CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Bir kente bakmak
  2014-09-16 15:37:48  cri

Beijing, bir kent üzerine düşünmek için en ideal yerlerden biri. Kent, simetrik yapısı, tarihi aks çizgisi ve dümdüz arazisiyle, kentsel meseleleri konuşmak için ideal bir mekan.

Eski Beijing, bir üst iradenin, tek seferde tayin ettiği standartlar bütünü. Aradan yüzyıllar geçse dahi bu standartları aşmak mümkün değil, bilhassa Ming döneminde kristalleşen kenti inşa edenlerin bu konuda bilinçli oldukları muhakkak; kentin ebediyen bu şekilde kalması tasarlanmıştı.

Bir kenti kent yapan, binalar, caddeler, meydanlar değildir, kentin ürettiği sosyal ilişkiler ağıdır. Bu sosyal ilişkilerin farkında olmadan bir kente baktığınızda, sadece fotografik öğeler görürsünüz. Turist olarak bir kente gelenin görmek istediği de budur zaten.

Diğer yandan, bir kenti, fiziksel görünüm ve sosyal ilişkiler olarak ayrı bağlamlarda ele alamayız. Bu ikisi, birbirinden ayrılamaz. Mekanın şekillenmesi, daima insan davranışları ve düşünceleri üzerinde belirleyicidir.

Ming döneminde inşa edilen klasik Beijing, tam da böyle bir motivasyonun ürünüdür. Merkezi otoritenin mutlak üstünlüğü ve diğer bütün unsurların merkezle oryantasyonu.

Varlığın birliği, zıtların beraberliği

Varlığı bir bütün olarak gözeten bu yaklaşımın esaslarından biri Çin'de fengshui sistemidir, İslam dünyasında ise vahdet-i vücud ilkesi. Bu iki "birlik" görüşünün ortak amacı, doğayla çatışmadan, çevreyle uyum içinde yaşamaktır. Çelişkileri azaltmak ve mümkünse yok etmektir, ama asla yok saymak değil!

Tasavvuf ile geleneksel Çin düşüncesi, sadece varlığı bir bütün olarak algılama noktasında değil, varlığın zıtlıklarını bir arada yaşatma noktasında da birbirine yakın duruyor. Tevhid-i ezdad ilkesine göre, özü gereği varlığın yapısında kutuplaşmalar mevcuttur, ancak bu kutuplaşmalar çatışma sebebi değildir, zıtların bir araya getirilmesiyle uyum ve ahenk yaratılır. Çin düşüncesinde bunun en bilinen karşılığı yin ve yang'dır.

Mimar Turgut Cansever'in Kubbeyi Yere Koymamak adlı eserinde, bu konuda daha başka mukayeseler bulmak mümkün. Cansever'in söyleşilerinden oluşan bu kitap vesilesiyle, Beijing'e farklı bir gözle bakabiliyoruz.

Turgut Cansever, sadece bir mimar değil, hakikati bütün çehresiyle müşahede etmeyi kendine görev addeden ve gerçeği en büyük sığınak olarak gören bir düşünce adamı. Düşünürken Osmanlı şehirlerinden Pekin'e, Dostoyevski'den Konfüçyüs'e uzanan bir zihin.

Açıkçası Beijing'de yaşamaya başlamadan evvel, Cansever'in metinlerinde Çin ve Beijing'le ilgili referansların bu kadar fazla olduğunun farkında değildim, kısa süre önce bir vesile ile Cansever'e yeniden dönme gereği duyduğumda onun kentsel meseleler üzerine konuşurken sıklıkla Beijing'i örnek verdiğini fark ettim.

Cansever'in ne zaman, hangi vesileyle Beijing'e geldiğini ve burada ne kadar kaldığını bilmiyorum. Kent üzerine söylediklerine bakılırsa, kitaplardan okuduğu bir yer hakkında konuşmuyor gibi; Beijing'e gelmiş, bilhassa kentin eski sokaklarında gezmiş olmalı.

Cansever, Beijing'i bütün standartların bir seferde tayin edildiği bir kent olarak değerlendiriyor. Izgara planlı bu kentin merkezinde, ebedilik iddiasında bir imparator bulunuyor. İmparator, "göğün oğlu" olması hasebiyle, politik gücün yanı sıra manevi gücü de temsil ediyor. Kentin temel aksı, sarayı referans alarak uzanıyor. Bu aks, gücü dağıtıyor ve kendisini topluma dayatıyor. Kent, bu aksa paralel ve dik yollardan oluşuyor.

Cansever, Beijing'le ilgili değerlendirmelerinde katı ve mutlak bir kent manzarası çizer, ancak özel yaşam alanları mevzubahis olduğunda kentin hakkını teslim eder, ona göre, ızgara planı içindeki parsellerde halka görece serbestlik tanınmıştı. Eski Beijing sakinleri, bu parsellerde evlerini istedikleri gibi yapabiliyordu.

Cansever'in nazarında, Osmanlı şehri, belli özellikleriyle Çin kentleriyle benzerlikler taşısa da, özünde Beijing modelinin tersidir.

Evet, Osmanlı şehrinde de, Çin şehrinde de kentin işlevini bir üst irade tayin eder. Ancak Osmanlı üst iradesi kendisini merkeze değil, kenara koyar. Tayin edici rolünü bir kenarda oynar, mahalli şartların ifade edilmesine imkan tanır. Çin'deyse üst irade, merkezdedir. Kentin tam kalbinde. Kentin merkezindeki Yasak Kent ile deniz kenarındaki Topkapı Sarayı'nın lokasyonları bu konuda fikir vericidir. (Çin Halk Cumhuriyeti kurulduğunda, mimar Liang Sicheng, hükümet merkezinin Yasak Kent'te değil, kentin batısında, Gongzhufen bölgesinde kurulmasını teklif ettiğinde, üst irade'yi kentin kenarına mı çekmek istemişti acaba... Liang Sicheng ile Turgut Cansever'i, kentlerine karşı sorumluluklarının farkında olan ve kentlerin yozlaşması karşısında hakikati haykıran mimarlar olarak birbirlerine çok yakın buluyorum; bu yakınlık umarım başka bir yazının konusu olacak.)

Bir diğer temel yaklaşım farkı olarak, Osmanlı dünyasında varlık dinamiktir. Osmanlı mimarları, kutsal abideler dışında, kentin bütün mekanlarını geçici malzemeler kullanarak inşa etmişlerdir. Böylece, yapıların, zamanın değişen şartlarına, değişen aile yapısına uyum sağlamasına imkan tanınmıştır. Çin kentleri ve yapıları ise her zaman kalıcı olmak iddiasındadır. Ancak malzeme yetersizliği, kalıcılık arzusunu kısıtlar. Çinlilerin, Romalılar ve Yunanlılar gibi taşları bol değildi, yapılarını ahşap kullanarak inşa ettiler. Bu nedenle 5 bin yıllık medeniyet tarihinden söz ettiğimiz Çin'de, yaşı 500 yıldan büyük yapıların sayısı şaşılacak derecede azdır.

Osmanlı kenti, varlığın dinamizmine dayanır. Çin kentinde varlık durağandır. Osmanlı dünyasında, sadelik ve gerçeklik karşısında huşu hissi vardır, Çin'de sembolizm ve azamet karşısında hayranlık hissi.

Osmanlı kenti, yekpare bir kent değildir, bir kent, kendi içinde kentler manzumesinden oluşur. Çin kenti, nerdeyse bölünemez bir bütündür. Cansever, Tanzimat sonrası Osmanlı şehirlerinin de süreç içinde değişen karakterini yitirdiğini, bunun yerini donmuş şehir telakkisinin aldığını not ediyor.

Çin ve Türkiye'nin zorlu görevi

Bugün hem Türkiye hem de Çin çok ciddi kentsel meselelerle karşı karşıya. Nüfusu göz önünde bulundurulduğunda Çin'in işi çok daha zor ve karmaşık görünüyor.

"Çin Rüyası"nın ve "2023 Hedefleri"nin gerçekleşmesi, en çok da başarılı kentleşme projelerinden geçiyor.

Türkiye'nin, 7 milyon nüfuslu düzenli bir İstanbul kentiyle bütün Akdeniz'de ve 3 buçuk milyon nüfuslu düzenli bir Diyarbakır kentiyle bütün Ortadoğu'da çekim merkezi olabileceği iddia eden Cansever, bir ülkenin kaderinde kentlerin ne kadar kritik yer tuttuğunu biliyordu. Çin, Türkiye'ye göre bu konuda epeyce yol katetmiş durumda. Çin'in ekonomik mucizeleri incelenirken, bu süreçte kentleşme modellerinin oynadığı rolü özenle okumak gerekir. Beijing, Shanghai, Shenzhen, Guangzhou, Urumçi, Chengdu gibi kentlerin, Çin'in ekonomik başarılarındaki işlevlerini iyi analiz etmek gerekir.

Turgut Cansever'e göre eski Beijing muhteşem bir şehirdi. Cansever, güzel bir kentin, insanlığın ortak mirası olduğuna inanan biri olarak, Beijing'in zaman içinde zerafetini kaybetmiş olmasına kahroluyordu. Kendi sözleriyle bitirelim:

"Bütün Pekin'i yıktılar, bütün o muhteşem Pekin'i... Hani biraz avvel anlattığım ağaçlarla, renklerle bir rüya olan Pekin'i. İnsanlık tarihinin belki üç bin senede meydana getirdiği en muhteşem ürünlerinden birini yıktılar, bizim İstanbul'u yıktığımız gibi..."

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China