cinisi20141125.m4a
|
Çin'de 3 bin yıl önce kullanılmaya başlandığı söylenen çubuklar, zaman içinde farklı şekillerde adlandırılmış. Çubuklara bugün Çincede "kuaizi" (筷子) deniyor.
Çok sayıda Asya ülkesinde kullanılan çubuklar, ilk olarak Çin'de kullanılmaya başlanmış. Çubukların, yiyeceklerin pişirildiği esnada kolaylıkla alınabilmesi maksadıyla bulunduğu düşünülüyor.
İlk çubuklar, kemik ve yeşimtaşından yapılmış. Daha sonra bakır, gümüş ve metalden de yapılan çubuklar, bir dönem "zenginlik göstergesi" olarak da kabul ediliyormuş. Örneğin zenginler, altın ve yeşimtaşından yapılan çubukları kullanırmış. Kral ve imparatorların çubukları da yemeklerine zehir katılıp katılmadığının anlaşılabilmesi için gümüşten olurmuş. Bugün ise en çok bambu, plastik ve metal çubuklar kullanılmakta…
Çubuk kullanmakla ilgili birçok âdet var
Çinlilerin günlük hayatında önemli yer tutan çubuklar, Çin kültürüne aynı ölçüde yansımış ve zaman içinde birçok âdetin doğmasına neden olmuş. "Kuai" kelimesi, hızlı ve mutlu anlamlarına geliyor. "Zi" ise eşya anlamında kullanılıyor. Ancak zi'nın bir anlamı da "erkek çocuk". Çin'de geleneksel olarak erkek çocuk sahibi olmanın çok önemli kabul edilmesinden hareketle kuaizi, zaman içerisinde "çabucak oğlun olsun" manasında kullanılan bir deyiş hâline de gelmiş. Bu yüzden, Çin'in bazı bölgelerinde, gelinlerin çeyizlerine çubuk konması ve yeni evlenen çiftlere kırmızı iple bağlanmış kâse ve çubuklar hediye edilmesi gibi âdetler bulunuyor.
Çin'in kuzeyinde de, damadın arkadaşları tarafından gerdek odasının camından içeri çubuk atılması geleneği bulunuyor. Bu da yine erkek çocuk sahibi olma ve şans dilekleri anlamına geliyor.
Beyni de çalıştırıyor
Çubuk kullanmak, gerçekten de marifet gerektiriyor. Kimi tıp uzmanlarınca, vücutta otuzun üzerinde eklem ve elliden fazla kas, çubuk kullanırken harekete geçiyor ve bu yüzden, çubuk kullanmak beynin gelişmesine de büyük katkı sağlıyor. Buradan hareketle, Çin'de halk arasında çubuğu iyi kullananların zeki olduklarına dair yaygın bir kanaat de oluşmuş.
Çin'e ilk kez gelen bir kişi, daha önce çubuk kullanmadıysa eğer, bu konuda zorluk çekebilir.
Hoş karşılanmayan davranışlar…
Çubuk kullanırken yapılması hoş karşılanmayan davranışlar da var.
Çin'de birçok geleneksel yemek, tıpkı Anadolu'daki gibi, ortadaki büyük bir tencereden, tabaktan yeniyor. Bu tabaktan alınan yemeğin, geri konması hoş bir davranış olarak algılanmıyor. Aynı şekilde, tencerenin üzerinde çubukların gezdirilmesi, fakat yemek alınmaması da sofraya ve yemeğe bir saygısızlık olarak anlaşılıyor.
Çubukların işlevleri dışında kullanılması da genel olarak uygun karşılanmayan bir davranış. Mesela, çubukla insanların işaret edilmesi, Çin'de çok kaba bir davranış olarak görülüyor. Çubukların ağızda tutulması, yalanması ve emilmesi de aynı şekilde uygun bulunmayan davranışlardan...
Çubukların masada ayrı ayrı tutulması veya farklı yerlere konması da yadırganan bir davranış. Bu "ayrılığın", barış ve huzuru rahatsız ettiğine inanılıyor. Hatta bazı bölgelerde, bu ayrılığın ölümü temsil ettiğine dahi inanılıyor.
Pilava saplanmış çubuklar mezarı hatırlatıyor
Pilava saplanmış çubuklar da Çin kültüründe ölümü hatırlatan sembollerden. Bu yüzden, çubukların pilava saplanması ve pilavın üzerine dik olarak bırakılması hoş karşılanmıyor.
Ayrıca çubukların yere düşürülmesinin kötü şans getireceğine inananlar da bulunuyor. Çinli dilenciler, para toplamak için ellerinde tuttukları kâselere çubuklarla vurarak, insanların dikkatlerini çekmeye çalışıyorlar. Bundan yola çıkarak, Çin kültüründe çubuklarla tabağa vurup ses çıkartılması, bunun bir oyun hâline getirilmesi de, hoş karşılanmıyor. Hatta böyle bir davranışta bulunan çocuklar, ileride dilenci olmalarından korkularak, ailelerince ciddiyetle uyarılıyor.
Son olarak, Çin'in doğu kıyılarındaki bir inanışa göre ise bir kişinin nereye gelin veya damat olarak gideceği çubuk kullanmasından anlaşılıyor. Bu âdete göre, çubuğu yemeğe yakın olarak, alttan tutan kişilerin, memleketlerine yakın bir yerde evleneceklerine; yukarıdan tutanların ise, tam aksine, doğdukları yerden uzak bir yere gelin veya damat olarak gideceklerine inanılıyor.