, Japonya ve Finladya gibi ülkelerde sergilendi, ayrıca yurt içi ve yurt dışındaki sergilerde birçok kez ödül kazandı.
Liu Zhong'un resimlerinin büyük kısmı hayvanları tasvir ediyor; hayvanlar arasında ise en çok panda yer alıyor. Liu Zhong, panda tutkusunu şöyle yorumluyor.
"Çünkü çocukluğumdan beri hayvanları çizmeyi sevdim. Panda, Çin'e özgü bir hayvan türü, tombul ve sevimli bir görünüşü var. Çin'in milli amblemi olan panda, aynı zamanda dünya barışının simgesidir. Panda geleneksel Çin resmi sanatıyla tasvir edildiğinde, geleneksel Çin resminin özgün tadına sahip olur. Bu nedenle panda çizmeyi çok seviyorum."
Liu Zhong yıllardır pandayı konu alan çok sayıda resim çizdi, bunlardan birçoğu uluslararası arenada rağbet gördü. 2009 yılında, "Güzel Sanatların Olimpiyat Oyunları" olarak kabul gören Venedik Bienali'nde, kişisel resim sergisi düzenlendi. Sergi, Venedik Bienali'nde açılan Çinli bir sanatçıya ait ilk kişisel resim sergisi oldu. Sergilenen eserleri arasında Yong adlı resim de yer alıyordu. Tabloda dev bir panda sırtı dönük biçimde kırmızı bir kaya üstüne oturuyor, vücudu biraz eğilmiş, uzaklarda bir noktaya bakıyor. Bu dev panda, resme bakan insanları bir yandan gülümsetiyor, aynı zamanda da düşündürüyor. Liu Zhong resmindeki düşünceyi şöyle anlattı:
"Başka hangi hayvan türü Çin'i, Çin unsurlarını temsil edebilir ki? Böyle bir hayvan, olsa olsa pandadır. Çizdiğim bu resim basit, fazla süsleme yok. Tabloda izleyicilere sıtını dönmüş şekilde oturan bir panda, altında da kırmızı bir kaya var. Bu tablo hem Çin'in güçlülüğünü, hem de Çin'in esnekliğini temsil ediyor. Fakat, niye bu panda bize arkasını dönmüş olarak oturuyor? İnsanlara sırtı dönük oturan bir panda rahat demektir, çünkü insanların yaptığı gürültülerden pek etkilenmez. Sanki gelişmekte olan Çin gibi bir ülke, öteden beri sakin bir anlayışla varlığını sürdürüyor, kendisini geliştiriyor."
142 yıl önce, 1869 yılında, Fransız bilimadamı ve misyoner Jean Pierre Armand David, çok eski medeniyetlere sahip ve gizemlerle dolu doğu ülkesi Çin'e gitmek için, Fransa'nın güneyindeki Marseille limanından yola çıktı. Binlerce kilometre katettikten sonra Armand David, Çin'in batı kesimindeki Sichuan eyaletinin Ya'an bölgesinde Katolik misyonerliği yürütmeye başladı. Bu sıralarda, daha sonra dünyayı şaşırtan bir keşif yaptı. O keşif de pandanın varlığı. Bundan sonra Çin'in, aynı zamanda dünyanın değerli mücevheri olan panda, dış dünyaca tanınıp beğenilmeye başladı. 142 yıl sonra Çinli ressam Liu Zhong, Fransa'da gördüğü öğrenimini başarıyla tamamladıktan sonra "pandaların başkenti" olan Ya'an kentine geldi.
Liu Zhong, daha çok ilham almak ve daha fazla panda konulu resim çizmek için, Şubat ayında Ya'an'daki Bifengxia Panda Üssü'ne geldi. Yeşil bambular ve başka ağaçlarla kaplı 70 hektarlık alanda kurulan Üs'de Liu Zhong kendisini "pandaların cenneti"ndeymiş gibi hissetti.