gundem201402
|
Her alanda önemli isimleri Türkiye'ye davet eden ve ağırlayan Bakan Ömer Çelik'in bu kez misafiri, Çin Halk Cumuhuriyeti'nden Nobel Edebiyat Ödüllü Mo Yan olacak.
İsveç Akademisi'nin, "sanrısal gerçekçilikle halk hikayelerini, tarihi ve şimdiyi kaynaştırma"daki ustalığına atıf yaparak 2012 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık gördüğü Çinli yazar Mo Yan bu hafta Türkiye'de olacak.
Ünlü yazar, Bakanlık tarafından kendisi için hazırlanan program kapsamında İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerini gezecek.
Nobelli yazar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2013'te başlattığı "100 Çinli Entelektüel" projesi kapsamında Türkiye'nin güzelliklerini keşfedecek. Çin'in Franz Kafka'sı olarak adlandırılan Mo Yan için Türkiye'nin tarihi ve turistik yerlerini görüp bilgi alabileceği, ayrıca doğal güzelliklerinin keyfini süreceği bir program hazırlandı.
Programı kapsamında Bakan Ömer Çelik'in Mo Yan'ı kabul ederek görüşmesi de planlanıyor. Mo Yan'in ayrıca Nobel edebiyat ödülü sahibi Orhan Pamuk'la da bir araya gelmesi planlanıyor.
Sinemayla tanınan romancı
Gerçek adı Guan Moye olan Mo Yan, eserlerinde Çince "Konuşma!" manasına gelen Mo Yan mahlasını kullanıyor. Batı dünyasında Kızıl Darı Tarlaları filmine konu olan aynı adlı iki romanıyla bilinen yazar, sınıf mücadelesini anlatan yapıtı ile Asya Erkek Edebiyat Ödülü'nü, Çin'deki "tek çocuk" politikasını konu edinen son romanı ile de Çin'in en önemli edebiyat ödüllerinden olan Mao Dun Edebiyat Ödülü'nü aldı. Yan, Çin'de doğan ve Çin'de yaşamayı sürdüren ilk Çinli Nobel ödüllü yazar özelliğini de taşıyor.
Çin'de bir milyonun üzerinde aylık satış ortalamasıyla birinci sırada bulunan Çin Coğrafyası dergisinin baş editörü olan Shan Zhiqiang, Çin Edebiyat dünyasının tanınan isimlerinden olan Chen Huizhong ve farklı alanlarda kitapları bulunan pek çok yazar da Türkiye'yi gezme fırsatı bulacak.
Mo Yan Çinli yazarlara güven verdi
Harvest dergisinden Cheng, Çin halkı için Nobel tartışmalarının çok doğal olduğunu, çünkü Çin edebiyatının son yıllarda büyük bir gelişim kaydettiğini söylüyor.
Yilin Press'in kıdemli editörlerinden ve Çeviriler (Translations) adlı edebiyat dergisinin eski baş editörü Wang Lixing, modern Çinli yazarların kendilerine güvenlerinin çok arttığını ifade ediyor. Wang'a göre, 10 yıldan (1966-1976) fazla süren Kültür Devrimi'nin bitişi, Çinli yazarlara dışarıdaki edebi çalışmalardan etkilenme imkanı sundu. Wang, Çinli yazarların, böylece sevdikleri yabancı yazarları kendilerine model almaya başladıklarını ve nihayetinde, kıyaslama yoluyla kendi güçlerini keşfettiklerini söylüyor.
Aynı zamanda, Mo Yan'ın arkadaşı da olan Cheng Yongxin, Çinli yazarların bir temsilcisi sayılan Mo'nun, eserlerini doğup büyüdüğü kırsal kesimdeki hayata dair zengin bilgisinin yanında, Çin tarihi ve toplumu hakkındaki güçlü kavrayışına ve eleştirel düşüncesine dayanarak yarattığına dikkat çekiyor.
Dil, tek engel değil
Cheng'e göre, son yıllarda Çin'in kültürel yapısındaki hızlı değişime ve edebiyat alanında artan temsil gücüne karşın, Çin ve Batı edebiyatları arasındaki ilişki çok dengesiz ve Çin eserlerini Batı'ya takdim etmek hâlâ çok güç. Cheng, çeviri zorluklarının yanında, ideolojik ve kültürel farkların, Çin edebiyatının Batılı okurlarca kabul görmesinde büyük engel teşkil ettiğini söylüyor.
Wang Lixing ise tüm bu engellere karşın, Çin'in hızlı yükselişi nedeniyle her geçen gün daha çok insanın, Çin hakkında bilgi edinmek için bir yol olarak gördüğü modern Çin edebiyatını takip etmeye başladığını ifade ediyor. Bunun sonucunda da Mo Yan haricinde, Yu Hua, Su Tong ve Wang Anyi gibi ünlü yazarların eserlerinin de başka dilllere çevrildiğini söylüyor Wang.
Kitap bulamadığında sözlük okuyordu
Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Mo, 12 yaşında okulunu terk etti. Tarlada çalışmayı istemiyordu ve evlerindeki değirmenin içinde, gaz lambasının titrek ışıkları altında kitapların gizemli dünyasına girdi.
Mo Yan, "Çocukluğumda, köyümüzde sadece birkaç kitaba ulaşabiliyorduk. Okuyacak bir kitap bulabilmek için her yolu denemek zorundaydım. Başkalarıyla kitap değiş tokuşu yapıyor, hatta değirmende buğday öğütüp karşılığında kitap alıyordum" diyor.
Kendi dünyasını "Köyümüzde ulaşabildiğim tüm kitapları okumayı bitirdikten sonra, dünyanın en bilgili adamı olduğumu düşünmüştüm" diye tarif eden Mo Yan, "Elimde kitap bulunmadığından, Çince sözlük bile okumaya başlamıştım. Birçok kez okudum ve hatta, içinde hatalar bile buldum" diyor. Mo Yan, günümüzde ise durumun farklı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Şu an, boş zaman geçirmek için daha çok seçenek var, internette sohbet etmek ve müzik dinlemek gibi, böylece okumaya ayrılan zaman da kesinlikle düşüyor."