Xing Haiyan 30 yaşında. Beijing'de bir finans şirketinde çalışıyor. 2015 yılının Mayıs ayında tatil için Türkiye'ye gitti. Kısa süre Türkiye'de kalmanın yetersiz olduğunu düşünerek kendisine yaklaşık bir aylık gezi planı hazırladı. İstanbul'da başladığı Türkiye gezisini, Anadolu'da binlerce kilometre otobüs yolculuğu yaptıktan sonra yine İstanbul'da noktaladı.

Türkiye'ye gitmeye nasıl karar verdin?

James Bond filmini izledikten sonra.  Türkiye'yle ilgili ilk izlenimleri bu filmden edindim. Filmdeki sokaklar, dükkanlar, arka plan görüntüleri çok ilgimi çekmişti. Filmde kendini gösteren dini hava da çok enteresandı. İstanbul, gizemli bir kent gibi görünüyordu. Filmde başka Türk şehri var mıydı hatırlamıyorum ama İstanbul bir mekan olarak aklımda kalmıştı. Yakın zamanda Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu filmini de izleyince, Türkiye hakkında daha çok düşünmeye ve okumaya başladım.

Bu filmden sonra Türkiye'yi seyahat listeme eklemeye karar verdim. Ancak kısa süreli bir seyahat olmasını istemiyordum, o nedenle uzun bir tatilim olana kadar bekledim. Çünkü Türkiye'nin farklılıklarını, zenginliğini algılamak için uzun süre orada kalmalıydım.

Nasıl bir gezi planı hazırladın?

Gitmeden önce bir plan hazırlamıştım, İstanbul'dan başlayıp Efes'e gidecek, Fethiye, Kapadokya, Safranbolu'yu görüp tekrar İstanbul'a dönecektim. Ancak gezimin ilk gününden itibaren sürprizlerle ve tesadüflerle karşılaştım, bu tesadüfleri izleyerek gezi planımı değiştirdim. Aslında bir plana ihtiyacım olmadığını gördüm, tanıştığım yerli insanların tavsiyelerini dinledim, benim gibi Türkiye'yi ziyarete gelmiş yabancılarla arkadaşlık kurdum.

Şunu söylemeyelim, ondan fazla ülkeyi gezdim, farklı kültürler ve halklar gördüm, ancak Türkler, gördüğüm en misafirperver halktı.

Önce İstanbul'da dört gün kaldım. Aslında iki gün kalmayı planlamıştım, ama iki gün daha uzattım.

Neden?

Çünkü beklentilerimin çok ötesinde bir kent gördüm. Fakat diğer yerleri de gezmeliydim. Gezimin sonuna İstanbul için iki gün daha bırakarak Safranbolu'ya gittim. Sessiz ve sakin bir kasabaydı. Yerel mimari çok ilginçti. Ancak çok da etkilendiğimi söyleyemem. Daha sonra Kapadokya'ya geçtim.

Ulaşımı nasıl yapıyordum, araç mı kiraladın?

Hayır, Türkiye içindeki bütün ulaşımımı otobüsle yaptım. Otobüse binmek çok uygun, hizmet de çok iyiydi. Bu duruma çok şaşırdım, şehirlerarası otobüs yolculuğunda bu kadar yüksek bir kalite beklemiyordum 

Sonra Kapadokya'ya vardın... Çinliler balonları çok merak ediyor, eminim sen de orada balona bindin?

Elbette, gezimin en unutulmaz deneyimlerinden biriydi. Sabah 4 buçuk gibi çok erken bir vakitte kamp yerine vardık, hazırlıkları bekledik, 5 buçuk gibi balon havalandı. Güneş doğmak üzereydi. Aynı anda onlarca balonun göğe yükselmesi, sabahın o erken saatlerinde rüzgarı hissetmek gerçekten unutulmazdı. Herkes fotoğraf çekiyordu. Kapadokya'daki vadiler ve kiliselerdeki duvar resimleri de muhteşemdi.

Kapadokya'dan sonra Antalya'ya geçtim. Antalya'da iki gün kaldım. Burada en unutulmaz şey Antalya Müzesi'ydi. Bu müze bence İstanbul'daki müzelerden, hatta Paris'teki Louvre'dan daha değerli. Buradaki figürler, Paris'tekilerden daha değerli, daha eski. Bu müzede eski Yunan ve Roma'nın çok önemli eserleri var.

Mesela en unutulmaz figür hangisiydi?

Yorgun Heracles heykeli elbette. Eski Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biri. Bu eserin orijinali MÖ 330 yılında yapılmış sanırım, müzede gördüğüm Roma dönemi kopyasıydı ama diğer kopyalar arasında en değerli olanın bu olduğunu söylüyorlar. Gerçek insan ölçeğinde, kusursuz bir beden gördüm bu heykelde.

Beş bin yıllık bir kültür ve medeniyet tarihine sahip bir ülkeden gelen biri olarak, Anadolu'nun bu zenginliklerini görünce neler hissettin?

Biz uzun bir tarihe sahibiz ama bu sadece bizim tarihimizle ilgili, bize özgü şeyler. Ancak Türkiye'de eski medeniyetler iç içe geçmiş. Sümer, Bizans, Roma, Yunan ve diğer medeniyetlerin izlerini bir arada görmek mümkün. Bu yönüyle Türkiye tarihi, dünya tarihinin önemli bir parçası.

Genelde turistler ülkenin batısını tercih ediyor, sen Türkiye'nin doğusuna da gittin sanırım?

Evet gittim, benim Türkiye gezimin en önemli nedeni ülkenin doğu kesimini görmekti. Çünkü bu bölge insan uygarlığının beşiği. Bu bölgeye ulaşmak için, Denizli'den Adıyaman'a 20 saatlik bir otobüs yolculuğu yaptım. Bu otobüs yolculuğumu da unutamam, ilginç bir deneyimdi. Türkiye'deki bütün otobüs yolculuklarımda yerel insanlarla samimi iletişim kurdum. Onlar İngilizce konuşamıyorlardı, ancak bana çok yardımcı oldular, sürekli yemek ikram ediyorlardı. Otobüs yolculuklarımdan hatırladığım ilginç bir detay da kolonya dökülmesi, çok ilginç bir kokusu var, uzun otobüs yolculuklarında insanı çok rahatlatıyor 

Doğu kesimi, ülkenin batısından çok farklı. Başka bir hava var orada. İnsanlar saf, kendi hallerindeler. Anadolu'nun içlerine girdikçe turistler azalıyor, yerel insanların bakışlarını hatırlıyorum. Yabancı görmeye çok alışık değiller belki. Ama bir güvenlik problemi de yaşamadım, sadece iletişim problemi vardı ve bundan dolayı biraz gergindim. İran'a gitmedim ama bendeki İran imajını düşündüğümde, Türkiye'nin doğu kesimini İran'a yakın buldum.

Göbeklitepe, insanlığın ibadet ettiği ilk yer. Dünya tarihinde çok önemli bir mekan. Dicle Nehri'ni gördüm, açıkçası manzara açısından çok fazla bir özelliği yok ama çocukken okulda öğrenmiştim, insan medeniyeti Fırat ve Dicle nehirlerine dayanıyor, dolayısıyla bu nehirleri görmek çok önemliydi.

Çin medeniyeti de iki nehre dayanıyor 

Evet, ama bizde medeniyet antik Anadolu'ya göre çok geç başlıyor hem de daha önce konuştuğumuz gibi daha çok Çin'le ilgili özellikler taşıyor. Oysa Sümer, Mezopotamya tüm insanlığı ilgilendiren özelliklere sahip.

Doğudan tekrar İstanbul'a döndün?

Evet, Mardin'den İstanbul'a geçtim ve iki gün daha kentte kaldım. Bu iki günde bazı müzeleri gezdim, arkadaşlarım için hediyeler aldım. Türkiye'yi gezmek için bir ay yetmiyor. Gelecek sefer Türkiye'nin kuzeyini, Karadeniz'i görmek istiyorum.

Neler aldın kendin ve arkadaşların için?

Orhan Pamuk'un kitabını aldım. Arkadaşlarım için çay, kahve ve bazı küçük hediyelik eşya satın aldım.

Son olarak neler söylemek istersin?

Gezdiğim ülkeler arasında en unutulmaz, en güzel yer kesinlikle Türkiye'ydi. Dikkatimi çeken bir şey de şu oldu, sokaklarda her yerde hayvanlar var ve Türkler hayvanlara çok şefkat gösteriyorlar. Bu bence bir kültüre dair önemli bir referans veriyor.