Çin'in başkenti Beijing'de Türk Görsel Sanatlar Sergisi açıldı.
Çin'de 2013 Türk Kültür Yılı kapsamında Türk çağdaş sanat eserleri, Çinli sanatseverlerle buluştu.
Türkiye'den Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile Çin Merkez Güzel Sanatlar Akademisi (CAFA) ortaklığıyla düzenlenen sergide Türk sanatçılara ait 200'e yakın eser yer alıyor. Eserler arasında, resim, heykel ve seramik eserlerinin yanı sıra, animasyon ve fotoğraflar da bulunuyor.
CAFA'nın Güzel Sanatlar Merkezi'nde düzenlenen serginin açılış törenine, Türkiye'den gelen akademisyen ve sanatçıların yanı sıra, Beijing Büyükelçiliği'nden Elçi Müsteşarı Bengü Yiğitgüden ve Kültür Tanıtma Müşaviri İlknur Yiğit ile Çin'in eski Ankara Büyükelçisi Yao Kuangyi de iştirak etti.
"Etkinlikler kültür yıllarıyla sınırlı kalmayacak"
Beijing Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Yiğitgüden, konuşmasında iki ülke ilişkilerinin her geçen gün geliştiğine dikkat çekerek, kültürel etkinliklerin karşılıklı kültür yılları ile sınırlı kalmayacağının, önümüzdeki yıllarda da devam edeceğinin altını çizdi.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Caner Karavit ve Prof. Dr. Ahmet Taşağıl da törende birer konuşma yaptı.
"Kültür yılları çok verimli geçti"
Çin Kültür Bakanlığı Dış Kültürel İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Li Liyan, yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki karşılıklı kültür yıllarının çok verimli geçtiğine dikkat çekti.
Çinli sanatçılar tarafından İstanbul'da düzenlenen "Dunhuang'ın Renkleri: İpek Yolu'na Açılan Büyülü Kapı" adlı sergiye karşılık olarak, Beijing'de Türk Görsel Sanatlar Sergisi'nin açıldığını ifade eden Li, "2012 Türkiye'de Çin Kültür Yılı kapsamında, Türkiye'nin 40 kentinde Dunhuang'ın Renkleri sergisinin de aralarında bulunduğu 400'ün üzerinde kültürel etkinlik yapıldı ve bu etkinliklere 300 bin Türk seyirci katıldı" diye konuştu.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile Merkez Güzel Sanatlar Akademisi (CAFA) ortaklığıyla düzenlenen sergi, şubat ayının ortasına dek açık kalacak.
Türk ve Çinli uzmanlar seminerde buluştu
Çinli ve Türk akademisyenler, ayrıca etkinliğe ek olarak, iki ülke arasındaki kültürel ilişkiler konusunda bir seminer gerçekleştirdi.
Beijing'de düzenlenen Çin-Türkiye Kültürel İlişkiler Konferansı'nda bir araya gelen akademisyenler, tarihî, ekonomik ve kültürel açılardan Türkiye-Çin ilişkilerini ele aldılar.
"Doğu kültürlerine odaklanmak, sorunları çözer"
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Batı Asya ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü Genel Müdürü Prof. Wang Lincong, konuşmasında İpek Yolu'nun yeniden kurulmasının, iki ülkenin de çıkarına olduğuna dikkat çekti.
İstanbul'un tarihte Doğu ile Batı arasında bir nakliye ve ulaşım noktası olduğunu hatırlatan Wang, Çin'den gelen ürünlerin Avrupa'ya İstanbul üzerinden gittiğini belirtti. Wang, ayrıca "Doğu kültürlerine daha fazla odaklanmak, dünyadaki sorunların çözümünü kolaylaştırır" diye konuştu.
Çin'in Türkiye'deki Kültür Müsteşarı Yu Jian ise yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ilişkilerin, karşılıklı düzenlenen kültür yıllarında daha çok geliştiğine işaret ederek, bundan sonra gelecekte işbirliğinin artması için neler yapılması gerektiğine odaklanacaklarını belirtti.
Prof. Taşağıl: Çin kaynaklarının taranması önemli
Konferansta konuşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Türk tarihinin anlaşılması için Çin kaynaklarının taranmasının önemini vurgulayarak, "Çinliler tarihimizi yazmasaydı, erken dönem tarihimizi bilemeyecektik" dedi.
Gelecekte bir İpek Yolu kurulacaksa, bunun ciddiyetle ve farklı açılardan ele alınması gerektiğine işaret eden Taşağıl, "Dünya, İpek Yolu'nu yeniden açmak zorunda. Ama bunun nereden geçeceği önemli. İpek Yolu'nun Doğu ve Batı uçlarındaki iki ülke olarak Türkiye ve Çin'in işbirliği yapması gerekir. Yoksa başka güçler devreye girer ve bunu Asya'nın kuzeyinden geçirip, Türkiye'yi devre dışı bırakabilir" ifadelerini kullandı.
Prof. Taşağıl: İki ülke, aslında birbirine çok yakın
Batı ve Doğu arasındaki ilişkilerin zaman zaman yaşanan kesintilere rağmen Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde sürdüğünü dile getiren Taşağıl, "Bugün, her ne kadar çok uzak görünseler de Türkler ve Çinliler çok yakın. Türk tarih kaynaklarının yüzde 95'inden fazlasının Çince olması, bize Çin ve Çin kültürünün önemini gösteriyor" diye konuştu.
Konferansta, ayrıca Prof. Sitare Turan Bakır ve Araştırma Görevlisi Kiraz Perinçek Karavit, Türk seramik ve resim sanatlarında Çin etkisine dair sunumlarda bulundu.