Çin ve Türkiye!
Asya'nın doğu ve batı uçlarında yer alan ve halkları arasındaki dostluğun uzun bir tarihi geçmişi olan iki ülke.
Binlerce yıl önce bu iki ülke halklarını eski İpek Yolu birbirine bağlıyordu. O eski İpek Yolu her alanda gelişen ilişkilerle bugün "Modern İpek Yolu"na dönüştü ve iki ülke halklarını yine birbirine bağlıyor.
Yıllar önce Çin ve Türkiye birbiri için uzaktaki eski dost iken bugün Türk Hava Yolları ve Çin Güney Hava Yolları'nın iki ülkenin önemli kentlerine düzenlediği günlük seferlerle daha da yakınlaştı. Bugün neredeyse her gün Türk basınında Çinli işadamı ya da resmi heyetlerin bir Türk kentini ziyareti haberleri görülmeye başlandı.
Çin, özellikle son otuz yılda dünyada liderler ligine adını yazdıran bir ülke oldu. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip olmanın yanı sıra mucizevî kalkınma hamlesinin de baş aktörü.
Gökyüzünde ve ticarette hızlanan Türk-Çin işbirliği artık her alanda hissedilir oranda büyüyor.
İki ülke arasında kurulması planlanan ve hat üzerindeki onlarca ülkeyle ekonomik ve siyasi ilişkileri de derinleştirirken yakınlaştıracak "Modern İpek Yolu" Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün deyimiyle "oyun değiştirici ve stratejik bir proje" olarak büyük öneme sahip.
Gül'ün işaret ettiği "Yeni İpek Yolu"nun önemi sadece Türk tarafında önemsenmiyor. Çin kamuoyunda da önemli bir iletişim ve ticaret platformu olarak görülüyor.
"Modern İpek Yolu"nun en somut adımlarından biri ise Ankara-İstanbul arasındaki hızlı tren hattının Çinli firma ve mühendisler tarafından inşası. Türk Hükümeti tarafından "Pekin'i Londra'ya bağlayacak" sloganıyla sunulan Marmaray Projesi'nin 29 Ekim'de açılmasıyla "Modern İpek Yolu Projesi" daha da önem kazanacak.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Haziran 2009'da gerçekleştirdiği Çin ziyareti de ikili ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktasıydı. Eylül 2010'da ortak askeri tatbikat yapılacak düzeye gelinmesi, Türkiye-Çin ilişkilerinin ne derece hızlı geliştiğinin önemli bir göstergesi oldu.
Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun Ekim 2010'daki Türkiye ziyareti ise ikili ilişkileri stratejik halkasını oluşturdu.
Wen Jibao'nun ziyaretini Şubat 2012'de Çin Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevini yürüten Xi Jinping'in gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti ise iki ülke arasında 2009'dan beri gerçekleştirilen üst düzey ziyaretlerin son halkasını oluşturuyordu. Xi Jinping'in, ABD gezisinin dönüşünde Türkiye'yi de ziyaret etmesi, Çin'in Türkiye'ye verdiği önemin bir işaretiydi.
Bu ziyaretlere karşılık olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise Nisan 2012'de 27 yıl aradan sonra Çin'i ziyaret etti. Üç günlük Çin ziyareti Türk-Çin ilişkilerinde balayının yaşandığının en önemli göstergesiydi.
Bugün, NATO ve Batılı müttefiklerinin tepkilerine rağmen Türkiye'nin "bağımsızlığı için" oldukça önem verdiği uzun menzilli füze ihalesini bile Çinli bir firma kazandı.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi hangi boyutta
İki ülke arasında gelişen bu ilişkilere rağmen çok değil birkaç yıl öncesinde Çin mallarına karşı Türkiye'de karşı propaganda hız kesmeden devam ediyordu. Ankara Ticaret Odası, bu kampanyada lokomotif görevi üstlenmişti. Tüm bu kampanyalara rağmen iki ülke arasındaki ilişkiler öyle bir noktaya geldi ki aynı Ankara Ticaret Odası, Çin'in Şanghay kentinde bugün temsilcilik açmak gerektiği gerçeğine direnemedi. Büyüyen Çin'e arkasını dönmek yerine ticarette Çinlilerin deyimiyle "kazan-kazan" ilkesini benimsedi.
Yine bugün karşılıklı yatırımlarla birlikte iki ülke arasındaki ticaret hacminin beş yıl içerisinde 50 milyar dolara çıkartılması ve ticarette dolar yerine TL ve Yuan'ın kullanılması gibi hedefler, küresel politik ekonomi dengelerindeki değişimin işaretlerini de veriyor.
Son 13 yılda iki ülke arasındaki ticaretin artış hızı ve geldiği nokta, Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı'nın resmi verilerinde net olarak görünüyor.
ÇHC-TÜRKİYE İKİLİ TİCARET VERİLERİ (1.000$)
Yıl İhracat İhraDeğ% İthalat $ / Bin İthalat Değişim % Hacim $ / Bin Denge $ / Bin
2000 96.010 %162,0 1.344.731 %50,3 1.440.742 -1.248.721
2001 199.373 %107,7 925.620 -%31,2 1.124.993 -726.247
2002 268.229 %34,5 1.368.317 %47,8 1.636.546 -1.100.087
2003 504.626 %88,1 2.610.298 %90,8 3.114.924 -2.105.672
2004 391.585 -%22,4 4.476.077 %71,5 4.867.663 -4.084.492
2005 549.764 %40,4 6.885.400 %53,8 7.435.163 -6.335.636
2006 693.038 %26,1 9.669.110 %40,4 10.362.148 -8.976.073
2007 1.039.523 %50,0 13.234.092 %36,9 14.273.615 -12.194.569
2008 1.437.204 %38,3 15.658.210 %18,3 17.095.414 -14.221.007
2009 1.599.139 %11,3 12.676.573 -%19,0 14.275.712 -11.077.433
2010 2.269.175 %41,9 17.180.806 %35,5 19.449.982 -14.911.631
2011 2.466.316 %8,7 21.693.336 %26,3 24.159.652 -19.227.019
2012 2.833.255 %14,9 21.295.242 -%1,8 24.128.497 -18.461.987
2012 / (1-7 ) 1.498.978 %13,4 12.182.374 -%4,6 13.681.352 -10.683.395
2013 / (1-7 ) 2.090.612 %39,5 14.326.792 %17,6 16.417.403 -12.236.180
İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 2012 yılında 24,1 milyar dolar olurken 2012 yılında Türkiye'nin, Çin Halk Cumhuriyeti'ne ihracatı yaklaşık 2,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Çin Halk Cumhuriyeti'nden yapılan ithalat ise yaklaşık 21,3 milyar doları buldu.
Kaynak: Trade Map
İthalat ve İhracat hangi ürünler üzerinde yoğunlaşıyor?
Türkiye'nin, Çin'e en fazla ihraç ettiği ürünler arasında ilk üç sırada; Metal cevherleri, cüruf ve kül; Tuz, kükürt, toprak ve taşlar ile anorganik kimyasal müstahzarlar yer alıyor.
Türkiye'nin Çin'den ithal ettiği ürünler arasında ilk üç sırayı ise elektrikli makine ve cihazlar; elektriksiz makine ve aletler ile plastik ve plastikten mamul eşyalar oluşturuyor.