"Selim Paşa, en olumlu karakterdir"
Rejisör Yekta Kara, Saraydan Kız Kaçırma'nın en olumlu karakterinin aslında Selim Paşa olduğunu belirtiyor. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyor:
Yekta Kara: "Selim Paşa inanılmaz, yani bütün oyunun en olumlu karakteridir. Herkes yalan söylüyor, birbirini kandırıyor, birbirine ihanet ediyor, sırttan bıçaklıyor bir anlamda. Selim Paşa'nın gösterdiği iyi niyeti olumsuz yantı veriyorlar ama oyunun sonuda her şeye rağmen Selim Paşa hepsini bağışlıyor, hepsini hoşgörüyor. Şimdi bu müthiş bir erdem. Düşünün, size en büyük kötülükleri yapmış olan bir kişinin oğlu, onun nişanlısı, onun diğer yardımcıları vs. sizin mekânınızda, sizi aldatmışlar, size ihanet etmişler, gizli kapaklı yöntemlerle o saraydan kaçmaya çabalıyorlar ve yakalanıyorlar. Onlara bir ceza verirsiniz, değil mi? Selim Paşa, bunu yapmıyor. Hepsini bağışlıyor ve şunu söylüyor: 'Güzellikle yanımızda tutamadıklarımızı, bırakalım gitsinler daha iyi...' Aradan 231 yıl geçmiş, bugün bile insanlar bu cümleyi rahatlıkla kuramıyorlar, birbirlerine yaptırım uyguluyorlar: Göze göz, dişe diş... Öç almaya çalışıyorlar. Kötü bir şey bu! İnsanlıkla, insanlığın olumlu özellikleriyle bağdaşmayan bir durum. Dolayısıyla bunu neredeyse 2,5 asır önce Mozart'ın düşünmüş, hayâl etmiş ve kaleme dökmüş olması muazzam bir şey."
"Dünya barışı için önyargılardan arınmalıyız"
Saraydan Kız Kaçırma eserini sahneye koyan Rejisör Yekta Kara, Mozart'ın 231 yıl önce kaleme aldığı hoşgörü ve insanlık tablosuna gıpta ederek, dünyanın bugün içinde bulunduğu sorunlara da aynı sanatçı duyarlılığıyla yaklaşmak gerektiğine dikkat çekiyor.
Yekta Kara: "Hoşgörüye her zamandan daha çok ihtiyacımız var. Doğu ve Batı kültürleri arasında çok önyargı var, çok anlaşmazlık var: Farklı din, farklı dil, farklı ırk, farklı kültür... bu farklılıklar bir araya geliyor. Aslında bu farklılıklar, yaşamı güzelleştiren unsurlar. Herkesin aynı olduğunu düşünün, ne kadar can sıkıcı, ne kadar korkunç bir şey... Ama dünyada barışı sağlamak için bize düşen görev, tabii özelde de kendi ülkelerimizde, karşılıklı birbirimizi anlamak için çaba göstermeye ihtiyacımız var, önyargılardan arınmaya ihtiyacımız var, hoşgörüye ihtiyacımız var ve birbirimize saygı ve sevgi beslemeye ihtiyacımız var. Bu olursa zaten yeryüzünde sorun kalmaz, savaşlar da olmaz gibi geliyor."
"Çinli seyircileri memnun edeceğiz"
Rejisör Yekta Kara, Saraydan Kız Kaçırma'yı Çinli izleyicilere ilk kez ulaştıran ekip olmaktan gurur duyduklarını söylüyor. Kara, duıygularını şöyle aktarıyor:
Yekta Kara: "Bizim için tabii büyük bir kıvanç konusu bu. Düşünün, Çin'de, Pekin'de, yazılışından beri ilk defa Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma eseri sergileniyor.ve bunu Türk operası, Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü sanatçıları ve çalışanları, Pekin'e gelerek bunu gerçekleştiriyor. Bu büyük bir onur. Böyle ilklere imza atmak çok hoş bir duygu ve çok motive edici bir duygu. Bütün çalışanlarımıza, bütün ekibe, hepimize çok büyük bir motivasyon sağlıyor. Ülkemizden binlerce kilometre uzaklıktayız ama inanılmaz bir mekânda sahneye koyacağız eserimizi. Çok güzel. NCPA, gerçekten muhteşem bir mekân. Ve de çok büyük bir konukseverlikle karşılandık. Herkes yardımcı olmak için dört dönüyor. Çok profesyonel bir ekip. Bu mekânda çalışan herkes, NCPA'nın bütün elemanları fevkalâde profesyonel. Sanıyorum iyi bir iş çıkaracağız. Çinli seyircileri de memnun edeceğiz."