ngunlug
|
Çin'de ipeğin başkenti olarak bilinen Hangzhou'ya gittik ve hem ipeğin serüvenini öğrenmeye hem de kenti tanımaya çalıştık.
Bu kapsamda, ipek ürünler satılan bir çarşıyı gezdik ve geniş bir fiyat aralığında değişen ürünleri inceledik.
İpeğin tarihini öğrenmek için de Çin Ulusal İpek Müzesi'ni ziyaret ettik.
Yemyeşil ve tertemiz bir ortama sahip müzenin güler yüzlü çalışanları da bize bilgi edinmemiz konusunda çok yardımcı oldu.
Dünyanın en büyüğü…
Çin Ulusal İpek Müzesi, 8 bin metrekarelik bina alanı ve 50 bin metrekarelik toplam alanıyla dünyanın en büyük ipek müzesi.
1992 yılında hizmete açılan müze, 2004 yılından bu yana ziyaretçilerini ücretsiz ağırlıyor.
Müzenin içinde "Çin İpeğinin Hikâyesi", "Çin'de İpekçilik ve İpek İşçiliği", "Dokuma Koruma Galerisi" ve "Xinyou Arşiv Merkezi" bölümleri yer alıyor.
Müzenin başlıca amaçlarından biri de kalıntıları araştırmak ve korumak.
2000 yılında kurulan Çin Dokuma Tanımlama ve Koruma Merkezi, bu alanda önemli araştırmalara ve faaliyetlere imza atmış. Merkez, 10 yıl sonra müzenin bünyesine katılmış.
Çin Ulusal İpek Müzesi, tekstil koleksiyonu, sergisi, korunması, araştırması ve eğitimi gibi açılardan Çin'in en büyük kurumu olmanın yanında, meşhur Çin ipeğinin ve bu kültürün vitrini işlevi görüyor.
Farklı dönemlere ait eserler
Çin Ulusal İpek Müzesi'nin antik ve çağdaş olarak ikiye ayrılan koleksiyonu içinde paha biçilmez önemde ve güzellikte ipek kıyafetler ve parçalar sergileniyor.
Bunlar arasında, farklı hanedanların dönemine ait eserlerin yanı sıra, modern Çin'de ipeğin kullanım alanlarını gösteren örnekler de yer alıyor.
Farklı dönemlerde, farklı şekillerde kullanılan, hatta farklı anlamları haiz olan bu ipek kıyafetlerin her birinin ardında ilginç hikâyeler ve tarihî gerçekler yatıyor.
Eserler titizlikle onarılıyor
Çin Ulusal İpek Müzesi'nin sıkı güvenlik önlemleriyle korunan ve ipek eserlerin onarıldığı bölümü çok dikkat çekici.
Görüştüğümüz uzmanlardan, kalıntılar arasından çıkarılan ipek kıyafetler ya da parçaların belli işlemlerden geçirilerek onarıldığını ve müzenin bünyesine kazandırıldığını öğreniyoruz.
Müze yerleşkesi içindeki ayrı bir bina olan bu bölüme girdiğimizde, ipek kıyafetler üzerinde titizlikle çalışan müze personeline de rastlıyoruz.
İpeklerin onarım işi büyük hassasiyet gerektiriyor. Bu ürünlerin tadilattan geçmeleri için belli sıcaklıktaki bir ortamda tutulmalarının yanı sıra, gerçeğe uygun renkte boyaların bulunması ve elden geçirilen kısımların yine dikkatle muhafaza edilmeleri şart.
Çocuklar ipek kumaşlar boyuyor
Çin Ulusal İpek Müzesi'nin ilgi çekici bir yeri de ipek ürünlerin dokunduğu ve boyandığı bölüm. Burada büyük ve küçük dokuma tezgâhları yer alıyor.
Bu atölyede, çocuklara ve farklı yaşlardan öğrencilere ipek dokuma ve boyama dersleri de veriliyor. Atölyenin duvarları da kendi boyadıkları ipek kumaşlarla poz vermiş mutlu çocukların fotoğrafları ile dolu.
Türkiye ile de temaslar var
Çin Ulusal İpek Müzesi, aynı zamanda yurtdışından müzelerle ve ilgili kültürel kuruluşlarla da temas hâlinde.
Müze, kendi bünyesindeki kalıcı sergilerin haricinde, birçok müzenin de yaptığı gibi, geçici sergilere de kucak açıyor.
Müzeye ziyaretimiz esnasında, müzenin Toplumsal Eğitim Bölümü Başkanı Yu Minmin ile görüşme fırsatı yakaladık. ABD, Fransa ve Kanada'nın aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede ipek sergileri düzenlediklerini dile getiren Yu, sözlerini bizim daha da ilgimizi çeken bir noktaya, Türkiye'ye getiriyor.
Yu Minmin, 2008 yılında Türkiye'yi de ziyaret ettiklerini hatırlatıyor ve Türk ipeğinden övgüyle söz ediyor:
"İstanbul'a ve Bursa'ya gittik. Bursa'dayken bir ipek çarşısında gezdik. Oradaki yöresel ipek fularlar ile Çin'in ipek fularları arasında büyük fark var. Bunun dışında, İstanbul'dayken Topkapı Sarayı'nı da gezdik. Topkapı Sarayı'nda, Osman İmparatorluğu dönemine ait ipek kıyafetleri gördüm. Çok güzeldi."
Yu, İpek Yolu'nun Asya güzergâhındaki iki ucunda bulunan Çin ile Türkiye'nin, ipek kültürü konusunda daha fazla temasta bulunması gerektiğini dile getiriyor. Yu Minmin'in fikrine tabii ki biz de katılıyoruz. İpek Yolu'nun Asya'daki iki ucunda yer alan Çin ve Türkiye, ipek ürünler ve ipekçilik konusunda dünyaya nam salmış ülkeler. İki ülkenin, ipeğin ve ipekçiliğin tarihinde, bu alanlardaki bilimsel çalışmalarda birlikte daha çok çalışması gerektiği aşikâr.