Geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp dendiğinde daha çok Geleneksel Çin Tıbbı akla geliyordu. Bu alanda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Çin'de eğitim almış ve bu uygulamaları icra eden çok sayıda uzman var. Uzman sayısının artmasının bir nedeni de son yıllarda dünyanın her yerinde bu alana artan toplumsal ilgi.
Resmi makamlarsa bu alana oldukça mesafeli yaklaşıyordu. Artık özellikle Türk resmi makamları alternatif tıp gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı ve nihayet konuyu ele almaya, hukuki düzenlemeye tabi tutma konusunda çalışmalara başladı.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Sağlık Bakanlığı bu alanla ilgili bir yönetmelik taslağı yayımlandı. Yönetmelik yürürlüğe girdiğinde Türk uzmanların yanı sıra bu alanlarda eğitim almış Çinliler de mesleklerini Türkiye'de uygulama olanağına sahip olabilecek mi?
Konuyu tıp doktoru ve hukukçu, aynı zamanda tıp hukuku uzmanı olan Dr. Erkin Göçmen'e sorduk.
Bu konuda yayımlanan taslakla getirilmek istenilen nedir?
Doğrusu Türkiye'de geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları konusundaki hukuksal düzenlemelerin tarihi oldukça yeni. Yaklaşık 10 yıl önce akupunktur uygulamaları konusunda bir yönetmelik çıkarılmıştı ancak bu düzenleme her ne kadar bir idari kararla yürürlüğe girmiş olsa da yönetmeliğin aslında bir yasal dayanağı bulunmuyordu. Gerçekten de bu alanda bir yasal düzenleme ihtiyacı vardı.
Nitekim geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları hususu ilk kez üç yıl kadar önce bir yasal düzenlemeye konu oldu. Fakat bu alanın yasalarda tanınmış olması da yeterli değildi. Uygulamanın nasıl olacağını ve ayrıntılarını göstermek üzere bir yönetmelik çıkarılması gerekiyordu. Nitekim geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Yönetmelik taslağını yayımladı ve kamuoyunun tartışmasına açtı. Taslak esas olarak geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamalarının tabi olacağı hukuksal çerçeveyi belirleme amacı taşıyor diyebiliriz.
Bu alanda Çin'de çok sayıda yetişmiş uzman bulunuyor. Yönetmelikle bu kişilerin mesleklerini Türkiye'de yapabilmelerine olanak tanıyor mu?
Öncelikle Sağlık Bakanlığı'nın taslağına göre geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları sadece hekimler, diş hekimleri tarafından veya hekim gözetiminde olmak şartıyla bu alanda eğitim almış sağlık meslekleri mensuplarınca yapılabilecek.
Taslakta yabancı hekimlerin de Türkiye'de geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları alanında çalışmasına olanak tanınıyor. Ancak hekim olmayan sağlık görevlilerinin durumu taslakta açıklığa kavuşturulmadı. Sanıyorum nihai metinde bu konudaki noksanlıklar tamamlanacaktır.
Yabancı diş hekimlerinin Türkiye'de mesleklerini icra edebilmesi yasal olarak mümkün değil. Bu nedenle geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları konusunda uzman yabancı diş hekimlerinin Türkiye'de çalışabilmeleri mevcut yasal düzenlemeler karşısında olanaklı değil.
Geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları alanında uzman olan yabancı hekimler için getirilen kurallar nasıl peki?
Öncelikle bu hekimlerin tıp fakültesi diplomalarının denkliklerinin Yüksek Öğretim K urumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Ancak bu da yeterli değil. Tıp eğitimi diplomasının denkliği kabul edilen yabancı hekimlerin daha sonra geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları alanındaki uzmanlıklarını da Sağlık Bakanlığı'na kabul ettirmesi gerekiyor.
Bu konuda getirilen kurallar ise oldukça katı. Örneğin geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları alanında eğitim alınan kurumun, o ülkenin resmi sağlık otoritesi ve o ülkedeki Türkiye Misyon Şefliği tarafından yetkilendirilmiş olması gerekiyor. Yine alınan eğitimin müfredatının da belgelenmesi zorunluluğu var. Ayrıca eğitim görülen ülkede en az eğitim süresi ile uyumlu olacak şekilde ikamet edildiğinin pasaportla veya diğer resmi belgelerle belgelenmesi şartı var. Keza ilgili kişinin eğitim alınan dili bildiğini de belgelendirmesi gerekiyor.
Yine yeni uygulamada getirilmesi düşünülen önemli kurallardan birisi de akupunktur, homeopati, osteopati, fitoterapi gibi uygulamaların eğitim müfredatının vücudun bütününü kapsayacak şekilde olması gerekiyor. Yani bu alanda uzman olan kişilerin tek bir vücut sistemi konusunda eğitim almış olması dur umunda çalışmasına izin verilmeyecek.
Sonuçta bu belgelerin güvenilirliği Sağlık Bakanlığı Bilim Komisyon u tarafından kabul edilirse kişiye sınav hakkı verilecek. Sınav yazılı ve sözlü-uygulamalı olacak şekilde yapılacak. Yazılı ve sözlü-uygulamalı sınavlardan en az yetmiş puan alanlar başarılı sayılacak ve yurtdışından alınan eğitim belgesi ya da sertifika bakanlıkça geçerli kabul edilecek.
Süreç oldukça zor görünüyor.
Ben de oldukça zor olduğu kanaatindeyim. Ancak bu konulara Türkiye'de gittikçe artan bir ilgi söz konusu. Bu sebeple uygulamaların kötüye kullanımının da önüne geçilmesi gerekiyor. Bu nedenle getirilen sıkı kurallar bu konudaki endişenin bir sonucu. Yine az önce değinmeyi unuttuğumuz bir husus daha var. Türkiye'de çalışacak yabancı hekimlerin Türkçe bilmeleri de zorunlu. Ancak Sağlık Bakanlığı bu alanda aradığı dil seviyesini geçtiğimiz yıl aşağı çekti. Eskiden dil sınavında Avrupa Dil Portfolyosu kriterlerine göre (B) veya üzeri seviyede başarılı olma şartı aranıyordu. Bu koşul daha sonra kaldırıldı.
Sağlık Bakanlığı ilk etapta hangi alternatif tıp uygulamalarını tanıyacak?
Bu alanda akupunktur başta geliyor. Yine osteopati, homeopati, mezoterapi, refleksoloji, ozon terapi, fitoterapi, hipnoz, hirudoterapi, karyopraktik, taslak yönetmelikte tanınan ve uygulamasına izin verilen bazı alanlar.