Bir kente gittiğim zaman, o kentte ilk akla gelen yerlerden önce, kıyıda köşede kalmış, öne çıkmamış yerleri keşfetmeyi tercih ediyorum. Böyle düşündüğüm için olacak, Çin'e geldikten ancak beş ay sonra Çin Seddi'ne gitmeyi akıl edebildim. Türkiye'deki dostlarım, Çin'de olduğuma ikna olmak için, Badaling'de çekilmiş fotoğraflarımı Facebook'ta görmek istiyorlardı.. Oysa ben çoktan renren ve weibo hesapları açmış, sosyal paylaşım sitelerine ayırdığım vakti buralarda geçirmeye başlamıştım. Çin, her yönüyle farklı bir dünyaydı; sosyal paylaşım siteleri de elbette farklı olacaktı..
Beijing'e gelir gelmez, kentin sanat mekânları hakkında araştırma yaptım. Yaptığım araştırmalar beni bir hayli heyecanlandırdı. Buraya gelmeden evvel, Beijing'in tipik bir başkent olarak, sanat ve kültür hayatından uzak olduğunu sanıyordum. Kafamdaki Çin algısında, Çin'in kültür-sanat başkenti Shanghai'dı. Beijing'in bu yönüyle Ankara'ya benziyor olmasından endişe ediyordum. Kentin kültür-sanat mekânları üzerine yaptığım araştırmalar sonucu ilk dikkatimi çeken yer 798 Sanat Bölgesi oldu. Askeri fabrikaların sanat galerisine dönüştürülmüş olması, beni heyecanlandırmaya yetmişti. Darısı bütün askeri fabrikaların başına diyerek, 798 Sanat Bölgesi'yle ilgili bazı temel bilgileri aktaralım.
798 Sanat Bölgesi, Beijing'in Chaoyang bölgesinde yer alıyor. "Fabrika 798" adıyla da anılıyor. Bu alan, aslında bir askeri fabrika bölgesi. Sovyetler Birliği ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında askeri ve sanayi işbirliğine dayanan "Sosyalist Birleşme Planı" neticesinde kurulmuş bir tesis. Bu plan uyarınca ve Çin'in 1. Beş Yıllık Planı'na uygun olarak 156 ortak fabrika açılması kararlaştırılıyor. Bu fabrikalarda üretilen birçok ürüne, Çin ordusunun acil ihtiyacı var. Çin proje kapsamında ek tesisler yapılmasını talep ediyor. Fakat Ruslar bu teklifi reddederek, Çin'i, Doğu Almanya'ya yönlendiriyorlar. Bunun üzerine Zhou Enlai'nin talimatıyla, mühendis ve bilim adamlarından oluşan Çin ticari heyeti, 1952 yılında Doğu Almanya'ya giderek, bu ülkede çok sayıda fabrikayı ziyaret ediyor. 1952 yılının başlarında projeye başlanıyor ve Çinli tasarım ekibi, gerekli çalışmaları yapmak için Doğu Almanya'ya gönderiliyor. Daha sonra projenin adı "Proje 157" oluyor.
Askeri fabrikaların inşası için Dashanzi bölgesinde 640 bin metrekarelik bir alan seçilmiş. Projenin adı bu kez "Ortak Fabrika 718" olarak belirleniyor. (Küçük bir bilgi olarak aktaralım, Çin hükümeti askeri fabrikaların isimlerini 7 ile başlatıyormuş.) Fabrikaların maliyeti o zaman için çok büyük bir bütçeye mal olmuş, yapılan harcamalar 140 milyon yueni bulmuş. Yaklaşık 17 milyon dolar ediyor. Bütçenin tamamı Çin hükümeti tarafından karşılanmış.
Peki, bu askeri fabrikalar nasıl bir sanat alanına dönüştü? Beijing sanat çevresi, birçok sanat dalının icra edileceği, galerilerin ve atölyelerin iç içe olduğu bir alan arıyordu. Beijingli sanatçılar, 1984-1993 yılları arasında, Eski Yazlık Saray yakınlarında çalıştılar. Sonra mahkeme kararıyla buradan ayrılmak zorunda kaldılar. 1995 yılında Beijing Güzel Sanatlar Akademisi, şehir merkezinden uzakta, geniş bir alan aramaktaydı. Ve ilk sanat galerileri, o günlerde kullanılmayan bu askeri fabrikalarının olduğu bölgeye açıldı. Zamanla birçok sanatçı ve akademisyen atölyelerini buraya taşımaya başladılar. 2000'li yıllarla birlikte 798 Sanat Bölgesi, ulusal ve uluslar arası çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yaptı, kentin kültür-sanat merkezi haline geldi. 2008 Beijing Olimpiyatları sırasında, 798 Sanat Bölgesi'ni 300 binden fazla kişi ziyaret etmiş. Bu alan, New York'taki SoHo ve Greenwich Village'a benzetiliyor.
798 Sanat Bölgesi'nde, en az galeriler ve atölyeler kadar dikkat çeken bir başka unsur da, hepsi bir tarza göre dizayn edilmiş kafeler. Bu kafelerde, yiyecek ve içecekler üzerinden belirlenen temalar olduğu gibi, çeşitli sanat dallarını tema olarak kullanan kafeler de mevcut. Benim favorim kitapçı-kafeler oldu. Raflardan rastgele bir kitabı seçiyorsunuz, güzel bir filtre kahve söylüyorsunuz, bir yandan kitapçıda çalan hafif müziğin etkisine bırakıyorsunuz kendinizi, bir yandan da meraklı gözlerle sokaklarda dolaşan sanat meraklılarını takip ediyorsunuz.. 798 Sanat Bölgesi, kesinlikle birkaç saatte gezilecek bir yer değil. İşin aslı, burası "gezilecek" bir yer değil, "vakit geçirilecek" bir yer.
Beijing'de şehrin tam merkezinde, 798'in küçültülmüş bir kopyası olduğunu duydum: Buranın adı Fangjia Hutong. Lama Tapınağı'nın yakınlarında yer alıyor. Tıpkı 798'deki gibi bu sokakta da kafeler, barlar, sokak müzisyenleri, kitapçılar mevcut. Siz bu programı dinlerken, ben elimde fotoğraf makinesiyle Fangjia'yı keşfediyor olacağım. Umarım önümüzdeki programda da bu sokaktan bahsederiz.
Beijing'de birçok müzeyi, meydanı, sahneyi gezerken hayranlıkla kıskançlığı bir arada yaşadık. Neden Türkiye'de böyle bir mekân yok diye hayıflanmaktan, bir kez daha kendimi alamıyorum. İstanbul'da Cihangir semti, böyle bir işlev görüyor gibi. Ancak sadece kültür-sanat etkinlikleri için bir alan yaratmak, başka bir şey. Türk medyasında Çin'e dair çıkan haberlerin içeriği ve menşei malumunuz. Aynı klişeler her haberde tekrar ediliyor. Çin'i, bir de 798 Sanat Bölgesi üzerinden değerlendirmek, Türkiye'nin Çin algısına katkı olmakla kalmayıp, eksiklerimizi de bize gösterecektir.
Emre EMİRALİOĞLU